YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Cuma gününden bu yana Türkiye’nin acılı gündemini rezil siyaset hesaplarıyla kirletenler, şimdi rezaletlerinin farkında olduğu için dostlar alışverişte görsün misali depremzedelerden özür diliyorlar. Sanki umurlarındaymış gibi “Deprem bölgesine yoğunlaşacağız” diye yine seçim odaklı tribünlere oynuyorlar.
Türkiye deprem acısını derinden yaşarken, deprem yaralarını sarmak için devlet-millet bütünleşmesiyle seferberlik hâlindeyken, bunlar küfür, hakaret, suçlama, senaryo yazma odaklı birbirine girdiler. Böyle bir Türkiye atmosferinde insan olan bu yaptıklarından utanır ama bunlar ne atmosfer dediler, ne depremzede dediler zerre utanma duygusu göstermediler.
Türkiye’ye nasıl bir rezillik yaşattıklarını bildikleri için şimdi içinde depremzede geçen cümle kurma mecburiyeti hissediyorlar.
Türkiye’deki siyasi rezilliğin başaktörü olan Meral Akşener “Bu 4 gün için deprem bölgesindeki bütün kardeşlerimizin hakkında konuşmanın biraz perdelenmesi sebebiyle burada pay sahibi olduğu için bütün kalbimle özür diliyorum. 4 günde onlarla ilgili konuların perdelenmiş olması Türkiye'nin geleceği için önemliydi” diyor. Ne uğruna yaptın bunu peki?
“Kemal Kılıçdaroğlu’ndan aday olmaz” diye aylardır sürdürdüğü oyunu deprem acısının ortasında direkt kavgaya dönüştürdü. Sonra geldi tıpış tıpış Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul eden metne imza attı. Şimdi çıkmış depremzedelerden özür diliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir adam için kavga etmeye, bu kadar hakaret, aşağılama yaşamaya değer miydi?
Yahut böyle bir adam için tekrar gelip masaya oturmaya değer miydi? Türkiye’nin bu kadar acısının ortasında bunları yaşatmak yerine keşke bir daha gelmemek üzere, evine dönüp torun sevseydin Meral dede. (Torunları dede diyormuş)
Bir de yanında şakşakçılar var. Kadının CHP’lilerden yemediği hakaret, küfür kalmadı. Parayla bile satın alındığı söylendi. Düştüğü bu hâli de “İşte Lider, seninle gurur duyuyoruz” diye kahramanlık hikâyesine dönüştürmeye çalışıyorlar. Oysa yapmaları gereken o meşhur “Ağam biz bu b*ku niye yedik o hâlde?” sonuçlu hikâyeyi birbirlerine anlatmalarıdır.
6+HDP’nin medya karargâhı Haber Türk’te Meral Akşener’e Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanırken yansıyan surat ifadesini soruyorlar. “Deprem oldu, kahkaha atmaya çekiniyoruz” diyor. Ama bir dakika geçmeden kahkaha atıyor ve program kapanırken şu diyalog da kahkahalarını yükseltiyordu.
Fatih Altaylı: Milleti hop oturup hop kaldırdınız.
Merak Akşener: Bundan sonra yapmayacağım söz.
"Söz mü?"
"Söz."
"Söz mü bir daha yapmayacak mısınız?"
"Söz."
Yani o surat ifadesinin depremzedeye üzülmekle alakası yok. O kendinin yaşadığı Kemal Kılıçdaroğlu depremiyle alakalı hâlidir. Deprem şehitlerine saygısı olan, deprem mağdurları aklında olan birisi Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir adam için böylesine bir gündem kirliliğine girmezdi. Zaten depremzede hassasiyeti olsa "Bir algı operasyonuyla olayı çok fazla büyütüp sıyrılmaya çalışıyorlar. Asrın felaketiymiş. Başka ülkede niye böyle olmuyor?” diyerek asrın felaketini küçümseyen zekânın sahibi Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı gösteren imzayı atmazdı.
Devletin tüm kurumları, hükümetin sorumlu bakanları günlerdir deprem bölgesinde depremzedelerin yarasını sarmak için gece gündüz çalışıyorlar. Bunlar da kim cumhurbaşkanı, kim yardımcısı, kim milletvekili olacak onun kavgasıyla gündemi kirlettiler ve depremzede gündemini meşgul ettiler. Bunların beyin ve ahlakı enkaz altında kalmış. Ne bekliyoruz ki?