Bazı milletvekillerinin, BAE'den Tunus'a aşı geldiğini açıklamasıyla sosyal medyada başlayan tartışma sonucunda Cumhurbaşkanlığı, 500 bin doz aşının alındığını ancak ve Cumhurbaşkanı ya da herhangi bir yetkilinin aşı olmadığını açıklamak zorunda kaldı.
Ülkenin gündemine oturan yeni tartışma, aşıların ülkeye girişi konusunda bilgi akışında şeffaf olunmaması ve BAE basınının, konuyu Tunusluları aşağılar tarzda ele alması nedeniyle aşıların iade edilmesinin istenmesi şeklinde iki ana hat üzerinde gelişti.
Tartışmalar, Halk Hareketi milletvekillerinden ve Tunus Meclisi İdari Reform ve Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Başkanı Bedreddin el-Gammudi'nin 28 Şubat'ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla başladı.
Gammudi, BAE'nin aşılarının bir süre önce ülkeye ulaştığını ve bunların emniyet mensupları, siyasetçiler ve üst düzey yetkililere dağıtıldığını açıkladı.
- AŞI KRİZİ DEĞİL, SİYASİ KRİZ
Milletvekili Gammudi AA muhabirine yaptığı açıklamada, BAE'den gelen aşıların, şeffaflık sorununu ve cumhurbaşkanlığı, hükümet ve parlamento arasında daha önceden var olan ilişki krizini gün yüzüne çıkardığını söyledi.
Aşıların daha önce gelmesi gerekirken geç kaldığı için tartışmalara neden olduğunu kaydeden Gammudi, "Asıl sorun, hükümetin şu ana kadar aşıları temin edememiş oluşu. Bu da büyük bir siyasi krizin varlığını gösteriyor." dedi.
Gammudi, yaşanan krizin, hükümetin, bu konuda herhangi bir bilgisi olmadığını belirttiği açıklamasında da bariz bir şekilde görüldüğünü kaydetti.
Gammudi ayrıca merkez eczane, Sağlık ve Gümrük Bakanlıkları gibi hükümetin gözetiminde faaliyet gösteren bazı tarafların konuyla ilgili bilgi sahibi olduğunu, dolayısıyla hükümetin bunu bilmediğini iddia etmesinin mantıklı olmadığını savundu.
- AŞININ ÜLKEYE GİRİŞİ KONUSUNDA YAŞANAN BİLİNMEZLİK
Hükümet, 1 Mart'ta yaptığı açıklamada, bu aşıların ülkeye gelişi, kaynağı ve gerekli tıbbi ve hukuki koşulları ne ölçüde taşıdığına ilişkin bilgi sahibi olmadığını duyurdu.
Aşıların ülkeye girişi ve dağıtımının nasıl yapıldığı konusunda soruşturma açılması talimatı veren hükümet, aşılama sürecinin Kovid-19'la Mücadele Ulusal Komitesi'nin uhdesinde olduğunu kaydetti.
Tunus Sağlık Bakanlığı sözcüsü Nisaf bin Aliyye de 1 Mart'ta yaptığı açıklamada, hem bakanlığın hem de Bilim Komitesinin, ülkeye aşı girişinden haberdar olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada ise BAE'den 500 bin doz aşı alındığı ve Cumhurbaşkanı Said'in talimatıyla bu dozların Askeri Sağlık Genel Müdürlüğüne teslim edildiği belirtildi ancak hiçbir yetkilinin aşı olmadığı vurgulandı.
- TARTIŞMANIN DİĞER BOYUTU: AŞILARIN İADE EDİLMESİ TALEBİ
Aşıların ülkeye gelişi ve bazı kişilere aşılamada öncelik verilip verilmediği konusunda yaşanan belirsizliğin yanı sıra aşıların BAE'ye iade edilmesi yönündeki talepler de tartışmanın diğer boyutunu oluşturdu.
Bu talepte bulunanlardan eski Sağlık Bakanı Abdullatif el-Mekki Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, BAE yöneticilerine aşılarının iade edilmesini istedi ve bu ülkedeki basın organlarının aşı hibesini ele alış tarzının aşağılayıcı olduğunu ifade etti.
Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki de Mekki'ye katılarak aşıların geri gönderilmesini istedi.
- TARTIŞMA, AŞILARIN GECİKMESİ KONUSUNDA HÜKÜMETİ ZORA SOKTU
Tüm bu tartışmalar yaşanırken, sosyal medyada, şubat ayının ortasında gelmesi beklenen Alman BioNTech ile Pfizer aşının geç kalmasından hükümeti sorumlu tutan paylaşımlar gündeme geldi.
Tunus Meclisi eski Sağlık Komisyonu Başkanı Suheyl el-Alvini AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşıların, ülkede yaşanan istikrarsızlık nedeniyle geciktiğini öne sürdü.
Hükümet ise aşıların tedarik sürecini yakından takip ettiğini söyleyerek kendisini savunuyor.
Tunuslu siyasetçiler, Cumhurbaşkanı Said ile Başbakan Meşişi arasında 16 Ocak'ta kabine revizyonuyla başlayan gerilimin, Kovid-19'la mücadele ve aşı temini başta olmak üzere pek çok alanda devletin işleyişine engel olduğu eleştirisinde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Said, Başbakan Meşişi'nin meclisten güvenoyu alan kabine revizyonunun anayasal olmadığını savunuyor. Konuyu çözme yetisine sahip, 2014 Anayasası'nın öngördüğü Anayasa Mahkemesi'nin henüz kurulamamış olması da krizi derinleştiriyor.AA