Avrupa Birliği (AB) liderlerinin, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanlığına Christine Lagarde'ın atanması konusunda mutabık kalmasının ardından, Avro Bölgesi'nde uygulanacak para politikası dikkat çekiyor.
AB üyesi ülke liderlerinin, ECB Başkanlığı görevi 31 Ekim tarihinde sona erecek Mario Draghi'nin yerine getirilecek isim üzerinde uzun süren müzakereler sonucunda Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Lagarde üzerinde uzlaşı sağlamalarıyla, birliğin para politikalarını yönetecek isim de belirlenmiş oldu.
İlk kadın başkan
IMF'nin ilk kadın başkanı olan Lagarde, bu görevi 2011'den beri yürütüyordu. Lagarde, ECB Başkanı olarak belirlenince bu görevi de üstlenen ilk kadın olacak.
AB liderleri arasında yapılan müzakerelerde Lagarde'ın özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından ileri sürülmesi, ECB'nin yapısını siyasetçilerin şekillendirme çabası olarak algılanıyor.
Ayrıca, Lagarde'ın tercih edilmesi ve politik oyunlarla atanması sonuç olarak ECB'ye siyaset karıştı yorumlarına da neden oluyor.
Fransız kökenli avukat ve iş kadını 63 yaşındaki Lagarde'ın daha önce Fransa'da Maliye Bakanlığı yapmasına rağmen merkez bankası tecrübesi olmaması piyasalarda mesafeli karşılanıyor.
Siyasi tecrübe
Öte yandan, özellikle ittifak kurma ve müzakere kabiliyeti ile öne çıkan Lagarde'ın merkez bankacılığı deneyimsizliğini siyasi tecrübesi ile ikame etmesi bekleniyor.
Lagarde'ın görev başlangıcında, İtalyan ECB Başkanı Draghi'nin son dönem uyguladığı para politikalarında ciddi bir değişiklik yapması öngörülmüyor.
Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) gibi ülkelerin borçlarını ödeyemez duruma geldikleri Avrupa borç krizi döneminde de IMF Başkanlığını yürüten Lagarde, ABD'nin artan korumacı politikaları ile Çin'le yaşadığı ticari gerginliklerde de yapıcı ve uzlaşmacı tutumuyla dikkat çekmiş, taraflara sıklıkla itidal çağrılarında bulunmuştu.
Sorunlar
Göreve kasım ayında başlayacak Lagarde'ı jeopolitik belirsizlikler, artan korumacılık tehdidi, küresel piyasalardaki kırılganlıklar ve ekonomik yavaşlama gibi devam eden sorunlar karşılayacak.
Lagarde, Avro Bölgesi ekonomisini desteklemeye yönelik, gevşek para politikası uygulayan bir ECB ile karşılaşacak.
Öte yandan, piyasalar, ECB'nin düşük seyreden enflasyonu yükseltmek için faiz oranlarını eylül ayında daha fazla indirmesini bekliyor. Lagarde döneminin başında Avro Bölgesi para politikasında önemli bir değişiklik öngörülmezken, Lagarde'ın Draghi'nin müdahaleci tutumunu sürdürmesi öngörülüyor.
Lagarde'ın uzun vadede para politikası araçlarına aşırı bağımlılığı tercih etmediği, Avro Bölgesi ülkelerini gelecekte yaşanabilecek ekonomik krizlerden koruyacak ortak bir fon kurmasını tercih ettiği belirtiliyor.
Lagarde'ın özellikle Avrupa ekonomilerinin daha dayanıklı ve üretken hale gelmeleri için gerekli yapısal reformlara odaklanması gerektiği yönünde açıklamaları da bulunuyor.
UniCredit SpA'nın küresel başekonomisti Erik Nielsen, her şeyin plana göre gitmesi halinde Lagarde'ın, 8 yıllık IMF Başkanlığı ve 4 yıllık bakanlıktan gelen etkileyici deneyimi ve iletişim becerilerini 1 Kasım'da Frankfurt'a taşıyacağını söyledi.
Piyasaların bugüne kadar 3 ana soruya odaklandığını belirten Nielsen, bu soruların, "Draghi tarafından çizilen rotayı değiştirecek mi?", "Merkez bankası deneyimi olmaması veya ileri düzeyde akademik ekonomi eğitimi olmaması göz önünde alındığında Lagarde bankayı nasıl yönetecek?" ve "gerektiğinde neye mal olursa olsun yapacak mı?" olduğunu bildirdi.
Nielsen, Lagarde'ın, IMF kaynaklarını kriz sırasında bazı Avrupa ülkelerine büyük miktarda sunduğunu, avroyu korumak için de harekete geçmekte tereddüt etmeyeceğini söyledi.
Avro Bölgesi'ni kurtaran yönetici
Tecrübeli bir merkez bankası yöneticisi ve iktisat bilimleri profesörü olan Mario Draghi, 2008 finansal krizinin hissedilmeye devam ettiği 2011'de ECB'nin başına gelerek "Avro Bölgesi'ni kurtaran yönetici" olarak takdir toplamıştı. Draghi, Avro Bölgesi krizinde, "ECB'nin ortak para birimini savunmak için ne gerekiyorsa yapacağını" söylemişti.
Birçok uzman, Draghi’nin bu politikasının avroyu kurtardığı konusunda birleşirken, Draghi, "Avro Bölgesi'ni ekonomik krizden kurtaran isim" olarak büyük takdir toplamıştı.
Draghi, Temmuz 2012'de Londra'da yaptığı konuşmada, "Görevimiz dahilinde ECB, avroyu korumak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır ve bana inanın, bu yeterli olacak." ifadelerini kullanmıştı.
ECB başkanları 8 yıl görev yapıyor. Uzmanlar, Christine Lagarde'ın siyasi ağırlığının Avro Bölgesi hükümetlerinin kendisi üzerinde baskı kurmasını zorlaştıracağı öngörüsünde bulunuyor.
Uzmanlar, Avro Bölgesi'nin büyük bir ekonomi olmakla beraber tek bir ayak olan ECB'nin üzerinde durduğunu ifade ederek, Lagarde'ın ECB Başkanı olarak yanlış kararlar vermesi halinde Avrupa projesinin çökmesine neden olabileceği gibi sürdürülebilir ve etkili bir projeye de dönüştürebileceğini belirtiyor.
ECB
AB'nin para politikalarını belirleyen ve yürüten ECB, tüzel kişiliğe sahip bağımsız bir AB organı olan faaliyet gösteriyor.
Frankfurt merkezli ECB'nin görevi, para birimi olarak avroyu kullanan AB üyesi ülkelerden oluşan Avro Bölgesi'nde fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlanıyor.
Kurum, AB'nin para politikasını belirliyor ve uyguluyor. Döviz işlemlerinin yürütülmesi, üye ülkelerin resmi döviz rezervlerinin tutulması ile ödeme sistemlerinin düzgün işlemesinin sağlanması görevlerini de yerine getiren ECB, Avro Bölgesi'nde kağıt para basımına izin verme konusunda tek yetkili merci konumunda bulunuyor.