Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Suriye’nin kuzeydoğusunda üs bölgeleri kurulması konusunda ABD ile yapılan çalışmalarda oyalama olması durumunda bu faaliyetlerin biteceği yönündeki açıklamasını yorumlayan Rus uzman Çuprıgin, Washington’un bu konuda ağır davranırsa Türkiye’nin çalışmaları kendi yapacağını ve Amerikalıları oraya kimsenin çağırmayacağını belirtti.
Moskova merkezli Doğu Ülkeleri Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli araştırma uzmanı, Rusya Uluslararası Diplomasi Konseyi uzmanı, Şarkiyatçı-Arabist ve askeri uzman Andrey Çuprıgin, Sputnik’e yorumunda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Suriye’nin kuzeydoğusunda üs bölgeleri kurulması konusunda ABD ile yapılan çalışmalarda oyalama olması durumunda bu faaliyetlerin biteceği yönündeki açıklamasını değerlendirdi.
Türkiye’nin bu açıklamayla kendi topraklarının güvenliği konusunda gerçek adımların atılması talebini dile getirdiğini söyleyen Çuprıgin, "Bu açıklamanın, sürece katılan ülkelerin şimdiye kadar yapılmamış olan, özellikle Türkiye’nin korunmasını amaçlayan bir takım reel adımlar atmasını teşvik etmeye yönelik olduğunu düşünüyorum. Türkiye-Suriye sınırı boyunca (Ankara’nın) kendi güvenliğinin sağlanması için yeterli sayacağı geçilmez bir kalkanın kurulmasıyla sonuçlanacak herhangi bir ciddi anlaşmaya varılması durumunda Türkiye’nin Suriye dosyası konusunda rahatlayacağını hissediyorum. Onlar, PKK/PYD'nin kendi topraklarına her türlü geçişini yok edecek bir şey yapmalılar" diye konuştu.
"Sınır güvenliği sağlanmadıkça Türkiye rahatlamaz"
Türkiye’nin Suriye sınırındaki güvenliği sağlama konusundaki kararlılığına işaret eden Çuprıgin, şöyle konuştu:
"Türkiye çoktandır bu konunun, ulusal güvenliğinin sağlanmasından doğan bir gereklilik olduğunu düşünüyor. Bu konu çoktandır müzakere ediliyor, fakat artık kesin olarak Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca belli bir şerit içinde silahlı terör oluşumları aktif faaliyetlerde bulundukça rahatlamayacağı iyice anlaşılmalı. Bu oluşumlar orada hangi görevi yerine getiriyor getirsin ve kime karşı savaşırsa savaşsın, DSG’yi PKK’nın bir uzantısı olarak gören Türkiye, bu güçlerin kendisi için gerçek bir tehdit olduğuna inanıyordu ve inanmaya devam ediyor."
"Başlıca sorun ABD'nin PKK/PYD'ye sağladığı destek"
Türk-Amerikan anlaşmalarının uygulamaya geçirilmesindeki başlıca sorunun ABD’nin PKK/PYD'ye sağladığı askeri destek olduğuna dikkat çekerek, “Geçen yıl Türkiye ABD ile müzakerelere başladı ve Türkiye’nin Suriye ile komşu olan güney sınırlarında Amerikalılarla birlikte ortak güvenlik sisteminin kurulacağını duyurmuştu. O zaman pek başarılı olunamamıştı, zor ve uzun bir süreçti. Ana gecikmenin Amerikalıların terör örgütü PKK/PYD'ye yönelik tutumundan, sağladığı silah desteğinden kaynaklandığı ortada. Şimdi de Amerikalıların PKK/PYD işbirliği faktörü henüz ortadan kalkmış değil. Bir anlamda çıkmaz bir konu. Nu konuda her zaman anlaşmak zor olacak, çünkü tarafların önlerindeki görevler birbirinden farklı. Amerikalılar tarafından Türkiye ilde güvenli bölge konusundaki anlaşmaları bir şekilde uygulamaya geçirmeye yönelik fazla gerçekçi adımların atıldığını görmüyorum” dedi ve ekledi:
“Türkiye’nin açıklamasında, ‘sürecin ağırdan alınması durumunda Türklerin bu çalışmaları kendileri yapacakları’ mesajı verildi. ‘Amerikalılar, anlaşmamıza göre bunu yapınız. Eğer ağırdan alacak olursanız, biz kendimiz yaparız ve o saatten sonra sizleri oraya hiç kimse çağırmaz’ ilkesi geçerli olacak.”