Kardeş ülke Azerbaycan'ın başarılı zaferleri sonrası tepkilerin odağına oturan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ülkesi içerindeki siyasi ve birçok kesim tarafından istifaya zorlanıyor. Ülkede polisin ve ordunun tamamı ve medyanın büyük bir kısmının Paşinyan'ın kontrolünde olduğu dikkate alındığında, Paşinyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa'nın aktif desteği ile iktidarını koruduğu öne sürülüyor.
Dr. Cavid Valiyev, Karabağ'da yaşananların ve Karabağ Ermenilerinin Ermenistan iç siyasetine yansımalarını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Ermenistan'ın 1918-1920 arasındaki ilk bağımsızlığından itibaren ülkenin iç politikası, aşırı milliyetçi liderler ve siyasi partiler tarafından 1915 olaylarının uluslararası alanda tanıtımı ve Karabağ'ın işgali gibi gündemler ekseninde şekillendirildi. Her iki mesele de Ermenistan iç politikasında rasyonel ve pragmatik insanların marjinalleşmesine ve Ermenistan iç politikasının radikalleşmesine yol açtı. Bu durum, Ermenistan'da diaspora Ermenilerinin ve "Karabağ klanı" denilen Karabağ'dan göç eden Ermenilerin iktidarı ele geçirmesine neden oldu. Sonuçta, Ermenistan devletinin egemenliği Karabağ meselesinin esiri haline geldi.
KARABAĞ ERMENİLERİNİN SİYASETİ RADİKALLEŞTİRMESİ
Azerbaycan-Ermenistan arasında 1994'te ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra Karabağ'daki Ermeniler, aşamalı bir şekilde Ermenistan devletinin yönetiminde de yer almaya başladı. 1997'de dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan ona sunulan barış anlaşmasını imzalamak için iktidardaki Karabağ Ermenilerini ikna edemedi ve dönemin Başbakanı Robert Koçaryan ile İçişleri ve Milli Güvenlik Bakanı Serj Sarkisyan'ın baskısıyla istifa etmek zorunda kaldı. Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan topraklarının işgalinde aktif rol alan Koçaryan Ermenistan'ın Cumhurbaşkanı seçildi. 1999 yılında Ermenistan Parlamentosu basılarak Meclis Başkanı Karen Demirçiyan dahil olmak üzere birkaç milletvekili öldürüldü. İddialara göre, Demirçiyan'ın öldürülme sebebi Karabağ konusunda Azerbaycan ile anlaşmak istemesiydi.
Robert Koçaryan'ın cumhurbaşkanlığı döneminde Karabağ meselesinde Ermenistan tarafı radikal bir tutum takındı ve Azerbaycan'ı diplomatik görüşmelerde oyalama yolunu seçti. 2008 yılında Koçaryan'ın ikinci döneminin sona ermesiyle başka bir Karabağ Ermenisi olan ve "Hocalı'ya kadar Azeriler bizim sivilleri öldüreceğimizi düşünmüyordu. Hocalı'da biz bu algıyı değiştirdik." açıklamasını yapan Serj Sarkisyan şaibeli bir seçimle Ermenistan'ın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Muhalefet seçim sonuçlarını kabullenmeyince askerlerin göstericilere ateş etmesi sonucu 8 sivil hayatını kaybetti.
Sarkisyan 2018 yılında cumhurbaşkanlığında ikinci döneminin bitmesiyle iktidarını sürdürebilmek için referanduma gitti ve Ermenistan anayasası değiştirildi. Ülke, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçti. Sarkisyan referandumdan önce halktan destek alabilmek için "Başbakan adayı olmayacağım." sözünü verse dahi referandumun ardından gerçekleştirilen anayasa değişikliğinden sonra bu kez başbakanlığa aday oldu. Liderliğini Nikol Paşinyan'ın yaptığı geniş halk kitleleri bu duruma itiraz etti ve Sarkisyan'ı halk önünde istifaya zorladı. Seçimlerde Paşinyan Ermenistan Başbakanı seçildi. Böylece 20 yıl aradan sonra Ermenistan'da iktidar tekrar bir Ermenistan Ermeni'sine geçti.
NİKOL PAŞİNYAN DÖNEMİ
Paşinyan popülist bir politikacı olarak Karabağ meselesinin Ermenistan iç politikasına etkilerinin farkındaydı. Bu nedenle Paşinyan bu meseleyi Ermenistan iç politikasında bir söylem olarak kullandı. 2018'de Duşanbe'de yapılan Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) toplantısında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e, ''Bana zaman verin, bu meseleyi çözeceğim.'' sözünü verse dahi takip eden dönemde kendisi de Ermenistan'daki radikal söylemin etkisinde kaldı.
İşgal altındaki Hankendi'ye 2019 yılının Ağustos ayında giden Paşinyan, muhalefetin elindeki Karabağ kartını almak için "Karabağ Ermenistan'dır." gibi popülist bir açıklama daha yaptı. Ardından işgal altında olan Şuşa şehrine giderek orada işgalci güçlerin liderleriyle görüştü. Bunun da ötesinde 2020'nin Nisan ayında yaklaşık 10 yıldır masada olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nun hazırladığı Madrid tekliflerinden Ermenistan'ın çekildiğini ifade etti. İşte bu durum Azerbaycan ve Ermenistan'ı 2. Karabağ Savaşı'na götürdü.
2. KARABAĞ SAVAŞI VE PAŞİNYAN'A TEPKİLER
2020 yılında 44 gün devam eden savaş sonucunda Azerbaycan ordusu 30 yıldır Ermeni işgali altında olan Azerbaycan topraklarını kurtardı. Savaş, Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya liderlerinin üçlü bildirisiyle durdu. Paşinyan, işgalci ordunun Ağdam, Kelbecer ve Laçın'dan geri çekileceğini belirtti.
Doğal olarak, bu durum Ermenistan iç politikasında Paşinyan karşıtı tepkilere neden oldu. Karabağ meselesi zaten Ermenistan iç politikasını belirleyen faktörlerden biriydi. Paşinyan'ın, Ermenistan'ın yenilmesine ilişkin üçlü bildiriyi imzalayan başbakan olarak istifası talep ediliyordu. Ayrıca, 2018 yılında iktidarı Paşinyan'a karşı kaybeden Karabağ Klanı da rövanş almak peşindeydi. Uzun süre Ermenistan'da gösteriler yapıldı. Paşinyan'ın istifası talep edildi. Aslında Karabağ Klanı temsilcileri de Ermenistan'ın Karabağ konusundaki durumunu lehlerine değiştiremeyeceklerinin farkındaydı ve bunu itiraf da ediyordu. Kendilerinin yegane umudu 10 Kasım üçlü bildirisinin Ermenistan tarafından yerine getirilmemesiydi.
Savaştan 3 ay sonra Ermenistan ordusu bir bildiri yayınlayarak Paşinyan'ın istifasını talep etti. Bunun üzerine Paşinyan, destekçilerini mitinge çağırdı ve kendisi için büyük bir destek gösterisi düzenlendi. Bu olaydan sonra Paşinyan'ın istifa etmesini isteyen askerler görevden alındı.
Devam eden siyasi baskılara karşı Paşinyan güven tazelemek için 2021'in Haziran ayında seçime gitti. Bu seçimlere Karabağ Klanı temsilcilerinden Robert Koçaryan da katıldı. Seçimlerde iktidar partisi Sivil Sözleşme Partisi'nin oy oranı 2018 seçimlerine göre yüzde 77'den yüzde 53,95'e düştü. Ancak parti tek başına iktidar olacak sayıda milletvekili çıkarabildi. Bu seçimlerde Ermenistan Devrimci Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi gibi Karabağ konusunda radikal görüşe sahip partilerin de içinde yer aldığı iki muhalefet ittifakı toplamda yüzde 36,3 oy aldı. Sonuçta Ermeni halkı savaşta yenilen Paşinyan'ı tekrar başbakan seçti. Seçimlerin sonucu, Ermeni halkının savaş yanlılarına ve yolsuzlukla rüşvete bulaşmış kişilerin tekrar iktidara gelmesine onay vermediği şeklinde yorumlandı.
Seçimlerin ardından 2021'in Ağustos ayında Ermenistan 10 Kasım üçlü bildirisine aykırı bir şekilde Laçın'dan çıkmak istemedi fakat Azerbaycan ordusu tarafından çıkartıldı. Bu olaydan 3 ay sonra Ermenistan'ın ikinci büyük şehri olan Gümrü'de yapılan yerel seçimleri iktidar partisinin adayı kazanırken, 18 bölgede gerçekleştirilen yerel seçimlerin 9'unu iktidar partisi kazandı.
2022'nin Mart ayında Ağdam yakınlarındaki stratejik yükseklikler de Azerbaycan ordusu tarafından kontrol altına alındı. Eylül ayında ise Ermenistan-Azerbaycan sınırlarında yaşanan çatışmada Azerbaycan ordusu Ermenistan'ın kendi iç yollarını gözetleyen stratejik yükseklikleri kontrol altına aldı.
Ekim ayında Prag'da Aliyev ve Paşinyan arasında yapılan görüşmede iki ülke arasındaki sınırların 1991 Alma-Ata Deklarasyonu çerçevesinde tanınması kararlaştırıldı. Bu, Ermenistan'ın Karabağ'ı Azerbaycan toprağı olarak kabul etmesi anlamına geliyordu. Devam eden Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerinde Paşinyan, Karabağ dahil Azerbaycan'ın 86 bin 600 kilometrekarelik toprak bütünlüğünü tanımaya hazır olduğunu bildirdi. Bu açıklama Ermenistan'da muhalefetin yeni gösterilerine neden olsa dahi muhalefet istediğini alamadı.
- Karabağ'daki antiterör operasyonu ve etkileri
Erivan seçimlerinden sonra 19 Eylül'de Azerbaycan ordusu, 10 Kasım üçlü bildirisine aykırı bir şekilde Karabağ'da varlığını koruyan yasadışı Ermeni silahlı birliklerine karşı sınırlı antiterör operasyonu düzenledi ve bunun sonucunda Karabağ'daki bütün yasa dışı silahlılar ve sözde yönetim teslim oldu.
Bu operasyondan sonra Ermenistan'da muhalefet partileri Paşinyan'ı istifaya zorlamak için sivil itaatsizlik başlattı. Bu itaatsizliğe karşı polis sert müdahalede bulundu ve muhalefet bu itaatsizliği ülke geneline yayamadı. Bu gösteri de kısa sürede başarısız oldu ve bitti. Son durumda, Paşinyan bu yenilginin sorumluluğunu üzerinden atma politikası izliyor. Paşinyan'a göre, Karabağ sözde yönetiminin kendisi Azerbaycan'ın teslim taleplerini karşıladı ve bölgede Rus barış birlikleri bulunuyordu. Paşinyan aynı zamanda Batı'dan gelen tepkileri de kalkan olarak kullandı.
2018 ve 2021 genel seçimlerini ve 2023 Erivan başkanlık seçimlerini kıyasladığımız zaman, Paşinyan iktidarının sesinin kısıldığını görsek de muhalefetin etkisi de artmadı. Ülkede polisin ve ordunun tamamı ve medyanın büyük bir kısmının Paşinyan'ın kontrolünde olduğu dikkate alınırsa, Paşinyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa'nın aktif desteği ile iktidarını koruyor.
Paşinyan Karabağ yenilgisi konusunda sorumluluğu tamamen üzerinden atarak karşı tepkileri Rusya, eski iktidar temsilcileri ve uluslararası toplum olmak üzere üç farklı hisseye yöneltti. Ayrıca, Paşinyan Karabağ'dan Ermenistan'a göç eden Ermenileri ülkenin çevre illerine yerleştirerek muhalefete destek olunmasına engel oldu. Rusya yanlısı muhalefet, eskiden yaptığı hatalar ve Ermenistan'da yaratılan sosyoekonomik durum nedeniyle halk tarafından kabul edilmiyor. Ermeni seçmenler arasında apolitik bir durum söz konusu. Fakat politik olarak aktif olan kesimin Paşinyan taraftarları olduğu söylenebilir. Kısacası, Karabağ'da yaşadığı yenilgiye rağmen Nikol Paşinyan'ın doğal yollardan iktidarını kaybetmesi beklenmiyor.
[Dr. Cavid Veliyev, Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir. AA