YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Ortada bir ölüm varsa, ortada ölüme dayalı acılı bir atmosfer varsa orada bir hüzün vardır. Yapılan tüm eylem ve söylemler hüzün atmosferine uygun olmalıdır. Milletçe acılar yaşadığımız şu günün atmosferi de hüzün ve yara sarmadan başka bir şey barındırmamalıdır.
Peki, siyasiler on binlerce insanımızı kaybettiğimiz, cenazelerinin enkaz altında olduğu ilk günden itibaren niçin siyasi hesaplar, planlar yapmaktadır? Cenaze ortadayken miras kavgası yapan herkes kınanır, toplumda ayıplanır değil mi?
Deprem felaketinde 35 bini aşkın insanımızı kaybetmişiz ama siyasi ahlaksızlık peşindeki muhalefet ve ahlaksız muhalefetin her daim propaganda destekçisi Bülent Arınç, seçimlerin vaktini konuşuyor. Yani Bülent Arınç pas veriyor, muhalefet gol atmaya çalışıyor. Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz siyasiler bir acımız dinsin, bir enkaz altından insanlarımız çıkarılsın ve cenazeleri toprağa verilsin. Yetimlere, öksüzlere kol kanat gerilsin. İnsanlar başını sokacağı bir çadıra, bir eve kavuşsun. Batsın sizin siyasetiniz.
Enkaz altında canlar hâlâ kurtarılmaya devam ederken seçimleri konuşan bir muhalefetin vicdanı olabilir mi?
Kemal Kılıçdaroğlu “Seçimden korkma. Ya da kork, seçim zamanında yapılacak” diyor.
Meral Akşener "Seçimlerin 14 Mayıs’a yetişeceğini sanmıyorum. Ama 18 Haziran’a kalacağını sanıyorum" diyor. MHP’de iken deprem tecrübesi yaşamış Koray Aydın tecrübesiyle yol gösterici olması gerekirken daha deprem enkazı ortada iken “Erdoğan bu depremin şamarını yer” açıklamasını yapıyor.
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin “Cumhurbaşkanı ve YSK seçimleri erteleyemez” diyor.
Ahmet Davutoğlu “Seçim erteleme senaryoları ile sivil bir darbeye kalkışmayın!” diyor.
Bunların hepsine şamar gibi cevabı AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik “Canlarımızı kurtarmanın ve yaraları sarmanın mücadelesini veriyoruz. Seçim ya da başka bir şeyin konuşulması söz konusu bile değil. Cenazelerimizi defnederken, yaralılarımıza sahip çıkarken böyle bir şeyi hiçbir şekilde konuşmayız. Bu tip konuşmaların da bizimle bir ilgisi yoktur” cümleleriyle verdi.
Muhalefet dün nasıl ekonomik kriz istismarını, Kovid-19 istismarını yaptıysa bugün de deprem felaketinden dolayı susmayı dahi düşünmeyerek seçim naraları atıyor. Canlarımız kurtulduktan, kurtulamayanlar toprağa verildikten, acılar dindikten, yaralar sarıldıktan sonra seçim konuşması çok mu zor? Muhalefette böyle bir karakter, böyle bir ahlaksızlık varsa elbette zordur.
Bülent Arınç’ın seçim tarihi üzerinden muhalefete gol pası vermesi ofsayta düşmek olmuştur. Siyasette etkisi, yetkisi, itibarı olmayan bir adamın AK Partili maskesiyle şu acılı günlerimizde yaptığı açıklamalar işgüzarlıktır.
On binlerce canın acısı, cenazesi ortada iken, daha depremin enkazı ortada iken, yaralılar derman beklerken seçim üzerinden kurulan her cümle siyasetin iğrençleştirilmesi olmuştur.
Sayın Bahçeli “Enkazın üzerinde tepinen, göçüğün altında ikbal tezgâhı kuran, feryadımızdan siyasi rant aşırmak için çırpınan utanmazlara her dönemde bilavasıta şahitlik ettik. İnsanlarımız imdat çağrısı yaparken, milletimizin ahları vahları arşı titretirken, afetzedeler can havliyle hayata tutunmaya çalışırken; kazanç ve çıkar çetelesi tutan vicdan ve insanlık fukaralarını esefle, ibretle, öfkeyle izledik” derken haksız mı?
Seçim elbette belirlenen hangi tarihte ise o zaman yapılacaktır. Değerlendirmesini devlet ve hükümet yetkilileri yapacaktır. Ama şu an tek derdiniz seçim mi siyasi yağmacılar?