Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), ülke bazlı ekonomik değerlendirmeler kapsamında yayımladığı “Türkiye İnceleme Raporu”nda, Türkiye’nin son on yılda sergilediği güçlü ekonomik performansa dikkat çekti. Rapora göre Türkiye, 2013-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 4,9 oranında büyüyerek, OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olmayı başardı.
Raporda, bu büyümenin yalnızca makroekonomik göstergelere değil, aynı zamanda toplumsal refaha da yansıdığı vurgulandı. Türkiye’de yaşam standartlarının önemli ölçüde iyileştiği, iş gücü piyasasında yapısal ilerlemeler kaydedildiği ve sosyal göstergelerde olumlu gelişmeler yaşandığı belirtildi.
İş Gücüne Katılım Arttı, Yoksulluk Azaldı
OECD verilerine göre, 15-64 yaş arası nüfusta iş gücüne katılım oranı 2005 yılında yüzde 50 seviyesindeyken, 2023 itibarıyla bu oran yüzde 60’a yükseldi. Aynı dönemde yoksulluk oranı ise neredeyse yarı yarıya azaldı. Bu gelişmeler, Türkiye’nin sadece ekonomik değil, sosyal kalkınma açısından da önemli mesafeler kat ettiğini gösteriyor.
Raporda ayrıca Türkiye’nin ekonomik büyümesini çevresel faktörlerden görece ayrıştırmayı başardığına işaret edildi. Enerji kullanımı, atık üretimi, su tüketimi ve hava emisyonları gibi çevresel etkilerin, büyümeyle aynı hızda artmadığı kaydedildi.
Ekonomik Politikada Normalleşme Dönemi
Mayıs 2023 seçimlerinin ardından Türkiye’de ekonomi yönetiminde önemli politika değişiklikleri yaşandı. OECD, bu dönemde para ve maliye politikalarında benimsene sıkılaştırıcı yaklaşımın finansal istikrarı güçlendirdiğini, yatırımcı güvenini artırdığını ve piyasalarda belirsizliği azalttığını belirtti.
Ekonomide sürdürülebilir büyümenin yeniden tesisi için “temkinli ve kararlı makroekonomik politika duruşunun” sürdürülmesinin önemine vurgu yapıldı. Enflasyonla mücadelede ise sıkı para politikalarının etkili olmaya devam etmesi gerektiği ifade edildi.
Türkiye Ekonomisi İçin 2026'ya Kadar Beklentiler
OECD, mevcut koşullar altında Türkiye’nin 2024 yılında yüzde 3,1 ve 2026 yılında yüzde 3,9 oranında büyüyeceğini öngörüyor. Aynı raporda, enflasyonun 2024 sonunda yüzde 31,4’e, 2026 yılı sonunda ise yüzde 17,3’e gerilemesi beklendiği belirtildi.
Bütçe açığının 2026'da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 2,6’sına düşeceği tahmin edilirken, kamu borcunun GSYH’ye oranla görece düşük seviyede kalacağı öngörülüyor. Bununla birlikte, sıkı maliye politikalarının ve azalan kamu harcamalarının hane halkı tüketimini sınırlayacağı, ekonomik faaliyetin kısa vadede daha yavaş seyredeceği değerlendirmesi yapıldı.
Yapısal Reformlar Kritik Önemde
OECD, Türkiye’nin ekonomik yakınsamayı sürdürebilmesi için kapsamlı yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Raporda, vergi tabanının genişletilmesi, kamu harcamalarında verimliliğin artırılması ve mali disiplinin korunmasının öncelikli alanlar olduğu belirtildi.
Ayrıca iş gücü piyasasında esnekliğin artırılması, girişimciliğin desteklenmesi ve özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi gerektiği ifade edildi. Türkiye'nin büyüme potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için iş gücü hareketliliğini kısıtlayan engellerin kaldırılmasının önemine dikkat çekildi.
Kadın İstihdamı ve Nüfusun Yaşlanması: Kritik Sosyal Başlıklar
Raporda öne çıkan diğer önemli başlıklardan biri ise kadınların iş gücüne katılım oranlarının hâlâ düşük seviyede seyretmesi oldu. Bu alanda ilerleme kaydedilmesi için uygun fiyatlı erken çocukluk eğitimi ve bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi sosyal politikaların güçlendirilmesi önerildi.
Ayrıca Türkiye’nin karşı karşıya olduğu nüfus yaşlanması sürecine de dikkat çekilerek, emeklilik sistemlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak ve yaşlı nüfusun ekonomiye entegrasyonunu kolaylaştırmak için uzun vadeli stratejilere ihtiyaç olduğu belirtildi.
Yeşil Dönüşüm İçin Uyarı ve Öneriler
OECD, Türkiye’nin 2053 yılı için koyduğu net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmesi için, enerji sektöründe daha kararlı adımlar atılması gerektiğine işaret etti. Raporda, özellikle kömürden uzaklaşma, yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılması ve karbon fiyatlandırmasının etkinleştirilmesi gibi önlemlerin önemi vurgulandı.
Yeşil dönüşümün yalnızca çevresel faydalar değil, aynı zamanda uzun vadede sürdürülebilir ekonomik büyüme ve halk sağlığı açısından da kazanç sağlayacağı dile getirildi.
Cormann: Türkiye ile İş Birliğimizi Derinleştirmek İstiyoruz
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, raporun İstanbul’daki tanıtım toplantısında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin makroekonomik istikrar yönünde attığı adımların uluslararası yatırımcı algısını olumlu etkilediğini belirtti. “Türkiye son yıllarda OECD içinde en hızlı büyüyen ülkelerden biri oldu. Bu başarının sürdürülebilmesi için reform gündeminin kararlılıkla uygulanması gerekiyor,” dedi.
Cormann ayrıca, Türkiye ile iş birliğini kamu maliyesi yönetimi, inovasyon politikaları, kadın istihdamı ve iklim hedefleri gibi öncelikli alanlarda daha da derinleştirmeyi hedeflediklerini belirtti.