Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bundan böyle her Türk vatandaşı e-Devlet üzerinden usulüne uygun başvurduğu zaman evinden, iş yerinden, arabasından, nerede bulunursa bulunsun oradan Adli Sicil Bilgi Sistemi'ne erişme ve adli sicil kaydını öğrenme, alma ve oradaki kayıtların şartlar oluştuğunda silinmesini talep etme hakkına sahip olacaktır." dedi.
Bozdağ, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen "Adli Sicil Bilgi Sistemi Tanıtım Töreni"nde yaptığı konuşmada, adli sicilin önemli bir fonksiyonu icra ettiğini söyledi.
Adli sicil kayıtlarının hukuka uygun toplanmasının, korunmasının ve ilgili yerlere güven içinde iletilmesinin önemine dikkati çeken Bozdağ, bu alanda bugüne kadar çok sayıda çalışma yapıldığını belirtti.
Adli sicil sisteminin, adli istatistiklerin dünyaya örnek hale geldiğini ifade eden Bozdağ, yeni "Adli Sicil Bilgi Sistemi"nin hız ve kolaylık sağlayacağını dile getirdi.
Bozdağ, önceki dönemlerde sabıka kaydı almak ve başka hizmetlerden faydalanmak için vatandaşların uzun süre kuyruklarda beklediğini hatırlattı.
AK Parti iktidarlarında hizmet almak için kuyruğa girme döneminin sona erdirildiğinin altını çizen Bozdağ, kamu hizmetlerinin tamamına vatandaşların erişiminin kolaylaştırıldığını anlattı.
Bakan Bozdağ, Adli Sicil Bilgi Sistemi ile büyük dönüşümün hayata geçirileceğini vurguladı.
- "ANKARA'YA GELME DÖNEMİ KAPANDI"
Adli sicil kayıtlarının, sürelerin dolmasından ya da yasaların sunduğu imkanların kullanılmasıyla silindiğini anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Hayata geçirdiğimiz yeni Adli Sicil Bilgi Sistemi'yle beraber ülkemizde insanlarımızın adli sicil kayıtlarını sildirmek için artık Ankara'ya gelme dönemi kapandı. Edirne'den Kars'a, Hakkari'den Sinop'a ülkenin dört bir yanından adli sicil kaydını sildirmek isteyen insanlarımız zamandan tasarruf ediyor, masraftan kurtuluyor. Bundan böyle her Türk vatandaşı e-Devlet üzerinden usulüne uygun başvurduğu zaman evinden, iş yerinden, arabasından, nerede bulunursa bulunsun oradan Adli Sicil Bilgi Sistemi'ne erişme ve adli sicil kaydını öğrenme, alma ve oradaki kayıtların, şartlar oluştuğunda silinmesini talep etme hakkına sahip olacaktır. Dakikalar içerisinde kayıt sildirme başvurusu netice olarak dönecektir. SMS'le de kaydının silindiği kendisine bildirilecektir."
Yeni uygulamayla bürokrasinin devre dışı olacağına işaret eden Bozdağ, hız ve güven içerisinde işlemlerin yapılacağını bildirdi.
Adli sicil kayıtlarının belirli bir süre dolduktan sonra silinebildiğini aktaran Bozdağ, "Bugün devreye sokacağımız yeni uygulamada yasal sürelerin dolması üzerine vatandaşın talebi olmaksızın resen Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğümüz, adli sicil kayıtlarını silecektir." bilgisini paylaştı.
Bozdağ, Ankara Hakimevinde düzenlenen "Adli Sicil Bilgi Sistemi Tanıtım Töreni"nde yaptığı konuşmada, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının iktidarları döneminde anayasal bir hak olarak tanımlandığını belirtti.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün kişisel verileri güven içerisinde koruduğunu bildiren Bakan Bozdağ, kişisel verilerin korunmasının yaşam hakkı kadar kıymetli olduğunu belirtti.
Kişisel Verileri Koruma Kurumunun ve Kurulunun kurulduğunu hatırlatan Bozdağ, kanunda yazmadığı halde kişinin rızası olmadan herhangi bir kişisel verinin işlenmesinin kanuna aykırı olduğunu ve suç olarak düzenlendiğini bildirdi. Bekir Bozdağ, bunun büyük bir hak olduğunu söyledi.
- "HUKUKA AYKIRI ELDE EDİLMİŞ KİŞİSEL VERİLERİN KULLANILMASI DA SUÇTUR"
Kişilerin devlette olan kişisel verilerine erişme, onları öğrenme, amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını bilmenin de önemli bir adım olduğunun altını çizen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Kişisel verilerin korunması konusunda bilinçli bir çabayı yasa, anayasa ortaya koyduğu halde, bu konuda kurumlar olduğu halde, bazı kişiler, şirketler, bazı değişik vakıflar, derneklerin bu kişisel verilerin korunması konusunda anayasanın ve yasaların kendilerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediklerini görüyoruz. Çok net söylüyorum, kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde elde edilmesi, kanunlarımız nezdinde suç olduğu gibi, hukuka aykırı elde edilmiş kişisel verilerin kullanılması da suçtur. Maalesef pek çok şirket, ticari ilişkilerinde veya başka başka şekillerde değişik kişiler, siyasiler pek çok farkı yöntemlerle bu kişisel verileri kullanıyorlar."
