Şam'da bulunan ve işkence üssü olarak bilinen Sednaya Hapishanesi'nde Suriye Sivil Savunması, halk arasında bilinen adıyla Beyaz Baretliler, kayıp mahkumları kurtarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Sednaya'nın yer altı katlarına erişmek üzere görevlendirilen ekipler, cezaevinin gizli bölmelerini araştırıyor.
“Elektronik kapılar açılmalı”
Beyaz Baretliler Başkanı Raid Salih, sosyal medya platformu X'te yaptığı açıklamada, hapishaneye uzmanlardan oluşan beş ekip gönderdiklerini belirtti. Ekiplerin, cezaevinin yer altı bölümlerine erişmek ve hayatta kalanları kurtarmak için yoğun çaba harcadığını kaydeden Salih, kapıları açmak için eski rejim yetkililerinden şifrelerin paylaşılmasını istedi.
Kurtarılan Mahkumlar: “Ölümden Döndük”
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Sednaya'dan kurtarılan kadınlar ve çocuklar dikkat çekti. Kurtarılan mahkumlar, cezaevindeki işkence ve açlık koşulları sebebiyle yürüyemeyecek hale geldiklerini ifade etti. Bazı mahkumlar, idam edilmek üzere bekledikleri sırada rejimin çökmesiyle özgürlüklerine kavuştuklarını dile getirdi. Bir mahkum, "54 kişi idam edilmek üzereydik, kurtulduk" dedi.
Sednaya Hapishanesi: İşkencenin Sembolü
Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlara göre, başkent Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askeri Hapishanesi'nin Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericiler ve rejim karşıtı askeri unsurların tutulduğu üsse dönüştüğü belirtiliyor.
Raporlarda, cezaevinde devrilen rejim yetkililerinin alıkoydukları binlerce kişinin öldürülmesini sessiz ve sistematik şekilde organize ettikleri aktarılıyor.
Rejimin, cezaevinde "toplu idam" yoluyla yargısız infazlar gerçekleştirdiğini ortaya koyan raporlarda 2011 ile 2015 yılları arasında her hafta, bazen de iki haftada bir yaklaşık 50 kişinin asıldığı kaydedildi.
Raporlar, ayrıca rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu, onlara defalarca işkence yaptığını ve sistematik olarak yiyecek, su, ilaç ve tıbbi bakımdan mahrum bıraktığını gösteriyor.
Uluslararası Af Örgütünün 2017'deki araştırması, 2011'den beri Sednaya'daki cinayet ve işkencelerin, ülkedeki sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik saldırının parçası olarak yapıldığını ve rejimin politikasının parçası olarak yürütüldüğünü ortaya koyuyor.
Af Örgütü, raporunda, çöken rejimin yetkililerinin Sednaya'daki ihlallerinin insanlığa karşı suç teşkil ettiği sonucuna vardıklarını bildirdi.
"Sezar Fotoğrafları" ve İnsanlık Suçları
Suriye rejim ordusunda görev yapan ve iç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla sorumlu "Sezar" kod adlı askerin çektiği fotoğrafların, rejim tarafından işkence ve insanlık dışı yöntemlerle öldürüldüğü belirlenen, yaşları 20 ile 40 arasında değişen yaklaşık 11 bin kişiye ait olduğu düşünülüyor.
Mayıs 2011 ve Ağustos 2013 tarihleri arasında çekilen fotoğraflarda yer alan cesetlerdeki yaralar, rejim güçlerinin askeri tesislerinde tutulanların nasıl işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü gösterdiği için kanıt değeri taşıyor.
"Sezar" kod adlı askerin çektiği 55 bin kadar fotoğraf, 2014'te ilk kez AA tarafından yayımlanmıştı. Söz konusu fotoğraflar, Esed rejiminin sistematik işkence yaparak ve aç bırakarak öldürmek dahil işlediği savaş suçlarının delili olarak büyük yankı uyandırmıştı.
Sednaya: Sessiz İnfazların ve Sistematik İşkencelerin Merkezi
Beyaz Baretliler'in çalışmaları, bu karanlık hapishanedeki kayıp mahkumların akıbetini aydınlatmaya devam ediyor. Sednaya, yıllardır süren acımasız işkence ve insanlık dışı muamelenin sembolü olarak hafızalarda yer ediyor.