TÜRKİYE TERÖRLE MÜCADELEDE BÜYÜK BİR BAŞARI SAĞLAYIP, DAĞDAKİ KATİLLERİN SONUNU GETİRECEK NOKTAYA GELMİŞKEN; BUNUN BİR ÇÖZÜM OLAMAYACAĞINI BELİRTİP YENİDEN MASA KURULMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEYENLER, SELAHATTİN DEMİRTAŞ İÇİN KAMPANYA BAŞLATANLAR, FEDERAL SİSTEM TAVSİYESİNDE BULUNANLAR, YENİDEN SAHNE ALMAYA BAŞLADI.

 

TÜRKIYE, kahraman güvenlik güçlerimizin canlarını ortaya koyarak verdikleri destansı mücadeleyle, terörü bastırmak, dağdaki katillerin sonunu getirmek noktasında büyük bir başarı sağladı. Bu kararlılığın devam etmesiyle birlikte terörün biteceği, ülkemizin her yerinde huzurun sağlanacağı muhakkaktır. Huzur, sosyal hayatı da, ekonomik gidişatı da, hatta siyasi tercihleri de elbette olumlu etkileyecektir. Nitekim, özellikle doğu ve güneydoğu bölgemizde, terör uzantısı HDP’nin oylarının her seçimde daha da düştüğü görülmektedir.

Terörün bitmesinin terör uzantısı siyaseti de bitireceği kesindir.

YENİDEN SAHNE ALDILAR

Tam bu noktada durumdan vazife çıkaran malum güruhun, bu gidişatı sulandırmak, terör unsurlarına yeni fırsatlar oluşturmak için harekete geçtiğini ibretle izliyoruz. Bu şekilde bir çözüm olamayacağını söyleyip yeniden masa kurulması gerektiğini söyleyenler, Selahattin Demirtaş’ı “çiçek çocuk” ilan edip serbest bırakılması için kampanya başlatanlar, Almanya gezileri düzenleyip federal sistem tavsiyesinde bulunanlar, yeniden sahne almaya başladı. Çözülme sürecinin adresi durumundaki Oslo’da arka arkaya toplantılar düzenleniyor. Sözde akil adamlar üzerinden yeni bir mesaj veriliyor. Bu toplantılara katılanlar, “Türkiye’nin alet çantasını yeniden düzenlemesi, çekiç dışında başka aletlerle de zenginleştirmesi gerekir” diye yazılar yazarak, yeni bir masa kurulmasının yolunu açmaya uğraşıyor.

 

OSLO VE KAVAKÇI

Yıldıray Çiçek kardeşim, “Zilleti, şirreti, kriptosu harekete geçti” başlığı ile dün çok çarpıcı bir yazı yazdı. Özellikle “Kavakçı” ailesinin eylem ve söylemlerini irdeledi. Oslo’da yapılan toplantıları  hatırlattı ve “toplantı yapan kişilere baktığımızda hükümete yakınlığından ziyade, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’na yakın isimlerin olması dikkat çekiyor. Karar gazetesinde yazarlık yapan Yıldıray Oğur’un, Saadet Partisi’nin televizyon kanalı Tv 5’de program yapan Ali Bayramoğlu’nun varlığı bunun delilidir” tespitinde bulundu. Ravza Kavakçı ve yanındakilerin, “federal sistem hakkında bilgi alışverişi” için gittikleri Almanya’da, Federal Parlamento Türk-Alman Parlamenterler Dostluk Grubunun başkanlığını eski Doğu Alman Komünist Partisi’nin devamı olan sol partiden milletvekili seçilmiş PKK’lı Sevim Dağdalen’in yürüttüğünü özellikle hatırlatalım.

 

NE KAST EDİYORSUNUZ?

