Türkgün Ekonomi Hükümet işçilere yapılacak zam teklifini açıkladı

Hükümet işçilere yapılacak zam teklifini açıkladı

Hükümet, 3 bin 500 liradan az alan kamu işçisinin ücretinde 60 lira artış, tüm işçilere 2019'un ilk 6 ayı için %5, ikinci 6 ayı için %4 zam önerdi.

Hükümet, 3 bin 500 liradan az alan kamu işçisinin ücretinde 60 lira artış, tüm işçilere 2019'un ilk 6 ayı için %5, ikinci 6 ayı için %4 zam önerdi.

Ankara

Hükümet, 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi kapsamında, 3 bin 500 liradan az alan kamu işçisinin ücretinde 60 lira artış, tüm işçilere 2019'un ilk altı ayında yüzde 5, ikinci altı ayında yüzde 4 zam teklif etti.

Kamuda çalışan yaklaşık 200 bin işçinin 2019-2020 döneminde alacağı ücret zammının belirleneceği toplu iş sözleşmeleri (TİS) ile ilgili ikinci toplantı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde yapıldı.

Basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık yarım saat süren toplantının ardından Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, hükümetin teklifiyle ilgili basın mensuplarına bilgi verdi.

Bir önceki sözleşmeyi 3 Temmuz 2017'de imzaladıklarını ilk altı ay yüzde 7,5, ikinci altı ay yüzde 5 zam aldıklarını anımsatan Atalay, şunları kaydetti:

"Sayın Bakan ve heyetinin bize verdikleri teklif; 3 bin 500 liranın altında ücret alanlara 60 lira, ilk altı ay yüzde 5, ikinci altı ay yüzde 4 artış ve enflasyon. Bu rakamın müzakere edecek, konuşacak bir tarafı yok. Baktığınız zaman iki senede elektriğe ortalama yüzde 50 zam gelmiş, çaya, şekere, tüpe yüzde 35-40 zam var. Enflasyonun bizim hesabımıza göre yüzde 17 olduğu yerde, bize 'yüzde 5' diyorlar. Biz de Sayın Bakana teşekkür ettik."

Atalay ayrıca, Türk-İş'te Kamu Koordinasyon Kurulunu bugün toplayacaklarını bildirdi.

Ocak ayında 3 bin 400 lira net maaş alan bir işçinin vergi kesintisi nedeniyle temmuzda net 3 bin 215 lira aldığını vurgulayan Atalay, "Altı ayda 185 lira sadece vergiden kaybımız var." dedi.

Türk-İş'in arzusunun toplu iş sözleşmesinin masada bitirilmesinden yana olduğunu ifade eden Atalay, şöyle konuştu:

"Maalesef bu aşamada kamuoyuna ve işçilere olumlu bir haber veremiyoruz. Bundan sonra sendikalarımızın süreçleri devam ediyor. Ağustosun sonuna kadar ya masa başında imzalayacağız ya da greve çıkmak mecburiyetinde olacağız. Türk-İş'in veya şahsımın grevle ilgili ne bir arzusu ne bir talebi var ama yasalar sendikacılara ne emrediyorsa onu yapmakla mükellefiz. Bu teklifin kabul edilebilecek bir tarafı yok."

Atalay, "Arzumuz, nefes alabileceğimiz bir ücret almak. Bizim bu ücretle nefes almayı bırak adım atacak halimiz yok. Hükümet çağırırsa geliriz, çağırmazsa bir talebimiz olmaz." dedi.

Türk-İş'in talebi
Türk-İş, 19 Haziran'daki ilk toplantıda, en düşük ücretlerin 3 bin 500 liraya yükseltilmesi, tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam, ilk altı ay yüzde 15, ikinci, üçüncü ve dördüncü altı aylarda enflasyon artı 3 puan refah talebinde bulunmuştu.

TARAFLAR İKİNCİ KEZ BİR ARAYA GELDİ

Tarafların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde bugün saat 15.00'te ikinci kez bir araya geldi. Toplantıda hükümet Türk-İş'in talebine karşı zam teklifini sundu. Hükümetin teklifi 2019'un ilk altı ayı için yüzde 5 oldu.

