Türkgün Dünya Beyaz Saray'dan Çin açıklaması

Beyaz Saray'dan Çin açıklaması

Beyaz Saray, Çin'den yapılan bazı ithalat kalemlerine uygulanan gümrük vergilerinin toplamda yüzde 245'e çıktığını açıkladı

KAYNAK: İHA-AA

Beyaz Saray, Çin'den yapılan bazı ithalat kalemlerine uygulanan gümrük vergilerinin toplamda yüzde 245'e çıktığını açıkladı. Yeni oranlar, mevcut tarifelerle birlikte ele alındığında, ticaretteki gerilimi daha da artıracak gibi görünüyor.

Gümrük Vergisi Oranlarında Karmaşa

Beyaz Saray tarafından dün yayımlanan bilgi notunda, Çin'den ithalat yapan firmaların yüzde 245'e varan vergilerle karşılaştığı belirtildi. Bu açıklama, kamuoyunda bazı yanlış anlaşılmalara yol açtı. Açıklamanın ardından, konuyla ilgili detayları paylaşan bir Beyaz Saray yetkilisi, tarife oranlarını daha net bir şekilde ortaya koydu.

Yetkili, toplam oranın; yüzde 125 oranındaki karşılıklı tarifeler, yüzde 20'lik fentanil tarifeleri ve 301. Madde kapsamında uygulanan çeşitli oranların birleşiminden oluştuğunu ifade etti. Buna göre, ürünlere göre değişmekle birlikte gümrük vergisi oranları yüzde 7,5 ila yüzde 100 arasında farklılık gösterebiliyor.

Elektrikli Araçlar ve Enjektörler Yüksek Vergiye Tabi

Aynı yetkili, özellikle elektrikli araçlar ve enjektörler gibi bazı ürünlerin 301. Madde kapsamında yüzde 100 oranında gümrük vergisine tabi olduğunu vurguladı. Bu ürünlere ayrıca fentanil tarifesi ve karşılıklı vergilerin de eklenmesiyle, toplam vergi oranı yüzde 245 seviyelerine kadar çıkıyor.

Bu gelişmeler, Çin ve ABD arasında süregelen ticaret savaşında yeni bir aşamaya işaret ediyor. Yüksek gümrük vergileri, ithalatçı firmaları zorlarken, küresel tedarik zincirinde de baskı oluşturabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *