Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasındaki ticaret gerilimi sürerken iki ülkenin müzakere heyetleri yaklaşık iki ay aradan sonra tekrar bir araya geliyor.
Euronews'te yer alan habere göre; iki gün sürecek toplantı ekim ayı başında yapılacak üst düzey görüşmelerin temel hazırlığı niteliğinde. Ekim ayındaki zirvede atılacak adımlarla, iki ülkenin tüm dünyayı etkileyen ticaret savaşlarında baltaları kuma mı gömeceği yoksa yeni tarifeler gibi karşılıklı salvolara devam mı edeceği belli olacak.
Washington'da yapılan toplantıya yaklaşık 30 Çinli yetkili katılırken, heyetin başkanlığını Maliye Bakan Yardımcısı Liao Min, Amerikan heyetinin başında ise Ticaret Temsilci Vekili Jeffrey Gerrish bulunuyor.
Tartışmaların ağırlıklı olarak tarım üzerinde ve daha çok ABD'nin Çin'in Amerika'dan gıda ürünü alımını artırma talebine odaklanması bekleniyor.
İki günlük toplantıda 2 oturum tarım konusuna ayrılırken 1 oturumda da Çin'in fikri mülkiyet haklarını koruması ve zorunlu teknoloji transferini sonlandırması ile alakalalı metinler görüşülecek.
Başkan Donald Trump kendisi için oy deposu olarak görülen kırsal kesimdeki çiftçilere yeni ihracat imkanları sunabilmek için Çin'in Amerika'dan gıda alımını artırması konusuna özellikle ağırlık veriyor.
Kur politikası da masada
Ekim ayında yapılacak müzakerelere katılacak olan Amerikan Hazine Bakanı Steve Mnuchin önümüzdeki oturumlarda ele alınacak konular arasında kur politikaları olacağını da belirtmişti.
Geçtiğimiz hafta Yuan'ın Dolar karşısında değer kaybetmesinin ardından Mnuchin Çin'i resmi olarak kur manipülatörü ilan etti.
Trump da Japonya'da görüştüğü Çin Devlet BaşkanıŞi Cinping'in vaat ettiği tarım ürünü alımının yerine getirilmediğini belirtirken Pekin yönetimi böyle bir sözün verildiği iddiasını yalanlıyor.
On dördüncü ayına giren ticaret savaşları finansal piyasaları olumsuz etkilerken ekonomistler ve politikacılar dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki bu sürtüşmenin küresel ekonomide sorunlara yol açmasından endişe ediyor.
Küresel ekonomi tekrar durgunluk sinyalleri verirken merkez bankaları da bunu engellemek için teker teker önlem almaya başladı. Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemeye giderken Federal Reserve de faizleri düşürdü.
