YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Dünyanın en kahpe devletleri sıralamasında son bir yılda Gazze üzerinde gerçekleştirdiği soykırım ile birinci sıraya yerleşen İsrail, vahşetlerini aralıksız sürdürüyor. Zaten öyleydi ama tarihinde bu derece insanlıktan çıkmamıştı. İsrail’in vahşetleri, zulümleri o kadar aralıksız sürüyor ki, dünyadaki herkes bu manzaraya alıştı. Hani derler ya “Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir.” diye… Dünyada vicdan, merhamet, hukuk, adalet kaybolunca İsrail de dünyaya kafa tutarak mazlum insanlar üzerinde her türlü vahşeti gerçekleştiriyor. Kundaktaki bebekleri dahi “terörist” bahanesiyle öldüren İsrail, elbette bir gün tüm bunların hesabını verecek de bugün hesap vermesi gerekenler bu vahşete sessiz ve duyarsız kalan hatta destekleyen devletler olmalıdır. En başta ABD’nin bu konuda yatacak yeri yok. İsrail’in bu vahşetlerini sırt sıvazlayarak, silah yardımı yaparak ve vahşete engel olmaya çalışanları sindirerek, korkutarak bizzat ABD yapmıştır. ABD ve İsrail yönetiminde yer alanların insanlığından bahsetmek mümkün değil. İnsani duygusu olan çocuk öldürür mü, çocuk öldürülmesine müsaade eder mi?
Daha önce belirttiğim gibi hadi soykırımcısınız, işgalcisiniz, uluslararası hiçbir hukuku tanımıyorsunuz ve buna rağmen elinde silahla vatanını korumaya çalışan Hamas’ın, Hizbullah’ın liderlerini, komutanlarını, mensuplarını silahlı bir karşılık verildiğinden dolayı öldürüyorsunuz. Bunu bir nebze anlıyoruz tamam da…
Ey şereften, insanlıktan nasibini almamış yaratıklar!
Kundaktaki bebeklerden, çocuklardan, kadınlardan, yaşlılardan ne istiyorsunuz?
Kundaktaki bebek size kurşun veya füze mi atıyor?
20 bine yakın çocuk öldürdünüz. Korkmanız normal çünkü “Biz masum insanlara öyle vahşetler uyguladık ki, o çocuklar büyüdüğünde bizden bunun hesabını sorar” diye köklü soykırım sistemini uyguluyorsunuz.
Netanyahu’nun oğlu Yair’in “En büyük İsrailli Başkan” diyerek zaferini paylaştığı Trump, yeniden ABD’nin başkanı oldu. ABD seçimlerinden önce Trump’un İsrail’e “Ben başkanlığa gelmeden savaşı sonlandırın” dediği ve Joe Biden yönetimine İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması yönünde bir mesaj ilettiği iddia edilmişti. Bunlar somut adımlar atılmadığı için elbette hala iddia olarak kalıyor. Trump bir önceki ABD Başkanlığı’nda Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıyarak zaten kaosun fitilini ateşlemiş birisiydi. Trump her manada İsrail’in yanında olan birisidir. Trump’un seçimlerden sonra ABD'nin “İsrail devletine ihtiyacı olan şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, kötülük karşısında tam bir zafer elde etmesi için koşulsuz olarak sağlaması gerektiğini” söyleyen Elise Stefanik'e ABD'nin BM Büyükelçiliği görevi için teklif götürdüğü de geçtiğimiz günlerde medyaya yansıdı. ABD başkanları değişse de derin ABD politikaları asla değişmiyor. Bakalım “Savaşı ben gelince bitirin”, “Ateşkes sağlansın” kulisleri yalan mı yoksa gerçek mi önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Ateşkes elbette yeni mazlumların ölmemesi için vicdan ve merhamet sahipleri olarak en büyük arzumuz fakat ateşkes sağlansın/sağlanmasın İsrail uluslararası mahkemelerde bu soykırımın hesabını en ağır şekilde vermelidir.
İsrail bölgede etkisiz, tesirsiz hale getirilmezse onun bulaşan kanlı salyaları bölgeyi tamamen istikrarsız hale getirecek ve kaos bataklığına saplayacaktır. ABD, büyük İsrail’i ve ona ileri karakol oluşturmak için yapay Kürdistan’ı kurma hayalinden vazgeçmezse maalesef olacak budur. “Trump sağduyulu olmayı başarabilecek mi?” cevabını arayan soru şimdilik budur.