İstanbul
Google'ın, Huawei ile donanım, yazılım ve teknik hizmetler alanında iş yapmayı bıraktığını duyurmasının ardından ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, yeniden dünya gündeminin ilk sıralarına yerleşti.
ABD'nin, dış ticaret açığını kapatmak için ilk olarak Mart 2018'de Çin'den ithal edilen güneş panelleri ve alüminyuma uygulanan gümrük vergilerini artırması ile başlayan ABD-Çin ticaret savaşı, zaman içinde karşılıklı vergi artışları ile kızıştı. Ticaret savaşı, geçen aylarda durulma sinyalleri verse de son günlerde Huawei ile ilgili yapılan açıklamaların ardından yeniden alevlendi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, geçen hafta, telekomünikasyon ekipmanlarını dış ticaret yasağı listesine eklemesinin ardından yabancı rakiplerin, teknolojileri ve servislerinin engellenmesi bağlamında "ulusal ekonomik acil durum" ilan etmesi, ticaret savaşlarını teknoloji bağlamında yeniden dünya gündemine oturttu.
ABD hükümetinin söz konusu kararının ardından Silikon Vadisi'nin dev şirketlerinden de buna paralel adımlar gelmeye başladı. Google'ın yanı sıra Intel, Broadcom, Qualcomm ve Xilinx gibi ABD'li dev teknoloji şirketleri, Huawei ile olan ilişkilerini askıya aldıklarını ve ürün tedariki sağlamayacaklarını açıkladı.
ABD yönetimi, Huawei'ye uygulanan kısıtlamaların 90 günlüğüne askıya alındığını duyursa da iki taraftan sert açıklamalar gelmeye devam ediyor. Son olarak, Huawei Kurucusu Ren Zhengfei, ABD'nin Huawei'ye yönelik yaptırımları 90 gün ertelemesini önemsemediğini, ABD hükümetinin kendilerini hafife aldığını söyledi.
Belirlenen 90 günlük sürecin ardından yeni Huawei cihaz satın alacak kullanıcıların, Google servislerinden yararlanamayacağı öngörülürken, yapılan kısıtlamaların ardından Huawei'nin, gelecekteki ürünlerinde kendi yazılım ve donanımını geliştirme girişimlerine de hız vermesi bekleniyor.
"Yaptırımlar, ABD'li teknoloji üreticilerini de olumsuz etkileyecek"
Verilere göre, bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 60 milyon adet akıllı telefon satış rakamıyla ABD'li Apple'dan 17 milyon fazla satış gerçekleştiren Huawei, 2018'in ilk 3 ayına göre satışlarını yüzde 50 artırırken, pazar payını da yüzde 17'ye çıkardı.
Söz konusu dönemde Apple'ın telefon satışları, yüzde 20 düşerek 42 milyona, pazar payı da yüzde 14'ten yüzde 12'ye geriledi.
Bu arada, en çok satış yapan akıllı telefon markaları arasında Çinli üreticiler ön plana çıkıyor. En çok satış yapan ilk 5 marka arasında, dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi olan Huawei'nin yanı sıra Çinli Xiaomi ve Oppo markaları da bulunuyor.
Huawei, yaptırım kararlarına karşın şirkete ait bir diğer marka olan Honor'un "Honor 20" isimli akıllı cep telefonu modelini dün Londra'da tanıtırken, söz kosusu telefonun, Android 9 Pie işletim sistemine sahip olacağı açıklandı.
Uzmanlar, yaptırımların sadece Huawei'yi değil, aynı zamanda ABD'li teknoloji üreticilerini de olumsuz etkileyeceğini belirtiyor.
"Amerika'nın Çin'e olan ihracatı yaptırımlarla beraber düştü"
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trump'ın uyguladığı ticari yaptırımların sürpriz olmadığını belirterek, Trump'ın, seçilmeden önce de "ABD ile adil ve dürüst ticaret yapmayan ülkelere karşı yaptırım uygulayacağını" söylediğini hatırlattı.
Arzova, "Trump, Çin (ABD'nin en çok ticaret açığı verdiği ülke) ve AB ile olan ticarette daha fazla Amerikan menşeli mal satmak için ticaret anlaşmalarını yenilemek istedi. Yenilemezlerse Çin'in kopyalama ve mülkiyet hakkına olan duyarsızlığını kastederek bu ülkelerden ithal edilen ürünlere uygulanan vergileri artıracağını söyledi ve bunu yaptı. 'Bundan sonra artık anlaşma olmaz' diyemeyiz. Seçimlerin yaklaşmış olması nedeniyle Trump'ın milliyetçi tabanına oynamak istediği çok açık. Bu nedenle bu işin sadece vergi artırımları ile kalmayacağını Huawei kararı ile görmüş olduk." ifadelerini kullandı.
