Bosna Hersekli siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları Macron'un açıklamalarını eleştirirken, Fransa'nın Saraybosna Büyükelçisi Guillaume Rousson da Macron'un açıklamaları nedeniyle Devlet Başkanlığına çağrıldı.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Sefik Dzaferovic, 2016'dan bu yana Suriye'deki savaş bölgelerine Bosna Hersek'ten tek bir kişinin dahi gitmediğine dikkati çekerek, ülkesinin bu sorunun çözümü için gerekli tüm önlemleri aldığını vurguladı.
Güvenilir müttefik
Boşnak lider, Suriye'deki savaş bölgelerinde halen yarısı kadın yüze yakın Bosna Hersek vatandaşı bulunduğunu aktardı.
Bakanlar Konseyi Başkanı Denis Zvizdic de ülkesinin hiç kimse için bir tehdit oluşturmadığını belirterek, Bosna Hersek'in terörle mücadelede ortaya koyduğu katkının uluslararası birçok raporda yer aldığını söyledi.
DEAŞ ile mücadelede Bosna Hersek'in güvenilir bir müttefik olduğunu kaydeden Zvizdic, Macron'unki gibi açıklamaların AB ve NATO'ya üyelik hedefi bulunan Bosna Hersek'in uluslararası arenadaki imajına ciddi zararlar verdiğini ifade etti.
‘AB üyeliğini engelleme çabasında’
Bosna Hersek İslam Birliği Sözcüsü Muhamed Jusic de bugüne kadar Irak ve Suriye'ye çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 300 civarında Bosna Hersek vatandaşının gittiğini, bu sayının Fransa'da ise 2 bine yakın olduğuna dikkati çekti.
Suriye ve Irak'taki savaşlara katılmış kişilerin ülkelerine dönüşünün tüm Avrupa'nın sorunu olduğunun altını çizen Jusic, Macron'un bu tür temelsiz iddialarla nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Balkan ülkelerinin AB üyeliğini engellemeye çalıştığını dile getirdi.
Bosna Hersek'teki birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu da Macron'un açıklamalarına tepki göstererek, iddiaların asılsız olduğunu vurguladı.
Macron, The Economist dergisine verdiği röportajda, AB üyesi Hırvatistan'ın yanı başındaki Bosna Hersek'i, Suriye ve Irak'taki savaş bölgelerinden ülkelerine dönenler nedeniyle saatli bir bombaya benzetmişti.