Türkiye'nin, NATO'ya katılma sürecinde olan Finlandiya ve İsveç'e yönelik kaygılarının giderilmesi için üç ülke arasında imzalanan üçlü muhtıra ABD'nin başkenti Washington'da yankı uyandırdı.
Üçlü muhtıra üzerine ABD'nin önde gelen medya kuruluşları temsilcilerine bilgilendirmede bulunan ve isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Türk diplomat, Türkiye'nin NATO'nun açık kapı politikasını her zaman desteklediğini ve hiçbir ülkenin NATO'ya katılmasına karşı olmadığını ancak, Türkiye'ye doğrudan tehdit teşkil eden terör örgütlerinin serbestçe faaliyet gösterdiği Finlandiya ve İsveç'in ittifaka katılmadan önce ittifakın ruhuna uygun olarak Türkiye'nin kaygılarını gidermesi gerektiğini belirtti.
Türk diplomat aynı zamanda, anlaşmanın bir an önce uygulamaya geçmesi gerektiğinin ve TBMM'nin de anlaşmanın uygulanma durumuna göre İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılma anlaşmasını gündemine alacağının altını çizdi.
Üst düzey diplomat, Türkiye'nin bu muhtıraya imza atma konusunda ABD'den telkin veya baskı görüp görmediği ve ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışının burada bir pazarlık konusu olup olmadığı sorularını da cevapladı.
ABD yönetiminin kamuya açık platformlarda belirttiği gibi anlaşma olmasının NATO ve Avrupa için önemli olduğunu söylemekten öte spesifik bir talepte bulunmadığını anlatan üst düzey Türk diplomat, ABD yönetiminden kesinlikle herhangi bir baskı veya anlaşmanın içeriğine yönelik spesifik bir talep almadıklarını kaydetti.
Üst düzey diplomat, ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışı konusu ile NATO'nun genişlemesi konusunun kesinlikle iki ayrı konu olup F-16 satışının üçlü muhtıranın imzalanmasında pazarlık konusu olduğu iddialarının asılsız olduğunu vurguladı.
Türk diplomat, ABD yönetiminin başından beri F-16 satışına destek verdiğini ve yönetim içerisinde bu satışa herhangi bir şekilde itiraz eden birilerinin bulunmadığını belirtti.
F-16 satışı ve Türk F-16'larının modernize edilmesinin sadece Türkiye'nin güvenliği için değil, aynı zamanda ABD ve NATO'nun güvenlik menfaatleri için de kritik olduğunu aktaran üst düzey diplomat, ABD yönetiminin bunun farkında olduğunu, ABD Kongresinde bu satışa karşı olan bazı isimlerin de günün sonunda kendi ülkelerinin menfaatine olacak bu satışa destek vereceğini düşündüğünü dile getirdi.
Türkiye'nin olası Suriye operasyonuna yönelik soruları da yanıtlayan üst düzey diplomat, YPG/PKK terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına ve sivillere yönelik Türkiye ve Suriye'nin kuzeyinde 1800'den fazla saldırı düzenlediği ve bu saldırılar sonucunda 2 binden fazla can kaybının söz konusu olduğunu hatırlattı.
Türk diplomat, Türkiye'nin güvenliği için gerekeni yapma iradesine sahip olduğunu, söz konusu saldırılarla ilgili verileri uluslararası kamuoyu ile paylaştığını ve zamanı geldiğinde terör örgütlerine yönelik operasyon yapmaktan geri durmayacağını sözlerine ekledi.