Türkgün Eğitim YÖK'ten kritik 'sınav' açıklaması!

YÖK'ten kritik 'sınav' açıklaması!

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde dijital ortamda gerçekleştirilecek dönem sonu sınavların temel ilkelerini belirledi. Buna göre sorular rastgele seçilecek, sınav esnasında tam ekran kullanılacak ve tarayıcı kilidi işlevselleştirilecek.

YÖK, Covid-19 salgını nedeniyle üniversitelerde yüz yüze gerçekleştirilemeyecek dönem sonu sınavlar ile ilgili ilkeleri belirleyerek üniversitelere bildirdi.

Dijital ortamda yapılacak ölçme ve değerlendirmeye ilişkin ilkeler, YÖK bünyesinde çeşitli üniversitelerden uzaktan öğretim alanında uzman öğretim üyeleri tarafından oluşturulan komisyon tarafından belirlendi. Üniversitelere gönderilen yazıda, öğrencilere teknik destek sağlanmasından sınav güvenliğine kadar dijital sınavlarda uygulanacak bütün ilkeler sıralandı.

Şeffaf ve denetlenebilirlik esas alınacak
Buna göre, küresel salgın döneminde dönem sonu başarı puanlarının hesaplanmasında çevrimiçi sınav puanlarının yanı sıra mümkün olduğunca ödev, proje, tartışma ile Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) aktivitelerine katılım gibi değerlendirmelerin de teşvik edilmesi sağlanacak. Dijital ortamlarda yapılacak sınavlarda 'şeffaf ve denetlenebilirlik' esas alınarak, ÖYS'nin veya dijital ortamların izin verdiği sınav güvenlik tedbirleri uygulanacak. Bu tedbirler arasında soruların rastgele seçilmesi, tam ekran ve tarayıcı kilidinin işlevselleştirilmesi yer alıyor. Üniversitelerde çevrimiçi sınav uygulamaları konusunda öğretim elemanları ve öğrenciler için bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri yapılacak. Sınav başlamadan önce sınavın işleyişi, sınavın süresi, puanlama ilkeleri, öğrenci sorumlulukları, sınav itirazları ve etik kurallar konusunda öğrencilere açık ve net bilgilendirmeler gerçekleştirilecek.

Sınava giremeyenler için telafi sınavı olacak
Sınava girecek öğrencilerin e-Devlet kapısı üzerinden sisteme girişlerine, imkanlar dahilinde öncelik verilecek. Dijital ortamlara erişimi olmayan öğrencilere yönelik teknik destek sağlamak amacıyla yeni çözümler üretilecek. Bu kapsamda, öğrencilerin alternatif çevrimiçi erişim yollarının kullanılmasına izin verilecek. Öğrencilere, bulunduğu yerdeki üniversite birimleri öncelikli olmak üzere gerektiği takdirde Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarının bilgisayar ve internet olanaklarına erişim imkanı sağlanabilecek. Kabul edilebilir sebeplerle sınava giremeyen öğrencilerin mağduriyet yaşamaması için telafi amaçlı çevrimiçi sınav imkanı verilecek. Teknik problemler yaşayan öğrencilerin sınavı tamamlamaları için gerekli prosedürler belirlenecek.

İntihal tespit programları kullanılabilecek
Ödev, proje ve araştırma raporlarının değerlendirilmesinde intihal tespit programları kullanılabilecek. Çevrim içi değerlendirmelerde, sınavın türüne uygun olarak öğrencilere yeterli süre verilecek. Dezavantajlı, engelli öğrencilerin sınavlarının dijital ortamda sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli bütün tedbirler alınacak. Mezuniyet durumundaki öğrencilerin staj uygulamalarının değerlendirilmesinde küresel salgın dönemi şartları göz önünde bulundurularak ilgili yükseköğretim kurumları tarafından gerekli düzenlemeler yapılacak. Kurumsal sistemler üzerinde yürütülmeyen sınavlar 'şeffaf ve denetlenebilir' olması için ilgili öğretim elemanı tarafından kayıt altına alınacak ve arşivlenecek. Öğrencilere verilen ödev ve proje çalışmalarında dersin kredisi ve Avrupa Kredi Transferi ve Biriktirme Sistemi (AKTS) iş yükü göz önünde bulundurulacak. Ayrıca üniversitelerde dijital ortamlardaki sınav sürecinin aksamadan yürütülmesi için öğrencilerin teknik ve idari destek alabileceği yapılanmalar oluşturulacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *