Dünyanın her yerinde ekonomik kriz yaşandığı gibi Türkiye’de de bu manada kriz yaşanmaktadır. Gıda, enerji ve barınma konusunda sıkıntı yaşamayan ülke neredeyse yok gibidir. Gerek pandemi süreci gerekse Rusya-Ukrayna savaşı her manada ekonomik krizi tetiklemiştir. Avrupa ülkelerinde gıda, enerji konusunda alınmaya çalışılan önlemler kimilerine komik gibi görünse de krizin ciddiyetini göstermesi açısından önemlidir.
Türkiye de bu ekonomik krizi ve vatandaş üzerindeki ağır yükü hafifletmek için elinden geleni yapıyor. Özellikle son bir yıldır alınan bazı kararlar, ekonomik krizin ağır faturasını hafifletmeye yönelik iyi niyet adımları olmaktadır.
Piyasada döviz artışını fırsat bilip, benzin-mazot artışını bahane ederek zam üstüne zam yapan ama döviz düştüğünde de, petrol fiyatları düştüğünde de zamları geri almayan bir fırsatçı zihniyetin varlığını da herkes gördü. Türkiye’de sebze-meyve fiyatları ilden ile, ilçeden ilçeye, pazardan pazara, marketten markete büyük fark göstermektedir. Hükümet ürünlerdeki KDV oranlarını kaldırıyor. Ama zaten zamlanmış ürüne bir daha zam yapan işletmeler bu indirimin değerini anında ortadan kaldırıyor. Bu manada kontrol edilmeyen bir piyasa düzeni olduğu alenen ortadadır.
Hükümet son olarak, otomobil piyasasını normalleştirmek ve bu alandaki fırsatçıların sistemini bozmak için, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle uğraşanların, tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6 bin km sınırından önce araç satmaması için karar aldı. Bu karar otomobil satışlarında fırsatçılığı bir sistem haline getirenlere darbe olacaktır. Bu kararla birlikte otomobil fiyatlarında indirim kendiliğinden gelecektir.
Keza hükümetin konut projesine başlaması ve ev kiraları konusunda alınan kararlar da barınma ihtiyacında bir nebze olsun fırsatçıların önüne geçecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla enflasyonla mücadele kapsamında Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinden 30 ürün noktasında indirimli ürün dönemi başlatılması da önemli bir başlangıç olmuştur. Bu konuda bir sistem oluşturulursa zamlar konusunda birbiriyle yarışan diğer büyük marketler de bu sisteme ayak uydurmak durumunda kalacaktır. Türkiye genelinde 1400 Tarım Kredi Kooperatifleri marketi olduğu söylenmektedir. Bunun ivedilikle Türkiye’nin tüm il ve ilçelerine açılması lazımdır. Bu marketler ne kadar fazla olursa fiyat kontrolü de o kadar güçlü olur. Eğer bu marketlerde makul indirimler olur, vatandaş alış-verişini buralardan yapmaya devam ederse piyasada doğal olarak indirim rekabeti başlayacaktır.
Ekonomik krizi siyasi fırsatçılık gören muhalefetin, Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde başlayan indirim dönemine de çamur bulaştırmaya çalışması, vatandaşın yanında değil de ekonomik krizin devamlılığı yanında durduklarını çok net göstermektedir. Bu karar karşısında yapıcı bir tane söylemleri olmadan, sürekli karalama yapmaları da niyetlerini anlamamızı bir kez daha göstermiştir. Eksik varsa eksiği göster, yapılması gereken varsa onu göster. Ama yok. Sürekli olumsuzluk pompalıyorlar. Çünkü bu ekonomik krizden çıkılır, bu ekonomik kriz hafiflerse, kimsenin bunların yüzüne bakmayacağını biliyorlar. Piyasada kimi ekonomik vurgun yapmak için fırsatçılık peşinde, bu muhalefet de siyasi vurgun yapmak için fırsatçılık peşindedir. Ekonomik krize yönelik hangi iyileştirici adım atılırsa muhalefetin kendinden geçmesi bu süreçte kimin ne hesap peşinde olduğunu göstermektedir. Niyet vatandaşın hali değil, vatandaşın yaşadıklarını istismardan başka bir şey değildir.