Yıldıray Oğur’un Karar gazetesindeki yazısı Türkiye’nin yeni bir çözülme sürecine çekilmek için nasıl tuzaklar kurulduğunu net ortaya koyuyor. Bu yazara göre, HDP içindeki tartışmalar, Kandil ve Demirtaş arasındaki dışarıya gösterilmemeye çalışılan derin fikri farklar, çatışmalar, HDP’nin PKK tarafından pasifleştirilmesi, akıllı bir devlet için imkanlar sunuyormuş. Bu yeni değişen stratejik imkanları kullanmak için de Türkiye’nin alet çantasını yeniden düzenlemesi, çekiç dışında başka aletlerle de zenginleştirmesi gerekiyormuş. Bu yazara soruyoruz: Türkiye’nin alet çantasını yeniden düzenlemesi ve çekiç dışında başka aletlerle de zenginleştirmesinden ne kast ediyorsunuz? Bunun PKK’nın “silahla çözüm olmaz, masaya oturalım” söyleminden ne farkı var?

PKK ve HDP’nin içindeki hiç eksik olmayan çatışmalar akıllı devlete nasıl bir imkan sunuyor? Sizin “imkan” dediğiniz şey, daha önce bitme noktasına gelen PKK’nın yeniden toparlanması dışında hangi sonucu doğurdu?

 

OTURUP NEYİ KONUŞACAĞIZ?

Devam ediyor yazar: “Diyarbakır’da çok başarılı bulunan kayyım Vali’yi aday yapan AK Parti’nin şansı çok az. Peki kayyıma karşı HDP’nin adı bile hala bilinmeyen adayı seçimi kazanınca ne olacak? Tekrar seçimi kaybeden vali kayyım olarak mı atanacak? Ya da bu kısır döngünün kırılması için devlet takım çanta- sından çekiç dışında bir başka alet çıkarmayı mı düşünecek?”

Seçimi yapmış, sonucu belirlemiş, hükmü vermiş. Açın PKK ve uzantılarının beyanlarını, yanında bu yazarın yazdıklarını koyun, tıpa tıp aynı olduğunu göreceksiniz. Zaten bir sonraki cümlesinde baklayı ağzından çıkarıyor. “Evet, bazı sorunlar için çekice ihtiyaç olsa da bütün sorunlar çivi değil. Bunu oturup konuşmaktan ve arada bir hatır- latmaktan da kimseye zarar gelmez.” Oturup neyi konuşacağız bay yazar? O konuşmaların sonunun ne olduğunu bu millet acı şekilde görmedi mi? Hendekleri, terör örgütünün şehirlerde vergi toplamaktan, asker almaya kadar rezilliklerini ne çabuk unuttunuz? Bu rezilliklerin bedelini, bu milletin evlatları kahraman güvenlik güçlerimiz, canlarıyla ödemedi mi?

 

BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRDÜK

Pazılın parçaları birleşince fotoğraf net olarak ortaya çıkıyor. Birileri Almanya’da federal sistemi inceliyor, birileri Oslo’da toplantı yapıp, masa davetleri yapıyor. Biz bu filmi daha önce gördük. Sayın Devlet Bahçeli 6 Kasım tarihli grup toplantısında bu oyuna dikkat çekmiş ve bir uyarıda bulunmuştu. Biz o uyarıyı bir defa daha hatırlatalım:

“Türkiye’yi kurnazca ve kurulan tuzaklarla yeni bir çözüm sürecine çekme, yeni bir çözülme fırtınası- na sokma arayış ve çabaları varsa, bilinmelidir ki, Türk milleti altın kase içinde servisi yapılan öldürücü zehri asla içmeyecek, bu oyuna kesinlikle gelmeyecektir. Terörle masa kurulmaz, teröristlerle müzakere yapılmaz, aman dileyerek, seri tavizler vererek akan kan durmaz, cinayetler son bulmaz. Geçmişte yaşananlar tecrübedir ve hamdolsun Türkiye badireli günleri atlatmıştır. Terörizmin bitişi konuşmayla olmaz, hainleri yok etmeden milli huzur ve sükûnet gerçekleşemez. Kürt kökenli kardeşlerimizin terör örgütleriyle herhangi bir illiyet bağı, herhangi bir açık veya örtülü bağlantısı yoktur, bugüne kadar da olmamıştır. Teröristlerle Kürt kökenli kardeşlerimizi eşitlemek şerefsizliktir, buna da hiç kimse cüret etmemelidir. Kürt kökenli kardeşlerimiz canımızdır, hepsiyle birlikte anımız birdir, acımız birdir, adımız birdir, nitekim hepimiz Türk milletiyiz.”