Doğu Akdeniz'de deniz alanlarına Kıbrıs Türklerinin haklarını hiçe sayarak tek taraflı adımlar atan Rumlar yeni bir tahrike imza attı. Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kıta sahanlığı içerisinde bulunan 7. Blok’ta, doğal gaz arama ve sondaj yapma konusunda Fransız Total ve İtalyan Eni şirketlerine yeşil ışık yaktı. Önceki gün gerçekleştirilen Rum Bakanlar Kurulu'nda konu karara bağlandı.
Rumlar ihtilaflı bölgeleri kaşıyor
Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis de iki şirketle anlaşmanın hukuki ve teknik şartnamesinin hazırlandığını duyurdu. Rumların tahriki bununla da sınırlı kalmadı. Ada basınına göre Rum yönetimi, Türkiye’nin hak iddia ettiği 5, 6 ve 12. blokta denizaltı araştırmaları için Navtex yayımladı.
Çatışma riski var
Rum Yönetiminin aldığı karar bölge için büyük risk taşıyor. 15 Mayıs’ta Rum Yönetimi ile savunma konusunda anlaşma imzalayan Fransa, ihtilaflı bölgelerde yapılacak çalışmalara Türkiye’nin müdahalesi durumunda askeri koruma sağlayacağı taahhüdünde bulunmuştu. Ada’nın güneyinde deniz üssü kuran Fransız donanmasının Türkiye’ye yönelik olası bir adımın sıcak çatışma riski doğurabileceği ifade ediliyor.
Resmi açıklama beklenmeli
Türkiye’nin Akdeniz’de kıta sahanlığını koruma konusunda kararlı olduğunu ifade eden Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, "Eğer iddialar gerçeğe dönüşür ve Türkiye'nin 'benim alanım' dediği yerde TOTAL gemileri çalışma yapmak isterse, Fransa Donanması da eşlik etse bir şey değişmez ve ülkemiz 'mavi vatanda' haklarını en üst şekilde korur" dedi. GKRY yönetimi 1,4,5,6,7, sayılı parsellerde kanunsuz bir şekilde 'kıta sahanlığı' ilan ederek Türkiye'den pay çaldığını belirten Gürdeniz, "Bu pay çalma işlemi aslında Türkiye'nin ilan ettiği 'Mavi Vatan' sınırlarını delmek anlamına gelir. Eğer TOTAL, Türkiye'nin deklare ettiği hattın içinde bir delme işlemi yaparsa ülkemizin bu konuda adım atmaması ve savunma yapmaması gibi bir şey söz konusu olamaz" ifadesini kullandı. Gürdeniz açıklamalarına şu şekilde devam etti:
Asker devreye girer
"Ancak bu hattın dışında bir çalışma yapılır ve kazı-delme faaliyetleri icra edilirse, bunun 6 ve 10 numaralı parsellerdeki işlemlerden bir farkı olmaz ve Türkiye de buna göre davranır. Hatırlanacağı üzere Türkiye bu alanlarda yapılan çalışmalara askeri olarak müdahale etmedi. Önce 'ikaz' mekanizmaları çalıştırılır ardından askeri seçenekleri de içinde barındıran önleme hakkını kullanır. Burada önemli olan bu sürecin silahlı bir çatışmaya dönüşmeden yönetilebilmesidir. GKRY'nin Türkiye’yi bu şekilde kışkırtacağını düşünmüyorum" Fransa Donanması şuan için henüz bir iddia. Ancak tekrar ediyorum: Türkiye kendi alanında bu tarz bir faaliyete kim olursa izin vermez. Fransız Donanması da eşlik etse kararlılığımızda değişiklik olmaz."
2002’den beri izin vermiyoruz
Kıbrıs Türklerinin hak ve menfaatlerini göz ardı eden Güney Kıbrıs’ın attığı bütün adımların yasal olmadığının altını çizen Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Deniz Hukuku Uygulama Ve Araştırma Merkezi Başkanı Emete Gözügüzelli “Güney Kıbrıs, 1960 düzeninde ortaya koyulan Kıbrıs Türklerinin bu ada üzerindeki hak ve menfaatleri eşitliğinin halen ısrarlı bir şekilde reddi üzerine bir tutum sergiliyor. Bu reddediş son görüşmede de konuşulan ‘Helenizm’ amacı doğrultusunda hareket ettiklerini göstermektedir” şeklinde konuştu. “Bu tutum zaten hukuken 1960 düzenine aykırı olmakla birlikte adanın hali hazırda gerçekliğine ayrı bir otorite olarak Kıbrıs Türkleri olarak eşit bir ortağı olduğunun inkarıdır” diyen Gözügüzelli, “Türkiye 2002’den beri kendi kıta sahanlığı üzerinde hiçbir yabancı şirketin yer almasına, izinsiz bulunmasına rıza göstermemiştir. 7. blokta da izinsiz bir faaliyet gösterilmesine izin vermez” dedi. (Yenişafak)