Libya'ya asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin 2 Ocak 2021'den itibaren 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Tezkerede, Libya'da Şubat 2011'de meydana gelen olayları takip eden süreçte demokratik kurumların inşa edilmesine yönelik çabaların artan silahlı çatışmalar nedeniyle akamete uğradığı, ülkede parçalanmış bir yapı ortaya çıktığı hatırlatıldı.
Libya Siyasi Anlaşması kapsamında oluşturulan Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH), BM Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2259 (2015) sayılı kararı uyarınca uluslararası toplum tarafından Libya'yı temsil eden tek ve meşru hükümet olarak tanındığına işaret edilen tezkerede, BMGK'nin 2259 sayılı kararının, Libya Siyasi Anlaşması'nın uygulanması ile UMH dahil söz konusu anlaşmada atıfta bulunulan Libya kuruluşlarının desteklenmesine çağrıda bulunduğu belirtildi.
Tezkerede, Libya Siyasi Anlaşması'nda yeri bulunmayan, bu çerçevede hem ulusal hem uluslararası bakımdan gayrimeşru nitelik taşıyan sözde Libya Ulusal Ordusu'nun, 4 Nisan 2019'da başkent Trablus'u ele geçirmek ve UMH'yi devirmek hedefiyle başlattığı, sivilleri ve sivil altyapıyı da hedef alan, Libya'nın bütünlüğü ve istikrarını tehdit eden, DEAŞ, El-Kaide ve diğer terör örgütleri, yasa dışı silahlı gruplar ile yasa dışı göç ve insan ticareti için uygun ortam oluşturan saldırıları üzerine UMH'nin Aralık 2019'da Türkiye'den destek talebinde bulunduğu ifade edildi.
"Türkiye Libya'da kalıcı ateşkesin tesisine güçlü desteğini sürdürüyor"
Müteakip süreçte UMH'nin, ülkenin bütünlüğüne kasteden bu saldırıları durdurduğu, böylece Libya'nın Türkiye ve tüm bölge için güvenlik riski teşkil edecek bir kaosa ve istikrarsızlığa sürüklenmesinin önlendiği, ülkede BM'nin kolaylaştırıcılığında, Libyalıların öncülüğünde ve sahipliğinde ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin önünün açılabildiği vurgulanan tezkerede şunlar kaydedildi:
"Türkiye, BM öncülüğünde ilgili BMGK kararları çerçevesinde uluslararası meşruiyet kapsamında yürütülen, Libya'nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına, ülkede kalıcı bir ateşkesin tesisine, ulusal uzlaşıyı sağlayacak siyasi diyalog çabalarına güçlü desteğini sürdürmektedir. Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ile daha da gelişen iki ülke arasındaki tarihi, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya'da ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin devamı ile bu sürecin sonucunda barışın tesisi ve istikrarın sağlanması Türkiye açısından büyük öneme haizdir."
Türkiye'nin, bu kapsamda Libya ile imzalanan ve yürürlüğe giren Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında Libya'nın güvenliğine katkı sağlayacak eğitim ve danışmanlık desteğine devam ettiği anlatılan tezkerede, gelinen aşamada Libya'da kalıcı ateşkesin ve siyasi diyalog sürecinin sonuçlandırılması ve kurumların birleştirilmesinin henüz mümkün olamadığına işaret edildi.
Sözde Libya Ulusal Ordusu'nun, dış güçlerin desteğiyle Libya'nın orta ve doğu bölgelerindeki askeri tahkimatının sürdüğüne dikkat çekilen tezkerede, BM himayesinde yürütülen askeri ve siyasi görüşmelerin sonuçlanmasını teminen çatışmaların yeniden başlamasının önlenmesinin önem taşıdığı vurgulandı.
"Tüm bölge için neşet eden risk ve tehditler devam ediyor"
Bu kapsamda, ülkeden Türkiye dahil tüm bölge için neşet eden risk ve tehditlerin devam ettiği, sözde Libya Ulusal Ordusu'nun saldırılarının ve çatışmaların yeniden başlaması halinde Türkiye'nin gerek Akdeniz havzasındaki gerek Kuzey Afrika'daki çıkarlarının olumsuz etkileneceğine yer verilen tezkereye, şöyle devam edildi:
"Bu mülahazalarla Türkiye'nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Libya'daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye'nin Libya'daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, UMH tarafından talep edilen desteği sürdürmek, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için TBMM kararıyla verilen iznin süresinin 2 Ocak 2021'den itibaren 18 ay uzatılması hususunda gereğini bilgilerinize sunarım."
Afganistan
Afganistan'a asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Tezkerede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) ilgili kararları kapsamında ve 5 Aralık 2001 tarihli Bonn Konferansı sonuçları uyarınca, Afganistan hükümetinin güvenlik durumunun iyileştirilmesi ve kendi güvenlik kabiliyetlerinin oluşturulmasına yardımcı olmak için 2001'de Uluslararası Güvenlik ve Yardım Kuvveti'nin (ISAF) oluşturulduğu hatırlatıldı.
ISAF'ın sorumluluk alanının, 2003'te BMGK kararıyla Kabil'in ötesine genişletilerek stratejik komuta, kontrol ve eşgüdümünün NATO tarafından üstlenildiği belirtilen tezkerede, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), TBMM'nin 10 Ekim 2001 tarihli ve 722 sayılı kararıyla verilen yetki temelinde Afganistan'da ISAF harekatının başlangıcından itibaren görev aldığı kaydedildi.
NATO devlet ve hükümet başkanlarının, 4-5 Eylül 2014'te gerçekleştirilen Galler Zirvesi'nde, Afganistan'ın mutabakatıyla ISAF'ın bitiminden sonra Afganistan'da muharip olmayan Kararlı Destek Misyonu'nun başlatılmasını kararlaştırdıkları anlatılan tezkerede, söz konusu misyonun, ülke genelinde güvenlik sorumluluğunu üstlenen Afgan Milli Savunma ve Güvenlik Kuvvetleri'ne (ANDSF) eğitim, yardım ve danışmanlık sağladığı ifade edildi.
Afganistan ile köklü kardeşlik ve dostluk ilişkileri bulunan Türkiye'nin, Afganistan'ın milli birliğini, bütünlüğünü ve bağımsızlığını her zaman desteklediği, Afgan halkının terörden uzak olarak barış, istikrar ve refah içinde yaşamasını teminen her alanda Afganistan ile dayanışma içinde olduğu belirtilen tezkerede, Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yardım programlarından birini Afganistan'da yürüten Türkiye'nin, halihazırda 25 Aralık 2018 tarihli ve 1206 sayılı TBMM kararı uyarınca söz konusu misyona katkıda bulunduğu hatırlatıldı.
Tezkerede, NATO devlet ve hükümet başkanlarının, 11-12 Temmuz 2018'de gerçekleştirilen Brüksel Zirvesi'nde, Kararlı Destek Misyonu'nun; ANDSF'nin eğitim, yardım ve danışma faaliyetlerini başarıyla sürdürdüğünü de belirterek Afganistan'da uzun vadeli güvenlik ve istikrarın teminine yönelik bağlılıklarını yineledikleri ve 2018 sonrasında da misyon kapsamında Afganistan'a sağlanmakta olan katkılarını sürdüreceklerini taahhüt ettiklerine dikkat çekildi.
Benzer bir taahhüdün, 4 Aralık 2019'da Londra'da gerçekleştirilen NATO Liderler Toplantısı'nda da yinelendiğine yer verilen tezkerede, şunlar kaydedildi:
"Bu mülahazalarla hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tespit olunacak şekilde, TSK unsurlarının NATO'nun Afganistan'da icra etmekte olduğu Kararlı Destek Misyonu ve devamı kapsamında yurt dışına gönderilmesi, aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin anılan misyona katılmak amacıyla ülkemiz üzerinden Afganistan'a intikali ile geri intikali kapsamında Türkiye'de bulunması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için TBMM'nin 6 Ocak 2015 tarihli ve 1079 sayılı kararıyla verilen ve son olarak 25 Aralık 2018 tarihli ve 1206 sayılı kararıyla uzatılan iznin süresinin 6 Ocak 2021'den itibaren 18 ay uzatılması hususunda gereğini Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım."