ABD'nin de mutlaka ticaret savaşlarından zarar göreceğini belirten Arzova, şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD’li iktisatçı Joseph Stiglitz, 'ABD'nin Çin'den ithal ettiği malların daha çok ara malı ve ham madde niteliğinde olduğunu ve artan vergilerin ABD'de enflasyona neden olacağını' iddia etti ancak bu gerçekleşmedi. Burada ortaya çıkan gerçeklik şu; Amerika'nın Çin'e olan ihracatı yaptırımlarla beraber düştü ancak başka ülkelerin, örneğin Avustralya'nın payı arttı. Amerika'nın Çin'e uyguladığı yaptırımlar uzun zaman bir araya gelemeyen Japonya ve Çin'in ticaret anlaşması yapmasına sebebiyet verdi. Rusya'nın Çin ile olan ilişkileri daha da derinleşti.
ABD açısından baktığımızda, çevre (periphery) ülkelerin (Tayvan ve Endonezya ve benzeri) ABD ile ticareti arttı. Ancak hiçbiri nüfus olarak ABD mallarına olan talebi Çin kadar karşılayabilecek düzeyde değil. Evet, Apple'ın bu süreçte satışları düştü ancak bunun sebebinin ticaret savaşları olduğu kadar Apple'ın son dönemde teknoloji üretmekten uzaklaşması, aynı teknolojiyi farklı modellerde, model ismi değiştirerek piyasaya sunması ve pahalı olması gibi nedenlere de bağlayabiliriz."
Ticaret savaşlarının bile ötesine geçen husus...
Prof. Dr. Burak Arzova, Huawei krizinde durumun sadece cep telefonundan kaynaklanmadığına işaret ederek, Huawei'nin, sadece cep telefonu üretmediğini, yüksek hızlı teknolojilerin altyapısını da sağladığını bildirdi.
Arzova, devamla şunları kaydetti:
"Bildiğim kadarıyla Türkiye'de 5G teknolojisinin altyapısı için Türk Telekom ve Turkcell, Huawei ile çalışıyor. Altyapı açısından bakınca ve bu dünyanın tercih ettiği bir altyapı olunca, güvenlik konusu da gündeme geliyor. ABD'de sağlanan altyapı Huawei kadar hızlı değil. Bence burada olay, cep telefonlarından sağlanan verinin çok ötesine geçmiş durumda. Yoksa Apple'ın da veri toplama konusunda güvenli olduğunu iddia etmek çok akılcı değil. Ticaret savaşları konusunda en büyük tehlike, başkan Trump'ın Huawei ile iş yapan ülke ve şirketleri ABD çıkarlarına aykırı ilan etmesi olabilir ki bu husus ticaret savaşlarının bile ötesine geçebilir.
Trump'ın, 'Çin'in adil ve dürüst ticaret yapmadığı' fikrine katılıyorum. Dünya Ticaret Örgütü'nün birçok kuralını ihlal ediyor ve kendisine yöneltilen eleştirileri dikkate dahi almıyor. Mülkiyet haklarına önem vermiyorlar. Önemli firmaların geliştirdiği teknolojileri kopyaladılar ve şimdi bunları geliştiriyorlar. Bu anlamda Çin, dünya için bir tehdit olarak duruyor. Ancak onu tehdit olarak gören ABD'nin ana vatanı olduğu şirketlerin de veri kopyalama konusunda büyük sabıkaları var. Bu düzende kimse diğerinden daha temiz değil. Sıkıntı, bence Çin'in teknoloji olarak ABD'nin çok üzerine çıkmaya başlaması."
"ABD'nin yaptırımları milli çözümleri ön plana çıkartıyor"
Dijital iletişim uzmanı Hamza Şamlıoğlu da ABD'nin söz konusu yaptırımlarının ticari savaşa maruz kalan ülkelerde milli çözümler üretme yeteneğini geliştirdiğini söyledi. Rusya, Çin ve Türkiye gibi bazı ülkelerin teknolojide milli çözümler üretme noktasında adım atmaya başladığına işaret eden Şamlıoğlu, yeni dünya düzeninde savaşların ekonomi ve teknoloji temelli geliştiğini ifade etti.
Şamlıoğlu, ülkelerin ticaret savaşlarından en az şekilde etkilenmek için milli çözümler üretme çalışmalarını hızlandırdığına dikkati çekerek, şöyle dedi:
"Kısa bir süre önce Huawei, kendi çipini geliştireceğini duyurmuştu. Huawei'nin ABD'nin yaptırımlarına karşı atacağı en önemli adım, kendi çiplerini, kendi işletim sistemimi ve kendi ekosistemini sağlayacağı marketi geliştirmesi olacaktır. Bu tarz yaptırımlar, her zaman o ülkelerin veya Huawei gibi dev markaların milli çözümler üretmesini sağlar. Millileşmek ve yerlileşerek global dünyaya yayılmak, bu noktada en doğru yaklaşım olacaktır."