- "HİÇ KİMSENİN BİR İMTİYAZI, BİR AYRICALIĞI YOKTUR"
Hukuka uygun, hukukun içerisinde kalarak kişisel verilerin elde edilmesi ve hukuka uygun biçimde kullanılması gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:
"Hiç kimsenin bu konuda bir imtiyazı, bir ayrıcalığı yoktur. Kişisel verileri, hukuka aykırı elde etmek, herkes ve her kesim için suçtur. Kişisel verileri hukuka aykırı kullanmak herkes için suçtur. Bunun herhangi bir istisnası yoktur. Kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde elde eden ve kullananlar hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurumunun daha dikkatli olmasında ve bu konularda yasanın kendilerine tanıdığı yetkileri kullanmakta, görevleri yerine getirmekte tereddüt etmediğine inanıyorum. Buradan çağrıda bulunuyorum, bizim milletimizin her bir ferdinin kişisel verilerini korumak onların yaşam hakkını korumak kadar kıymetlidir. Buna tecavüz edenler, hukuka aykırı şekilde buna el uzatanlar, hukuka aykırı şekilde elde edip kullananlar hakkında kurumun gereğini yapmasında ve yetkilerini kullanıp görevinin gereğini yerine getirmesinde en ufacık bir tereddüdünün olmaması lazım. Kim olursa olsun, kim ki bu milletin kişisel verilerini hukuka aykırı bir şekilde elde ediyor ve kullanıyorsa onlarla ilgili yasal işlemleri yapmak, gerekiyorsa Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunmak dahil, yasa hangi yetkiyi veriyor, hangi görevi tanımlıyorsa elbette bunu yapacağız, bunu yapmamız lazım. Aksi takdirde bu düzenlemeler anayasada yer almasına rağmen kağıt üzerinde kalır. Bunlar, anayasada yer alsın, insanlar bunu konuşurken övsün diye konulmuş değil."
"Pek çok kişisel verinin, çok değişik maksatlarla o kişileri yıpratmak, itibarsızlaştırmak kamuoyunun gözünden düşürmek veya başka başka hesaplarla kullanıldığını da görüyoruz. Bu hem bir ahlak sorunudur hem de aynı zamanda bizim hukukumuz bakımından suç olan bir durumdur." diyen Bozdağ, veriyi işleyenin muhafaza etmek zorunda olduğunu vurguladı.
Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
"Eğer bir kuruma verilmiş kişisel veriler, birtakım mail gruplarının elinde veyahut da internetten alışveriş merkezlerinden mesajlar yağmur gibi geliyorsa, derneklerden, vakıflardan, şuradan buradan. Vatandaş soruyor, 'Benim bu verim, bunların eline nasıl geçti? Benim telefonumu ben biliyorum, işte yakınlarım biliyor, dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım biliyor. Hiç merhaba olmayan insanın elinde benim telefon numaramın ne işi var?' diyor. Hiç tanımadığım insanlardan mesajlar alıyorlar. Nereden gidiyor bu? Bu verileri koruma konusunda görevli olanların görevlerini yasaya uygun yapmamalarının bir sonucudur bu. Eğer yasaya uygun bu görevler yapılmış olsa, bu veriler insanların eline geçemez. Geçtiği zaman da Cumhuriyet savcılıkları Kişisel Verileri Koruma Kurulu, ilgili, hukuken görevli ve yetkili yerler gereğini yapar. Yapması da onların Anayasal ve yasal görevidir. Onun için kişisel verileri koruma konusunda Türkiye'yi farklı farklı tartışmaların içerisine çekmeye kimsenin hakkı yoktur, olmamalıdır."
- "YASAL DÜZENLEMELERE UYMAK VATANDAŞLIK GÖREVİMİZDİR"
Yüksek Seçim Kurulunun belli bir dönemde seçmen kütüklerini siyasi partilere verdiğini hatırlatan Bozdağ, siyasi partilerin de kendilerine verilen bu verileri kişilerin hukukunu, canını, yaşamını ve onurunu korur gibi koruması gerektiğini söyledi. Söz konusu verilerin YSK tarafından yasa emrettiği için partilere verildiğine dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu verileri alıp üçüncü, dördüncü, beşinci kişilerle veya hiç alakasız olanlarla paylaşsın diye hiç kimseye bu veriler verilmiyor. Bu veriler üzerinden fişleme yapılsın, bu veriler üzerinden insanlar A'ya, B'ye, C'ye göre tasniflere tabi tutulsun diye de verilmiyor. Onun için kişisel verilerin korunması konusunu Türkiye'nin bu yeni hukuk sistemine uygun, anayasanın sağladığı bu hakka, Kişisel Verilerin Korunması Kanununa ve diğer mevzuatımıza uygun bir şekilde yerine getirmesinde, herkesin bu konuda hassasiyet göstermesinde fayda vardır. Bir kez daha söylüyorum, yaşam hakkını korumak ne kadar kıymetliyse, kişinin onurlu, saygın, itibarlı bir birey olarak yaşamasını sigortası olan kişisel verileri korumakta o kadar kıymetlidir. Her ikisi de hem hepimizin vazifesi hem de her bir vatandaşımızın, her bir şirketin, her bir kamu kurumunun, herkesin ve her kesimin ortak vazifesi. Bu konudaki yasal düzenlemelere uymak ve yasal düzenlemelere uygun hareket etmek bizim hem insanlık hem de vatandaşlık görevimizdir."