Hüseyin Nihâl Atsız yıllar önce “Siyonizm, Yahudilerin rahatını ve mutluluğunu, dünya milletlerinin huzursuzluğundan arayan teşkîlatlı ve insanlık düşmanı bir fikirdir." sözleriyle yeryüzünün eli kanlı yaratığı İsrail’in dünyadaki misyonunu özetlemişti. Siyonizm odaklı İsrail, masum insanların üzerinde gerçekleştirdiği vahşetlerle, katliamlarla dünyanın huzurunu kaçırmış durumdadır. Elbette İsrail bu katliam ve vahşet yapma rahatlığını sadece kendi gücüyle bulmuyor. ABD Başkanı Joe Biden’in "Siyonist olmanız için Yahudi olmanıza gerek yok. Ben bir Siyonist’im, İsrail olmasaydı, dünyada tek bir Yahudi bile güvende olmazdı." açıklaması, İsrail’in vahşet ve katliam gücünü kimden aldığını gösteriyor. Çünkü onlarda da şöyle bir inanç var: Bir Hristiyan Siyonist, Tanrı'nın Hz. İbrahim'le yaptığı ahit neticesinde Filistin coğrafyasını Yahudi halkına verdiğine ve Yahudilerin seçilmiş ırk olduğuna inanır. Hristiyan Siyonistlere göre İsrail'i koşulsuz şekilde ekonomik, siyasi ve dinsel açıdan desteklemek Tanrı buyruğudur.
ABD’nin Siyonist Hristiyanları bu yüzden İsrail’i en baştan kayıtsız-şartsız destekliyor. Bunlar, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten beri Gazze halkı üzerinde başlattığı katliamlara desteklerini açıktan en üst düzeye çıkardılar. ABD, o günden bugüne dünyada oluşan tepkileri azaltmak için hep ikiyüzlü rolünü oynadı. Bir bakıyorsunuz açıktan her türlü desteği verip “Her türlü İsrail’in arkasındayız”, “İsrail’in soykırım yaptığına dair bir delil göremedik” diyor. Sonra sırf sanki bir duyarlılığı varmış gibi “İsrail acilen sivilleri korumak için daha fazlasını yapmalı”,” Gazze'ye ilişkin politikamız, İsrail'in sivil kayıpları önleme adımlarına göre belirlenecek”, “İsrail, Gazze'de sivilleri koruyamadı, 'uluslararası hukuku ihlal etmiş olabilir”, “İsrail teröristten çok sivil öldürdü” açıklamasını yapıyor. Bu sözlerin tamamı dünya kamuoyunu İsrail vahşetleri karşısında oyalamak ve tepkileri frenleme taktiğidir.
ABD, BM ve NATO kararlarının tamamında desteğini yaratık İsrail’den yana kullanmıştır. İsrail madem sivil öldürüyor, niçin durdurmak için hiçbir yaptırım uygulamıyorsun? ABD “Görmedim, göreceğim, gördüm, duymadım, hani nerede, öyle mi olmuş” diye diye bugüne kadar dünyayı oyalamış ve 36 bin masumun ölümünü herkese izletmiştir. ABD belli ki, bu omurgasız, ikiyüzlü, şeytani ve vahşeti destekleyen yönünü devam ettirecek.
İsrail yönetimi de bunun garantisini almış olmalı ki, Gazze’den sonra Refah Kapısı’nda da sivillere yönelik vahşetlere başladı. ABD destekli İsrail öyle vicdansız bir terör devleti ki, Refah Kapısı’nda çadırda yaşayan insanların üzerine bomba yağdırdı ve 45 masum insanı diri diri yakarak öldürdü. Daha sonrada 22 masumu aynı yöntemle öldürdüler.
Yaratık İsrail'in başbakanı Netanyahu denen alçak, adeta dalga geçerek Refah'ta Filistinlilerin kampının bombalamasını “trajik bir aksilik” olduğunu ifade etmiş…
ABD ise yine ‘idare edici’ klasik tavrını sürdürerek "Refah'ta İsrail ordusunun dün gece onlarca masum Filistinliyi öldüren hava saldırısının ardından ortaya çıkan yıkıcı görüntüler içler acısı." açıklamasında bulunmuş… Bu açıklamalarına rağmen ne İsrail ne de ABD bu vahşetten vazgeçmiyor. İsrail, hem Gazze’deki hem Refah Kapısı’ndaki masumları öldürmeye devam ediyor. Amerika’da Yunanistan'ın Hanya Hava Üssü'nden İsrail’e yine silah yardımı yaptı. Çünkü masum öldürmek ABD ve İsrail’in Siyonist geleneğidir. Ama gün gelecek bir gün bu masumların hesabını mutlaka vereceklerdir. Ne demişler: Olsun be aldırma Yaradan yardır / Sanma ki zalimin ettiği kârdır / Mazlumun ahı, indirir şahı / Her şeyin bir vakti vardır”
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN