Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Kilis, Mardin, Siirt ve Şırnak'ı kapsayan GAP, hayata geçirildiği 1989'dan bu yana uygulanan projelerle bölge halkının birçok alanda kalkınmasını sağladı.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, GAP bölgesindeki 9 ilin daha önce Türkiye'de en az gelişmiş bölgelerinden biriyken, yürütülen projelerle bölgenin gelir ve refah seviyesinin 10 kat arttığını söyledi.
GAP kapsamında bölgede ciddi anlamda yatırımların devam ettiğini belirten Çullu, "Günümüze kadar 10 milyar doların üzerinde tarımsal ihracat olmuş. İhracatın dışında bölge insanının başka bölgelere gitmeden kendi alanında kalması açısında çok önemli proje. Bu proje sadece ekonomi projesi değil, sosyal proje. Şu ana kadar planlanan alanın yüzde 60'ı sulanmış durumda. Sulama alanlarının genişlemesiyle insanların refah seviyesinin de artacağını düşünüyorum." dedi.
Toprak ve suyun yönetimi
Çullu, bölgede suyun kullanımı konusunda önemli çalışmalar yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bölgede Türkiye'nin pamuğunun yüzde 60'ını üretiyoruz. Bu, fıstık, buğday ve mısır için de geçerli. Bu ürünler önümüzdeki dönemlerde daha önem arz ediyor. Bu açıdan topraklarımızı ve suyumuzu iyi yönetmek gerekiyor. Su bulunabilir fakat toprak bulunmaz. Bir kere kayboldu mu milyonlarca yıl beklemeniz gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde özellikle sulamayla ilgili dijital projeler daha önem kazanacak. Bizler üniversite olarak GAP İdaresi Başkanlığının destekleriyle dijital tarım konusunda önemli çalışmalar yapıyoruz. GAP hassas ve dijital tarım projesi ve yazılımını geliştirerek bunu çiftçilerimizi uygulatıyoruz. Çalışmayla bölgede tarımda kullanılan aşırı gübre, su ve ilacı azaltmaya çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda hiç verim kaybı olmadan suda ve gübrede yüzde 30 tasarruf sağlıyoruz."
Bölgede 9 ilde çiftçilerle bir araya geldiklerini kaydeden Çullu, "Burada eğitimler vererek gübre ve su kullanımını düşürüyoruz. Özellikle şu anda gübre maliyeti yüksek bir ürün. Gübreyi doğru kullanmadığınız zaman ya gaz olup yukarı çıkıyor ya da eriyip toprağın altına giriyor. Çünkü ileride dünyada ve Türkiye'de yeteri kadar temiz su olmayacak. Bu nedenle ellimizdeki imkanları çok iyi değerlendirmeliyiz." diye konuştu.
Modern sulama sistemleriyle yılda 3 ürün yetiştiriliyor
Ziraat Mühendisi İzzetin Kaya da GAP öncesi bölgede tarımın yok denecek kadar azken suyun bölgeye gelmesiyle çiftçilerin doğru yöntemlerle yılda 3 ürünü yetiştirebildiğini belirtti.
Bölgede tarım alanında doğru tekniklerin ve yöntemlerin kullanılması için destek verdiklerini anlatan Kaya, "GAP ile birlikte insanlarımız kendi topraklarında çalışıyor. Kendi üretimini toprağında yaparak geçimini sağlayabiliyor. Çiftçilerimiz geleneksel yöntemlerin yanlışlarını terk edip daha iyi verim elde etmek için teknolojik aletlerle toprakları işlemeye başladı. Refah düzeyinin artmasıyla çiftçilerimiz daha güçlü tarım aletlerini kullanıyor. Daha önce vahşi sulama yapılırken bugün çiftçilerimiz fıskiye ve damla sulama yöntemlerini kullanıyor. Bu hem masraflarını azaltıyor hem de gelirini yükseltiyor. Bizlere de çiftçilerimize her türlü konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz." dedi.
Artık kendi tarlalarında üretim yapıyorlar
Çamlıdere Mahallesi'nde 30 yıldır çiftçilik yapan Yasin Çiçek ise GAP öncesi mevsimlik tarım işçisi olarak başka bölgelere çalışmaya gittiklerini, suyun gelmesiyle kendi tarlasında üretim yaptığını söyledi.
Yıl içinde iki ürün yetiştirdiğini dile getiren Çiçek, "Eskiden buğday ekiyorduk, bir yıl bekliyorduk, şimdi buğday hasat ettiğimiz gibi yerine ikinci ürün olarak pamuk veya mısır ekiyoruz. Çok güzel verim de alıyoruz. Eskiden çok mağdurduk, şimdi kral gibi yaşıyoruz. Hiç kimseye muhtaç olmadan yaşıyoruz. Tarlalarımızda daha önce vahşi sulama yaparken imkanların artmasıyla damlama veya fıskiye kullanıyoruz. Bu da verimimizi artırıyor." ifadelerini kullandı.