YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Yerel seçimlerden sonra Türkiye’deki iktidarın, muhalefetin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının, siyaset bilimcilerinin seçimi değerlendirmedeki ortak noktası; ekonominin yarattığı acı tablonun siyasi tercihleri belirleme şekli olmuştur. Türkiye’yi yöneten iktidara fatura kesmek isteyen seçmen, iktidar karşısında güçlü gördüğü ana muhalefet partisine gözlerini kapatıp yönelmiştir. CHP’nin bir siyasi erdemi, ahlakı yahut halka yönelttiği bir projeleri olduğundan değil; seçmenin yönelmesindeki tek etken ikinci parti konumunda CHP’nin olmasıydı. Ankara ve İstanbul’da miting yapamamış, Ordu, Sinop, Manisa ve birçok yerde boş meydanlara seslenmiş CHP bile sonuçlara şaşırmıştı.
“Halka hizmet, projeleri hayata geçirmek” ölçü olsaydı CHP’nin böyle bir oy alması mümkün müydü?
İstanbul’da hangi hizmet oldu da Ekrem İmamoğlu tekrar İBB Başkanı seçildi? Ankara’da yaşayan biri olarak 5 yıldır göremediğimiz bir hizmete rağmen, Mansur Yavaş oyunu artırarak hangi ölçüye göre seçildi. (Ya da diğer CHP’li Belediye Başkanları?)
Medya şişirmesi, yazar/yorumcu gazıyla geldiler, onunla da ilerliyorlar. Günlerdir birinin Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı, diğerinin de Tarihi Kentler Birliği Başkanı seçilmesini konuşuyoruz. Daha doğrusu bunun üzerinden rüzgâr estiren CHP merkezli medyayı takip ediyoruz. Bunlar, bu seçimleri kazanmalarını yeni bir yaşam gezegeni bulmuş gibi öyle bir abarttılar ki…1945’de özel, 2005’de ise resmi olarak kurulmuş Türkiye Belediyeler Birliği’ni (TBB) ve 2000 yılında kurulmuş Tarihi Kentler Birliği’ni kimse bunlar gibi abartmamıştı. Gel gör ki, bunların önümüzdeki seçimler için yine şişirilmiş balon olmaya ihtiyacı olduğundan bu seçimleri abarttıkça abartıyorlar.
Tüm belediye başkanlarının girdiği bir seçim ortamı var, CHP’li belediye başkanı yoğunluğundan seçimleri kazanması garanti… Niçin (varsa) halka hizmeti olan CHP’li Belediye Başkanlarından değil de yönettikleri Ankara ve İstanbul’a çivi çakmamış adamları bu kurumların başına başkan seçtiler…
Bu konuda zaten Ekrem İmamoğlu’nu hiç konuşmaya gerek yok, o belli boncuk tıpkı Ankara’daki gibi… Ankara selin altında iken İstanbul’daki Tarihi Kentler Birliği seçimlerinde gezen ManSUr Yavaş’ın hali de zaten başka bir tuhaf…
Adamın suya karşı sanırım büyük bir alerjisi var. Valilik ve Meteoroloji ne zaman “şiddetli yağış olacak, sel tehlikesi var” var diye uyarsa, adam ya yurt dışında ya şehir dışında oluyor. Bir günde görevi başında Ankara’da durmuyor.
7 kişinin hayatını kaybettiği bir selde İngiltere’de idi. Diğer bir selde de Eskişehir’de CHP’li Belediye Başkanlarıyla siyaset kovalıyordu, başka bir selde Kayseri/Pınarbaşı’nda miting yapıyordu. Son yaşanan selde ise Tarihi Kentler Birliği seçimleri için İstanbul’da idi. Yalan olmasın bir selde de Ankara’da bir salonda fidayda oynuyordu. Can ve mal kayıpları yaşanan sellerdeki görev ahlakı bu derecede olan adam için, “Tarihi Kentler Birliği Başkanı seçildi” diye neredeyse 40 gün 40 gece kutlama yapacaklar. Türkiye’de siyasetin kalitesi günden güne maalesef düşüyor. Sellerin oluşmasını engellemek için rögar kapaklarını ve kanallarını temizlemekten aciz böyle adamları, “kurtarıcı” diye pazarlayan zekâ özürlülerin yarattığı atmosfer böyle işte…
Türkiye’de siyasi kalitenin yeniden inşa edilmesi şart olmuştur. Aksi halde hizmet yapmayanların baştacı edilmesi gelenek haline gelecek gibi…