Türkgün Ekonomi Ekonominin 3 yıllık yol haritası: Enflasyon ve büyüme revize edildi

Ekonominin 3 yıllık yol haritası: Enflasyon ve büyüme revize edildi

Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Programda, enflasyonun tek haneye indirilmesi ve sürdürülebilir büyüme hedefleri öne çıktı. 2024 büyüme beklentisi %3,5'e düşürüldü. İşte OVP'ye ilişkin detaylar...

KAYNAK: AA

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin Orta Vadeli Programı’nı (OVP) kamuoyuna duyurdu. OVP’nin ana hedefinin enflasyonu tek haneye düşürmek olduğunu belirten Yılmaz, yeni dönemde para, maliye ve gelirler politikalarının uyum içinde uygulanacağını açıkladı.

Enflasyon Hedefi Tek Hane

Yılmaz, dezenflasyon sürecinin başladığını ve 2024 yılı sonunda enflasyonun %41,5 olarak beklendiğini, ancak uzun vadede tek haneli rakamlara inileceğini belirtti. 2026 yılında enflasyonun %9,7'ye düşmesi hedeflenirken, 2027’de bu oranın %7'ye çekilmesi planlanıyor.

Büyüme Hedefi Düşürüldü

2024 yılı büyüme beklentisi %4'ten %3,5’e düşürüldü. 2025 yılı için ise %5 büyüme hedefi belirlendi. 2026 ve 2027 yıllarında büyümenin sırasıyla %4,5 ve %5 olacağı öngörülüyor. Yılmaz, büyüme ile enflasyonun uyumlu hedefler olduğunu vurguladı.

Cari Açık ve Bütçe Açığı Beklentileri

2024 yılı sonunda cari açığın %1,7'ye düşmesi beklenirken, bütçe açığının %4,9 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor. 2025 yılında bütçe açığı %3,1’e, 2027’de ise %2,5’e olarak öngörülüyor. Cari açığın ise 2025’te %2 seviyesine gerilemesi öngörülüyor.

İşsizlikte Düşüş Öngörülüyor

İşsizlik oranı 2024 yılı için %9,3’e, 2027 yılına kadar ise %8,8’e kadar gerilemesi öngörülüyor. OVP sürecinde 2,3 milyon ilave istihdam yaratılması hedefleniyor.

Rezervlerde Artış

Türkiye’nin brüt uluslararası rezervleri, 2023'te 98,5 milyar dolarken 2024'te 150,4 milyar dolara çıktı. Bu artış, ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artırıyor.

İhracat ve İthalat Beklentileri

2024 yılı sonunda ihracatın 264 milyar dolara yükselmesi, ithalatın ise 345 milyar dolara olması bekleniyor. 2025'te ihracatın 279,6 milyar dolara, ithalatın ise 369 milyar dolara çıkacağı öngörülüyor. 2026'da ihracatın 296,1 milyar dolar, ithalatın 390,6 milyar dolar olması bekleniyor.

Orta Vadeli Program, Türkiye'nin ekonomik büyüme, enflasyon ve istihdam gibi kritik alanlarda dengeli bir yol haritası sunmayı hedefliyor.

EKONOMİNİN 3 YILLIK YOL HARİTASI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Ekonomik istikrar ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen politikalar ve reformlar, önümüzdeki üç yıllık dönemde ekonomimizin yol haritasını oluşturacak.

Orta Vadeli Program, merkezi yönetim bütçesinin hazırlık sürecini başlatmaktadır.

Orta Vadeli Program'ın ilk yılına yönelik uygulanacak politikalar ve somut tedbirler, 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda ayrıntılı olarak yer alacak.

2025-2027 dönemini kapsayan OVP hazırlıkları belirli bir takvim çerçevesinde planlanmış ve adım adım ilerlemiştir.

Son bir yıla bakıldığında mevcut tahminler büyük oranda geçerliliğini korumaktadır.

Son bir yılda büyümedeki dengelenme ile birlikte cari denge beklentilerimizin altına geriledi. İşsizlik oranları hedeflerin ötesinde iyileşme gösterdi.

Bütçe açığındaki görünüm, kamu harcamalarında etkinliği artırıcı önlemlerle öngörülenden daha olumludur. Programımız başarıyla çalışmakta ve sonuç üretmektedir.

"DEZENFLASYON EĞİLİMİ SÜRECEK"

Geçiş döneminin tamamlandığını ve dezenflasyon döneminin başladığını görebiliyoruz

Dezenflasyon süreci haziran ayından itibaren başladı. Bu tarihten itibaren enflasyon 23,5 puanlık düşüş kaydedildi.

Ağustos verileri dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını göstermektedir. Eylül ve sonrası bu eğilimin sürmesini bekliyoruz.

Türk Lirası'na olan güven önemli ölçüde arttı. Türk Lirası mevduatların toplam mevduatlar içindeki payı ciddi bir yükseliş kaydetti.

"DIŞ ŞOKLARA KARŞI DAYANIKLILIĞIMIZ ARTTI"

Kur korumalı mevduatın payı toplam mevduatlar içinde yüzde 10'a kadar geriledi. Kur korumalı mevduat 47,8 milyar dolara kadar düştü.

Brüt uluslararası rezervlerimizin 26 Mayıs 2023'te 98,5 milyar dolar seviyesinden 23 Ağustos 2024 tarihinde 150,4 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz.

Rezervlerde 52 milyar dolarlık artış ekonomimizin dış şok karşı dayanıklılığını artırdı.

Deprem ve kamu harcamaları bütçe dengesini bozdu. 2023'ün Aralık ayı itibarıyla bütçe açığı yüzde 5,2'ye geriledi. Bütçe açığının 3,6 puanı deprem harcamalarından kaynaklanmıştır.

Belirlediğimiz 36 eylemden 24'ünün tamamlamış bulunmaktayız.

"TEMEL AMAÇ ENFLASYONDA TEK HANE"

Orta Vadeli Program'ın amacı enflasyonun tek haneye düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, gelirin toplumun tüm kesimlerine adil dağıtılmasıdır

Para, maliye ve gelirler politikalarının eşgüdümü sağlanacak, enflasyon mücadele öncelikli alan olacaktır. Finansal istikrarı kalıcı şekilde artıracağız.

Orta ve uzun vadede, reformların katkısıyla orta-üst gelir grubundan yüksek gelirli ülkeler grubuna çıkılması öngörülmektedir.

BÜYÜMEDE AŞAĞI YÖNLÜ REVİZYON

2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 4'ten yüzde 3,5'e düşürüldü.

2025 yılının büyüme hedefi yüzde 5 olarak belirlendi. 2026 ve 2027 yıllarında büyüme oranlarının sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 5'e çıkması bekleniyor.

OVP büyüme patikası, enflasyonist baskı oluşturmadan, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı hedefleyen bir yaklaşımla oluşturuldu.

OVP büyüme patikası dezenflasyon süreciyle uyumlu. Kısa vadede enflasyon mücadele büyüme üzerinde geçici etkiler yapsa da orta ve uzun vadede iki hedef uyumludur.

Kişi başına milli gelirin 2024'te 15 bin 551 dolar, 2025'te 17 bin 28 dolar, 2026'da 18 bin 990 dolar ve 2027'de 20 bin 420 dolar olması hedefleniyor.

İŞSİZLİK ORANI BEKLENTİLERİ

İşsizlik oranı beklentisi 2024 yılı için yüzde 10,3'ten yüzde 9,3'e indirildi. 2025 yılı için işsizlik oranı yüzde 9,9'dan yüzde 9,6'ya revize edildi.

2026 yılında işsizliğin yüzde 9,2'ye, 2027 yılında yüzde 8,8'e gerilemesi öngörüldü.

İşsizlik oranı beklentisi 2024 yılı için yüzde 10,3'ten yüzde 9,3'e indirildi. 2025 yılı için işsizlik oranı yüzde 9,9'dan yüzde 9,6'ya revize edildi.

2026 yılında işsizliğin yüzde 9,2'ye, 2027 yılında yüzde 8,8'e gerilemesi öngörüldü.

OVP dönemimiz boyunca 2,3 milyon ilave istihdam oluşturulması öngörülmektedir. Bu hedef büyüme potansiyelimizi artırırken, işsizliği kademeli düşürecektir.

ENFLASYON BEKLENTİLERİNE GÜNCELLEME

2024 yılı için enflasyon hedefi yüzde 33'ten yüzde 41,5'e yükseltildi. 2025 yılı için enflasyon hedefi yüzde 15,2'den yüzde 17,5'e çıkarıldı.

Enflasyonun 2026'da yüzde 9,7 ile tek haneli seviyelere inmesi hedefleniyor(Önceki yüzde 8,5). 2027 yılı enflasyon hedefi yüzde 7 olarak belirlendi.

CARİ AÇIK BEKLENTİSİNDE İYİLEŞME

Cari açığın 2024 sonunda yüzde 1,7'ye düşmesi bekleniyor. Cari açığın 2025'te yüzde 2 seviyesine gerilmesi öngörülüyor.

İhracatın 2024'te 264 milyar dolara yükselmesi, ithalatın 345 milyar dolara düşmesi bekleniyor.

BÜTÇE AÇIĞINDA POZİTİF BEKLENTİ

2024 yılı bütçe açığının bu yıl bütçede öngörülen yüzde 6,4 hedefin oldukça altında yüzde 4,9 olarak bekleniyor.

Bütçe açığı 2025 yılında yüzde 3,1; 2027 yılında yüzde 2,5 öngörülüyor.

Bütçe harcamaların milli gelire oranında 2 puana yakın düşüş, enflasyonla mücadelede maliye politikasının destekleyici rolünü açıkça göstermekte.

Bu yıl turizm gelirinin 59,6 milyar dolar olması bekleniyor.

DIŞ TİCARET TAHMİNLERİ

Bu yıl sonu ihracatın 264 milyar dolar, ithalatın 345 milyar dolar olması öngörülüyor.

2025'te ihracatın 279,6 milyar dolar, ithalatın 369 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.

2026'da ihracatın 296,1 milyar dolar, ithalatın 390,6 milyar dolar olması bekleniyor.

"VERGİ TABANI GENİŞLEYECEK"

Ekonomide Kayıt Dışılığın Azaltılması da kritik bir reform alanıdır. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ederek, haksız rekabeti engellemeyi, vergi tabanını genişletmeyi, vergi adaletini sağlamayı ve kamu gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *