Tüm ihmaller zincirinin toplandığı tedbirsizliğin ve eğitimsiz kadrosunun her yönüyle tescillendiği otelde 78 canımızı yitirdik. Bu canların 36’sı çocuk… Gerçekten çok acı bir durum. Teknolojinin bu derece ilerlediği böyle bir çağda otel yangınından bunca insan hayatını kaybedebiliyor. İnsan bunları düşündükçe üzüntüden ziyade daha çok kahroluyor.
Bu ihmallerle 78 canımızı kaybetmemizin sorumluları her kimse teker teker hesap vermelidir. Bu mesele “sen çok suçlusun”, “sen az suçlusun” rekabetine dönüşecek bir olay değildir. Ölüm otelini denetlemeyen, eksiklikleri gidermeyen ve tüm bunlara göz yumanlar yani sorumluluğu olan herkes hesabını vermelidir. İnsanlar çığlıklar, feryatlar içinde boğularak, yanarak, yüksek katlardan atlayarak hayatını kaybettiyse bunun hesabı da ağır olmalıdır.
Yalan söyleyerek, inkâr ederek, çok bağırarak bu hesap verme sürecinden yırtmaya çalışanlara da dikkat etmek gerekiyor. Aynı Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın yaptığı gibi…
Belediye Başkanlığı dışında her halta burnunu sokan Tanju Özcan, otel yangını sonrası ne diyordu?
“Buraya ruhsat vermek bizim yetkimizde değil, bizi aşıyor.”
Tanju Özcan’ın bu sözünden sonra Bolu Belediyesi’nin ölüm otelini denetlediğine dair belgeler ortaya çıktı. Önce geniş bir alanı denetledikleri ve eksikliklerden dolayı onay vermedikleri ama aynı otel içinde daha küçük başka bir alana onay raporu verdikleri ortaya çıktı. Hani denetleme ve onay raporu veremiyordunuz?
Bolu Belediyesi’nin sadece bu ölüm oteline değil, Kartalkaya’da 3 otele daha yangın yeterlilik raporu verdiği ortaya çıktı.
Bir oteli denetliyorsun, denetlediğin otelin koskoca bir bölümünün herhangi bir yangına karşı aldıkları önlemlerin eksik olduğunu görüyor, onay vermiyorsun ama bununla ilgili de hiçbir yaptırım uygulamıyorsun. Bu resmen ölüme davetiye çıkarmak değil mi?
Peki, bu durum karşısında milyonlarca insanın huzurunda, kendi yandaş televizyonlarında Tanju Özcan ne diyor?
Tanju Özcan, Bolu Belediyesi’nin İtfaiye Müdürünü oteldeki yetersizliği bildirmemesi konusunda “Burası büyük bir işletme yarın beni karalıyorsun' diye dava açabilir korkusu yaşamış olabilir. Ben yangından sonra bu başvuruları öğrendim. Daha öncesinde bu başvuruların yapıldığını, itfaiyemizin oraya gittiğini, sonra başvuru sahibinin geri çektiğini ancak yangından sonra, hatta Sayın Bakan'ın açıklamalarından sonra öğrendim." diye savunuyor.
Onun korkusu yüzünden 78 canı yitirmiş olmuyor muyuz?
Bu nasıl bir savunma Allah aşkına?
Vaziyet raporlarda imzası olan Bolu Belediye Başkan Yardımcısı olan Dayı Oğlunu kurtarma peşindesin…
“Denetlemeye yetkimiz yok” çıkışından gelinen noktaya bakar mısınız? Tanju Özcan’ın katıldığı yandaş TV programında, kendi yandaşları bile bu savunma karşısında "Adamın korkusu yüzünden 78 kişi öldü yani. Vicdan mı bu şimdi? Adam korktuğu için 78 can gitti.” tepkisini gösterdi.
CHP Belediyeleri her yerde işte bu kafa yapısıyla yönetiliyor. Bolu Belediyesi’nin yangın öncesi ve sonrası takındığı şu tutum bunların zihniyetinin özetidir. İstanbul’daki selde, karda, yangında, İzmir’deki selde vatandaşı elektrik çarpmasında, Antalya’daki teleferik faciasında, Ankara’daki selde ölümlerde hep aynı liyakatsizlik, gevezelik bunların en belirgin özelliğidir. Bu kafa yapısıyla bu ülkede çok can kaybı yaşarız.
Ölüm otelinde yitirdiğimiz 78 canın hesabı ağır bir şekilde sorulursa, belki bundan sonra başka yerde yaşanacak acıların önüne geçmiş oluruz. Hem de 78 can mezarında belki huzur içinde yatar…