Bundan sonra taraflar arasındaki görüşmeler, zam oranı üzerinden yürüyecek.

Kamu işçilerine yapılacak zammı memurlar ve özel sektör çalışanları da yakından takip ediyor. Çünkü bu anlaşma memur ve özel sektör çalışanlarının toplu sözleşmelerinin çerçevelerini belirlemesi açısından da önem taşıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem MHP Lideri Devlet Bahçeli'den CHP'ye sert tepki! "Milli Eğitim Bakanımız yalnız değildir"

MHP Lideri Devlet Bahçeli'den CHP'ye sert tepki! "Milli Eğitim Bakanımız yalnız değildir"

MHP Lideri Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

MHP Lideri Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

KAYNAK: Haber Merkezi

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları;

Akıl, insana bir tarafta asıl amacının ne olduğunu diğer tarafta da o amaca nasıl ulaşılacağını öğretip gösterir. Mühim öncelik müessir bir akla sahip olmak ve onu fonksiyonel olarak kullanabilmektedir. Aklı karışık olanların fikir, fiil ve eylemleri tutarsızdır. Bu tutarsızlığın ardı ve akıbeti ahlak ve etik ihlallerine, mana ve muhteva ilkesizliklerine, bundan da ötesi karanlık ve kuralsız siyasal ilkelliklere ortam açacaktır.

Türkiye’mizin ortak akıl ve ortak yaşama azmi uzun süredir tehdit altındadır. Toplumsal düzen ve siyasi istikrar ile rejim ve yeni hükümet sistemi yalan, iftira ve ihanet karışımından mülhem tahrip ve tahrik akınına maruzdur. Tarihimizin muzaffer ve muhteşem dönemlerinde Allah’ın bir lütfu olarak tebarüz eden devlet ile milletin aynı hedefe kilitlenme gerçeği yeni yüzyılda müstahkem şekilde tesirini gösterince dış bağlantılı bozguncu mihraklar, ihanete teşne bunalım mimarları telaşa kapılmışlardır. Sosyal barışımızı, siyasi huzurumuzu, iç asayiş ve güvenlik yapımızı dinamitlemek isteyen fırsat düşkünü fitne/fesat markası çevrelerin ziyadesiyle hareket ve heves içinde oldukları gözlemlenmektedir.

CHP Genel Başkanı’yla birlikte yanında ve yöresinde hizalanan edep ve erdem muhalifi menfaatperest yoldaşları demokrasinin imkan ve iradesini hiçe saymaktadır. Sokak kuytularında ikbal arayışına girişmişlerdir. Ayaklanma ve isyan çağrıları subliminal mesajlara iliştirilmiştir. Üniversite gençliğinin kışkırtılmasından sonra küçük gruplardan müteşekkil lise öğrencilerinin ajite edilip okul önlerinde protesto nöbetine sokulması, milli eğitim sistemi içinde rutin ve mutat bir uygulamanın manipülasyonundan medet umulması suçtur, sorumsuzluktur; dahası insaf, izan ve vicdan yokluğudur.

Milli Eğitim Bakanımız yalnız değildir, CHP Genel Başkanı’nın iğrenç sözleri bumerang gibi kendisine dönmüş ve şahsıyla örtüşmüştür.

Öğrencilerimizin velileri evlatlarına sahip çıkmalıdır. Okuyan-okumayan her çocuğumuz çok değerlidir. Onların geleceği Türk milletinin geleceğidir. 12-24 yaş kuşağındaki evlatlarımızın istismar ve israfına göz yummak aynı zamanda istiklalimizi ve istikbalimizi riske atmaktır. Anneler-babalar CHP’nin kara kampanyasına itibar etmeyerek çocuklarının heba ve heder olmalarına engel olmalı, set çekmeli, duvar örmelidir.

CHP’nin sokak provaları, yasa dışı sol ve marjinal grupların alçak provokasyonları çocuklarımızı değirmen taşı gibi öğütme, geleceklerini mahvetme esasına dayalıdır. Güya demokratik hak arama iddiasıyla yapılan haksız ve hukuksuz protesto gösterilerinin varacağı yer kaybolmuş ve pişmanlıklara hapsolmuş bir hayattır.

Hiçbir evladımızdan vazgeçemeyiz. Onların her biri göz nuru, gönül surumuzdur. Öğrencinin yeri okuldur, sınıftır, kütüphanedir, aile sıcaklığıdır, laboratuvardır, çağın gereği olan kavram, kuram ve bilgilerle donanmaktır.

Üstelik sosyal medyada halkımızı yanıltıcı ve kuşkuları yoğunlaştırıcı iddiaları ahlaksızca paylaşanlar, ileri geri spekülasyon yapanlar, CHP’ye kayyum atanacak tantanası koparanlar içimize kadar yuvalanmış şeytanlardır.

Bir kaşık suda fırtına çıkaranların niyeti halis ve hakkaniyetli değildir. CHP’ye kayyum hem doğru değil hem de mümkün değildir. Zira CHP zaten fiili vesayet ve kayyum yönetimiyle kendi kendini yiyip bitiren canlı bir organizmaya dönüşmüştür. Mağduriyet pozlarına aldanacak hiç kimse yoktur. Herkes ne konuştuğunu, ne söylediğini bilmek ve bunun ahlaki idrakine ermek mecburiyetindedir.

Türk ve Türkiye Yüzyılını lekelemeye, milli birlik ve kardeşlik duygularımızı linç etmeye kalkanlar elbette hukuken ve siyaseten sorumluluktan kurtulamayacaktır. Türkiye’mizin imaj ve prestijiyle maksadı muğlak ve muallak taktikler kapsamında oynayanlar eninde sonunda çuvallayacaktır. Türk milleti yegâne güvencimizdir. Türkiye Cumhuriyet’i kıyamete kadar var olacaktır. Tam tersi istikamette çırpınan ve uğraşan kim veya kimler varsa onların alayıyla hem bu dünyada hem de Ruzi Mahşer’de hesaplaşmamız kaçınılmazdır.

Ayrıca TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’e acil şifalar diliyorum. Sırrı Bey, Allah’ın yardımı, doktorlarımızın desteği ve kendi direnciyle inşallah bu zor günleri atlatacaktır. Terörsüz Türkiye hedefinde inanıyorum ki daha yapacağımız pek çok şey vardır.

Sırrı Bey’in sağlık durumundan dolayı TBMM Genel Kurulu çalışmalarına ara verilmesi Danışma Kurulu’nda kararlaştırılmış ve sadece parti grup başkanvekillerinin geçmiş olsun mesajlarından sonra birleşim kapatılmıştır.

Ancak böylesi hassas bir günde bile CHP korsanvari bir oldubittiyle kriz çıkarmıştır. Birleşimi yöneten CHP’li Meclis Başkanvekili yasa, anayasa ve içtüzüğe aykırı şekilde Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararı CHP’li Katip Üye’ye okutmuştur. Siyasi terbiye ve teamül karşıtı bu davranış en hafif tabirle sinsilik, kötü niyetlilik, densizlik, işgüzarlık ve kabalıktır. CHP işte budur.

CHP’li Meclis Başkanvekili ve CHP’li Katip Üye derhal istifa etmelidir. Oturdukları makamın ağırlığını taşıyamayacak kadar yetersiz, kifayetsiz ve maalesef muhterislerdir. Milletvekilliği düşürülen bir şahsı arkalama çabası boşuna bir gayrettir. Yetki aşımından kaynaklı işlem yok hükmündedir.

CHP, millet iradesine hakaret etmiş, TBMM’nin saygınlığına gölge düşürmüş, görevi kötüye kullanmış, gizli gündemle arkadan dolanmış, tedavi altında bulunan Sırrı Bey’e de büyük bir haksızlık yapmıştır.

CHP ve yönetimi bitmiş bir hikayenin siyaset ayağıdır. Bu zihniyetten hayır gelmesi pirenin deveyle güreş tutmaya cüret etmesi kadar absürt ve deli saçması bir beklentidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *