Türkgün Dünya Papa Francis hayatını kaybetti

Papa Francis hayatını kaybetti

Katolik hristiyanların dini lideri Papa Francis, 88 yaşında Vatikan'da yaşamını yitirdi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Katoliklerin Ruhani lideri Papa Francis, hastalığına yenik düştü...

Papa Francis, 14 Şubat 2025’te bronşit nedeniyle Roma’daki Gemelli Hastanesi’ne kaldırıldı.

Burada ciddi bir tedavi süreci geçiren ve çift taraflı zatürreye yakalandığı duyurulan Papa, 23 Mart 2025’te hastaneden taburcu oldu.

HAYATINI KAYBETTİ

Tedavisini kişisel hemşirelerle devam ettiren ve hala dinlenme sürecinde olan Papa Francis, 88 yaşında hayatını kaybetti.

Vatikan, Papa'nın ölümüne ilişkin detayları henüz duyurmadı.

Vatikan'ın gördüğü en yaşlı ruhani lider olarak kayda geçen Papa Francis, son olarak 20 Nisan'da Paskalya Pazar ayininde Aziz Petrus Meydanı’nda halkı selamlarken görünmüştü.

Tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelen Papa, geleneksel "Urbi et Orbi" (Roma ve dünyaya) mesajını çok halsiz olması nedeniyle bir yardımcısına okutmuştu.

YENİ LİDER SEÇİLECEK

Papa'nın tedavi sürecinde kendi cenazesini planladığı, ortaya çıkmıştı.

Bu süreçte gözler, Papa'nın yerini alabilmesi muhtemel kardinellerin üzerine çevrildi.

Papa'nın cenazesinin ardından Katolik kilisesinin liderini belirlemek için 253 kardinal, Sistine Şapeli’nde bir oylama yapacak.

Ancak bu oylamaya sadece 138 kardinal katılabilecek; 80 yaşın üzerindeki kardinaller oy kullanamayacak.


YERİNE GEÇEBİLECEK İSİMLER

Uluslararası medya kuruluşları, Papa Francis’in yerine geçebilecek isimler hakkında öne çıkan adayları sıralamaya başladı.

KARDİNAL PETER ERDO

72 yaşındaki Macar din adamı Erdo, muhafazakar duruşuyla biliniyor. Erdo Avrupa ülkelerinin mülteci kabul etmesine karşı olduğunu ve bunun insan kaçakçılığı ile eş değer olduğunu dile getirmişti.

Erdo, 2003 yılında Papa 2. John Paul tarafından kardinal yapılmıştı.

KARDİNAL FRIDOLIN AMBONGO BESUNGU

65 yaşındaki Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde görev yapan Besungu, Papa Francis'in tartışma yaratan bir açıklamasını Papa'nın onayıyla reddederek gündem olmuştu.

Besungu, rahiplerin evli olmayan ve aynı cinsiyetten çiftleri kutsamasına izin veren doktrinini Afrika kıtasında hükümsüz ve geçersiz ilan etmişti.

Besungu, 2019'da kardinal olmuştu.

KARDİNAL WIM EIJK

71 yaşındaki Hollandalı Willem Jacobus Eijk, eski bir doktor olarak biliniyor.

Eijk, Papa'nın koltuğuna aday olan isimler arasında en muhafazakar kardinal olarak biliniyor.

Papa Francis'in birçok kararına tepki gösteren ve muhalif açıklamaları bulunan Eijk, önceki Papa Benedikt tarafından 2012'de kardinal yapılmıştı.

KARDİNAL RAYMOND BURKE

76 yaşındaki ABD'li Burke, Papa Francis'in liberal açıklamalarına tepki göstermişti.

Muhafazakar kimliğiyle bilinen Burke Papa Benedict tarafından 2010'da kardinal olmuştu.

KARDİNAL LUIS ANTONIO TAGLE

67 yaşındaki Filipinli Tagle, "Asyalı Papa Francis" lakabıyla biliniyor.

Papa Francis gibi daha sol eğilimli bir din adamı olan Tagle, Katolik kilisesinin LGBT bireylere ve boşanıp tekrar evlenen Katoliklere yaklaşımını eleştirmişti.

Papa Benedict tarafından 2012'de kardinal yapılan Tagle, Papa seçilmesi durumundan Asya kıtasından çıkan ilk papa olarak da tarihe geçecek.

KARDİNAL MATTEO ZUPPI

Roma doğumlu olan 69 yaşındaki Zuppi, Papa Francis'in Vatikan'ındaki önemli figürlerden biri olarak öne çıkıyor.

Papa Francis'in en güvendiği isimlerden biri olan Zuppi, Ukrayna lideri Zelensky ve dönemin ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmüştü.

Zuppi, 2019'da Papa Francis tarafından kardinal ilan edilmişti.

KARDİNAL MARIO GRECH

Maltalı din adamı, Papa Francis ile benzer bir düşünce yapısına sahip.

Daha önce eşcinsellere kilisenin yaklaşımını eleştiren Grech, 2020'de Papa Francis tarafından kardinalliğe getirilmişti.

KARDİNAL PIETRO PAROLIN

Vatikan'ın dışişleri bakanı olarak görev yapan 70 yaşındaki İtalyan din adamı, 11 yıl boyunca Papa Francis'le çalıştı.

Bahislerde önde götüren Parolin, ılımlı olarak tanıtılırken 2014 yılında Papa Francis tarafından kardinalliğe atandı.

Kariyeri boyunca birçok ülkeye giden Parolin'in, Francis'in ekolünü devam ettirmesi bekleniyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *