Türkgün Dünya 2023 en sıcak yıl olmaya aday

2023 en sıcak yıl olmaya aday

Dünyada en sıcak haziran ayının yaşanması ve temmuzun ilk 2 haftasında da sıcaklık rekorlarının kırılmasının ardından 2023'ün, yüzde 81 ihtimalle kayıtlardaki 'en sıcak yıl' olacağı hesaplandı.

Berkeley Earth tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sıcaklık değerlerinin ölçülmeye başlandığı 1850'den beri geçen ay, en sıcak haziran olarak kayda geçti. Haziranda küresel sıcaklıklar, 1850-1900 dönemi ortalamasına göre 1,47 derece arttı.

Haziran 2023, okyanuslarda da 1,12 dereceyle rekor sıcaklık artışının görüldüğü dönem oldu.

Ocak-haziran dönemi sıcaklıkları dikkate alındığında, rekor haziran sıcaklığının ardından El Nino'nun da etkisiyle 2023'ün, kayıtlardaki en sıcak yıl olma ihtimali yüzde 81 olarak hesaplandı.

2023'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olmaması durumunda en sıcak ilk 4 yıldan biri olma ihtimali ise yüzde 99 olarak öngörüldü.

Öte yandan, 2023'ün, yüzde 98 ihtimalle okyanuslarda tüm zamanların en sıcak yılı olacağı tahmin edildi.

Rekorlara rağmen bu yıl küresel sıcaklık artışının 1850-1900 dönemine göre 1,5 dereceyi "muhtemelen" aşmayacağı, El Nino'nun sıcaklıklara etkisinin zamanla yansımasından dolayı El Nino'nun, 2024'te sıcaklıkları 2023'tekinden daha fazla artıracağı öngörüldü.

Küresel ortalama sıcaklıklar, günlük bazda ilk olarak 3 Temmuz'da rekor kırmasının ardından temmuzun ilk haftasının "kayıtlardaki en sıcak hafta" olarak olduğu açıklanmıştı.

Dünya Meteoroloji Örgütü, 4 Temmuz'da, El Nino koşullarının başladığını ilan etmişti.

Şu anda ise 2016, kayıtlardaki en sıcak yıl.

KAYNAK: AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *