Oysa İspanya ile olası bir savaşta, bu boğazın kapanması Osmanlı'nın deniz aşırı topraklarla bağlantısını keserdi. Bu da Osmanlı’nın deniz aşırı toprakları kaybetmesine neden olabilirdi. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi’nde geçen Bayezid’in Kolomb’a verdiği cevap, Osmanlı’nın bu stratejik yaklaşımını ortaya koyuyor: “Bize Mekke ve Medine ve bu cezire-i dünyanın feth ü teshiri lazımdır, eyle derya aşırı mesafe-i ba’ideye bizim gitmemiz lazım değildir.”
Bu sözler, Osmanlı’nın mevcut topraklarını güçlendirmeyi ve savunmayı önceliklendirdiğini gösteriyor. Kristof Kolomb, Amerika'yı keşfetme çabasıyla dönemin Osmanlı padişahı II. Bayezid’e başvurmuştu. Ancak olumlu bir cevap alamamıştı.
Piri Reis, “Kitâb-ı Bahriye” eserinde, Osmanlı Devleti’nin Amerika’yı, Kolomb’dan yaklaşık 29 yıl önce keşfettiğini söylüyor
Bu kıtayı “Antilya” olarak adlandırdığını bile ortaya koymuş. Piri Reis’in haritaları, Amerika’nın bilinmeyen kıyılarına dair bilgi sunuyordu, ancak bu bilgi Osmanlı'nın geniş çaplı bir keşif ya da fetih planı yapması için yeterli olmayabilirdi.
Ayrıca 1538-1553 yılları arasında Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu'na yapılan yüksek maliyetli seferler sebebiyle ekonomik olarak zor durumdaydı. Bu seferler, istenilen sonuçları tam olarak vermemişti ve bu durum, Osmanlı’nın uzak kıtalara yönelik keşif ve fetih stratejilerini gözden geçirmesinin bir sebebi olmuştu.