21 Ocak 2025
weather
5°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Başyazı Sal-yakala sistemi güven sarsar

Sal-yakala sistemi güven sarsar

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sal-yakala sistemi güven sarsar
Kaynak: Yıldıray Çiçek

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde bir kadın, kendi halinde yolda yürürken, toplumda nefes alması bile israf sayılacak bir ruh hastasının sert yumruğuna maruz kalıyor. Kadın kör olma tehlikesi yaşıyor, düştüğünde kaval ve burun kemiğinde kırıklar oluşuyor. Kadın adeta ölümden dönüyor. Ruh hastası adam yakalanıyor ama hâkimlik tarafından adeta ödüllendirircesine adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor. Pazarcık Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelinin tutuklu yargılanması için itiraz ediyor ve itiraz kabul edilince ruh hastası tekrar yakalanıp tutuklanıyor.

Yolda yürüyen kadın durduk yere bir saldırıya uğruyor ve saldırıyı gerçekleştiren ruh hastası adam, normalde çok ağır ceza alması gerekirken serbest bırakılıyor.  Saldırı o kadar şiddetliydi ki kadının sakat kalma veya ölme riski çok yüksekti. Böylesine bir saldırı nasıl olur da anında serbest bırakılır ve cezasız kalır, anlamak gerçekten mümkün değil.

“Dünyaya demokrasi dağıtıyoruz” diyen Amerika'da bu tür bir olay polisin yanında yaşansa ruh hastası kişi kaşını dahi oynatmadan polis onu anında vurup öldürebilir. Bizde ise sosyal medyada gündem olan, toplumsal baskı oluşan olaylarda serbest bırakılanlar tekrar yakalanıp tutuklanıyor. Bu durum, doğal olarak yargıya olan güveni ve hukuk sistemini sorgulatıyor.

Maalesef "Sal ve geri yakala" sisteminin benzer örneklerini geçmişte çok gördük; katiller veya ağır yaralama suçu işleyenler serbest bırakılıyor, sosyal medya ve kamuoyu baskısıyla tekrar tutuklanıyorlar. Bu gibi durumlar, adalet duygusunu zedeliyor.

Türkiye'de suç oranlarının arttığı, suç işleme özgüveninin zirve yaptığı bir dönemdeyiz. Bu artışın sebepleri arasında ekonomik koşullar, eğitim eksiklikleri, işsizlik, sosyal adaletsizlikler ve toplumsal değerlerin çöküşü var. Ancak caydırıcı bir ceza sisteminin eksikliği en önemli faktörlerden biri. Sağduyulu herkes, caydırıcı ve adaleti sağlayan bir ceza sisteminin yokluğunda hemfikir.

Olay aynı olsa da kişiye göre cezalar değişebiliyor. Küçük bir olayda büyük ceza çıkarken, büyük bir olayda küçük ceza verilebiliyor. Hukuk sistemi kişiye veya kuruma göre değişmemeli. Eğer böyle bir sistem yargıda hâkim olursa, böyle bir adaletsizlik suçu ve suçluyu çoğaltır. Bir yazar olarak defalarca mahkemeye çıktım. İlk mahkemede kazandığımız ve akıl, mantık ve hukukla haklı olduğumuz davalarda üst mahkemede karşımızdaki yargı mensuplarının “ideolojik intikamcı bir bakış açısı yüzünden” kaybettik. Bir siyasinin yazılı-görüntülü ispatı olan sözlerini yazınca, sanki o dememiş gibi bizim ceza aldığımız davalar oldu. Üstelik bu da Cumhur İttifakı döneminde yaşandı. Savcıların, hakimlerin ismini vererek bu hukuk garabetlerini defalarca yazdım. Bu mesele maalesef iktidar-muhalefet meselesi değil. Köşeleri kapan, gücü yakalayan herkeste oluyor.

Adalet Bakanı olduğu dönemde CHP'li Mehmet Moğultay'ın "Hükümetten 5 bin kişilik kadro çıkardım. Bu kadroları örgütüme vermeyip de MHP'ye ve RP'ye mi verseydim?" sözleri, hukuk sisteminin geçmişte nasıl felç edildiğinin açık göstergesi.

Kişiye ve olaya göre değişmeyen, adaleti sağlayan köklü bir hukuk sistemi kurulmalı. "Sal ve geri yakala" sistemi adalete güveni sağlamak adına bir kez daha tekrarlanmamalıdır.  Yargı mensupları da bundan sonra buna benzer her olayda çok dikkatli olmalıdır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Suriye ve Gazze’yi yeniden inşa etmek

Suriye ve Gazze’yi yeniden inşa etmek