"Huawei, bir şekilde donanım ve yazılımlara alternatif üretecektir"
Hamza Şamlıoğlu, Huawei'nin, hem Çinli üreticiler hem de ABD'li şirketler için büyük bir pazar sunduğunu ve teknoloji alanında pazarın büyük bir oyuncusu olduğunu vurgulayarak, yaptırımların ABD'li teknoloji şirketlerini de derinden etkileyeceğini iddia etti.
Huawei'nin dünyada en büyük ikinci cep telefonu üreticisi olduğunu hatırlatan Şamlıoğlu, şunları kaydetti:
"Huawei, Çin pazarında doğup büyüdü, ardından Avrupa ve ABD gibi pazarlara yöneldi. ABD pazarından yoksun bir Huawei'nin, bir şekilde donanım ve yazılımlara alternatif üreteceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Intel, Google, Qualcomm, Android gibi markaların bu tarz yaptırımlara uzun süre dayanabileceklerini düşünmüyorum. Önemli hususlardan biri de şu; Android cephesi yapmış olduğu açıklamada, 'Huawei açık kaynak kod olarak piyasaya sürülen işletim sistemini kullanabilir.' diyor. Aslında bu da Android cephesinin Huawei'yi kaybetmek istemediğini gösteriyor. Bu yaptırımlar, Huawei'yi 10 kez etkileyecekse ABD'li üreticileri ve Google gibi birçok markayı da 4-5 kez etkileyecektir."
"Türkiye ve dünyadaki mevcut kullanıcılar etkilenmeyecek"
Dijital iletişim uzmanı Şamlıoğlu, ABD'nin bir süre agresif tutumunu devam ettireceğini ancak bunun uzun vadede sürdürülebilir olmadığını vurgulayarak, Google ve diğer ABD'li teknoloji şirketlerinin, Huawei'yi kaybetmemek için adımlar atacağını savundu.
Şamlıoğlu, hem Türkiye hem de dünyadaki mevcut Huawei kullanıcılarının yaptırım sonrası ortaya çıkan gelişmelerden etkilenmeyeceğini, halihazırdaki Huawei kullanıcılarının da hiçbir sorunla karşılaşmayacağını söyledi.
Kısıtlamaların yeni çıkacak ürünleri kapsadığını belirten Şamlıoğlu, şöyle devam etti:
"Çin, bu duruma sessiz kalmayacaktır. Çin, yarın kalkıp ülkesinde üretim yapan ABD'li markalara yaptırım uygularsa... Bu büyük iki devlet, birbirine çok karmaşık bağlarla bağlanmış bir ticaret savaşı veriyor. Bir ipi çektiğiniz zaman diğer taraftaki başka bir dengeyi bozabiliyorsunuz. Doğal olarak bu kadar birbirine uzak kalan bu ülkede, bu kadar yakın ve iç içe girmiş bir ekonomiyi bir anda ayıramazsınız. Google'ın yıllardan beri süregelen pazarlama politikaları arasında Çin pazarı önemli bir unsurdur. Huawei gibi üreticilere vermiş olduğu Android işletim sistemi ile de bu pazardan pay kapmaya çalışıyordu. ABD'nin agresif tutumu kısa vadede sonuç verse de uzun vadede sürdürülebilirliği zor bir politika..."
"Nihai hedef, tüketicileri alternatif markalara yöneltmek"
Hamza Şamlıoğlu, ABD'nin yaptırımlarının nihai hedefinin Huawei markasına karşı bir ön yargı oluşturmak ve tüketicileri alternatif markalara yöneltmek olduğunu belirterek, "Huawei markasının ABD'deki altyapı sistemlerinden yasaklanmış olması, Huawei yöneticisinin gözaltına alınması son tüketicinin bilgisayar veya akıllı telefon alma kararını etkilemiyordu. Geldiğimiz noktada ise işler değişti. ABD, bu tutumuyla Huawei kullanıcılarını, dizüstü veya mobil cihaz satın alma potansiyeli olan kişileri ürküttü. Huawei'de yaşanan en büyük kriz, şu an için insanların markadan uzaklaşmasına yol açacak kadar ciddi bir durumla karşı karşıya olmasıdır." şeklinde konuştu.
China Market Research Group Genel Müdürü Shaun Rein, mart ayında Bursa'da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çin ile ABD arasında yaşanan süreci sadece ticaret savaşı olarak görmediğini ifade ederek, 5G'yi, telefonu ve interneti kontrol eden gücün, küresel güç olacağını, iki ülke arasında sadece ticarette değil, askeri alanda da tansiyonun yükselmesinden endişe ettiğini söylemişti.