Görüşmelerden
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, "Uluslararası meşruiyeti bulunan bu tezkereye olumlu oy kullanacağız." dedi.
Türkiye'nin, Afganistan'da Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyi (BMGK) kararı çerçevesinde görev yapan NATO Kararlı Destek Misyonu'ndaki varlığı ve başarılı faaliyetlerinin uluslararası camiaya ve kardeş bir ülkeye önemli bir katkı olduğunu ifade eden Sezgin, "Kararlı Destek Misyonu, NATO'yla dayanışmamızın da güçlü örneklerinden biridir. Elbette bu, bizim için sadece bir NATO misyonu değil, onun ötesinde Afganistan'a ve kardeş Afgan halkına karşı asli ödevimizdir." dedi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türkiye için Afganistan'ın taşıdığı önemi ve Afgan halkıyla ilişkilerin değerini daha cumhuriyet kurulmadan önce tespit ettiğini dile getiren Sezgin, "Afganistan jeopolitik bakımdan da çok anlamlıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, 2001'den beri Afganistan'da bulunduğu her görevde ve bölgede örnek bir başarı sağlamıştır, bununla övünüyoruz." diye konuştu.
ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararını kınayan Sezgin, "Bu esef verici bir hadisedir. İYİ Parti bu konudaki ortak açıklamaya katıldı, kendisi de ayrı bir açıklama yaptı. Yaptırımları telin etti ve S-400 alımlarına ilişkin tehdit değerlendirmesi ve risk analizinin gerçekçiliğini sorguladı." dedi.
HDP Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki ise Peştunların çoğunluk olduğu ancak onlarca farklı dilin konuşulduğu Afganistan'ın bir kabileler ülkesi olarak tarih boyunca farklı medeniyetlerin ve imparatorlukların egemenliği altına girdiğini belirtti, Afganistan'da yaşanan tarihsel süreçleri anlattı.
ABD'den sonra Afganistan'a en fazla askeri güç yığan ülkenin İngiltere olduğunu ve onu Kanada, Almanya, Avustralya ile İtalya'nın takip ettiğini söyleyen Tiryaki, "2020 itibarıyla 38 ülkeden toplam 15 bin 937 ISAF askeri Afganistan'da bulunuyor. Bu askerlerden yaklaşık 8 bin tanesi ABD ordusuna ait, 1300'ü Almanya, 950'si Birleşik Krallık, 895'i ise İtalya ordusu mensubudur. Türkiye'den, bildiğimiz kadarıyla 600 kişilik bir birlik Afganistan'da bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
"CHP Türkiye-Afganistan dostluğunun yanında"
CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Türkiye ile çeyrek yüzyılı aşkın bir süredir varlık-yokluk savaşı veren Afganistan arasındaki dostluk köprülerinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde atıldığını anımsatarak, "Kurulduktan sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni ilk ziyaret eden devlet başkanı Afganistan Kralı Emanullah Han olmuştur. Büyükelçiliğimiz Kabil'de açılan ilk diplomatik misyondur. Afganistan, TBMM'yi tanıyan ikinci ülkedir." diye konuştu.
CHP'nin, temelleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan Türkiye-Afganistan dostluğunun her zaman yanında olduğunu, bu dostluğun bütün dönemlerde güçlenmesini ve iki kardeş halkın dayanışmasının her koşulda sürmesini savunduğunu vurgulayan Çeviköz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dost ve kardeş Afganistan halkının topraklarında huzurun ve barışın yeniden tesis edilmesi konusunda daha önceki yıllarda vermiş olduğumuz desteği devam ettireceğimizi ve tezkereye olumlu yönde oy kullanacağımızı şimdiden belirtmek istiyorum. Türkiye, Afganistan'da etnik kökeni ne olursa olsun halkın tamamına eşit yakınlıkta olacak şekilde, Afgan yönetimini desteklemek, Afganistan milli savunma ve güvenlik kuvvetlerini eğitmek ve Afganistan halkına güvenlik istikrar ve gelişme konusunda yardım etmek maksadıyla bulunmaktadır." AA