Ayrıca, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Son haftalarda bir şey benim dikkatimi çok çekiyor. CHP zihniyeti mensupları bir yoğun tweet yarışındalar. Yatıyorlar kalkıyorlar damat da damat.. Damat kadar taş düşsün başınıza... Tutturmuşlar şu kadar para nerede? O kadar paranın hepsi bu milletin Hazinesi'nde ve Merkez Bankası'nda. Kaybolan bir şey yok. Kayıp varsa sizdedir'' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, koronavirüsle mücadele kapsamında kontrollü normalleşme dönemiyle ilgili olarak da ''Haftaya yapacağımız kabine toplantımızda illerimizdeki gelişmeleri değerlendirerek normalleşme haritamızı güncelleyeceğiz'' diye konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları:
Erdoğan, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına Miraç Gecesini tebrik ederek başladı.
Erdoğan, "Rabbim’den, içinde bulunduğumuz mübarek üç aylar ve bugün müşerref olacağımız Miraç Gecesi vesilesiyle, ülkemize, milletimize, ümmete, tüm insanlığa huzur ve esenlik vermesini diliyorum." dedi.
''9 MART 2003'TE MECLİS'TEKİ YERİMİZİ ALDIK''
9 Mart tarihinin hem kendi siyasi tarihi hem ülke demokrasisi açısından önemli bir yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, AK Parti'nin, 3 Kasım 2002 seçimlerinden yüzde 34 oy oranı ve 363 milletvekili ile açık ara birinci parti çıkıp iktidara geldiğini anımsattı.
Ancak, iktidar partisinin genel başkanı olarak siyasi yasaklı durumunda bulunduğu için Meclis dışında kaldığını hatırlatan Erdoğan, "O dönemde CHP Genel Başkanı olan Sayın Deniz Baykal’ın sergilediği demokratik duruşla Meclis’te kısa sürede yapılan bir kanun değişikliğinin ardından bu yasağımız kalktı. Siirt’teki milletvekilliği seçiminin yenilenmesi kararıyla biz de 9 Mart 2003'te Meclis’teki yerimizi aldık, ardından da Başbakanlık görevini üstlendik." dedi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını yaptıkları iktidar yıllarının başlangıcındaki bu hadisenin, milletin iradesinin önünde hiçbir gücün duramayacağının sembolü olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu vesileyle, 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar, AK Parti milletvekili olarak partimize, ülkemize, milletimize hizmet vermiş olan tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Grup toplantısının ardından Meclis Şeref Holü'nde düzenlenen "100. Yılında İstiklal Marşı Sergisi"nin açılışını yapacaklarını belirten Erdoğan, 2021’in "Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı" olarak ilan edildiğini anımsattı.
Tam 100 yıl önce bir 12 Mart günü Büyük Millet Meclisinde gözyaşları ve alkışlar içinde kabul edilen İstiklal Marşı'nın, geçmişin özeti olmasının yanında, geleceğin de rehberi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Toplamda 10 kıta olan İstiklal Marşımızın her bir kelimesindeki, her satırındaki ruhu yeni nesillere ne kadar güçlü bir şekilde aktarabilirsek, istikbalimize o derece güvenle bakabiliriz. İstiklal Marşı'nı lafzı ve manasıyla anlayamayan tek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dahi olabileceğine ihtimal vermek istemiyorum. Bu anlayışla, yıl boyunca yediden yetmişe vatandaşlarımızın tamamını zihnen ve kalben kuşatacak programlarla, İstiklal Marşımızı ve onun müellifi Mehmet Akif Ersoy’u tüm yönleriyle anlatacağız. İnşallah yarın da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezimizde büyük bir anma programı gerçekleştiriyoruz. Yıl boyunca bu çalışmaları sürdüreceğiz. Milli iradenin tecelligahı olan bu mekandan bir kez daha Malazgirt’ten bu yana üzerinde yaşadığımız toprakları vatan haline getirmek için gözlerini kırpmadan ölümün üzerine yürüyen tüm şehitlerimizi, gazilerimizi, kahramanlarımızı rahmetle, minnetle yad ediyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, erinden başkomutanına kadar İstiklal Harbimizi zafere ulaştıran ordumuzun tüm mensuplarını hürmetle anıyorum. Yine, 15 Temmuz gecesi, bu vatana istiklalini bir kez daha kavuşturan milletimizin her bir ferdini şükranla selamlıyorum. Mehmet Akif’in ömrünün son günlerinde söylediği gibi 'Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın' diyorum. Türkiye’nin, bilhassa son 7-8 yıldır aslında bir istiklal mücadelesi verdiği gerçeğini anlamak istemeyenlere Rabbim’den hidayet niyaz ediyorum. Biz, milletimizle birlikte bu anlayışla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için maddi ve manevi tüm imkanlarımızla çalışmayı sürdüreceğiz."
Erdoğan, bugün TBMM Şeref Holündeki sergi açılışının ardından Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin üçüncü blok temel atma törenine canlı bağlantıyla katılacağını bildirdi.
Türkiye'nin, yenilenebilir enerji başta olmak üzere, gerçekleştirdiği enerji yatırımlarıyla, bu alanda dünyada en büyük atılımları yapan ülkelerden olduğuna işaret eden Erdoğan, güneşten suya, rüzgardan jeotermal kaynaklara kadar enerji üretebilecek tüm imkanlardan yararlandıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji alanındaki en büyük yatırımlardan birinin Akkuyu Nükleer Güç Santrali olduğuna dikkati çekerek, "Dünyanın gelişmiş ülkelerinin tamamının çok uzun zamandır faydalandığı nükleer güç santrallerinin ülkemize gelişi, her nedense sürekli engellenmiştir. Biz de Türkiye'ye nükleer güç santrali kazandırmak için yola çıktığımızda, bir kısmı teknik, bir kısmı başka sebeplere dayalı, pek çok sıkıntıyla karşılaştık. Bunun başında CHP zihniyetidir. Zira CHP zihniyetinin, iktidar olmadı ya, hükümet olduğu yıllara şöyle bir baktığımızda bu ülkede enerji ne durumundaydı veya enerji potansiyelimiz neydi, şimdi ne oldu?" diye konuştu.
''DAMAT KADAR TAŞ DÜŞSÜN BAŞINIZA''
Son haftalarda bir şeyin dikkatini çektiğini anlatan Erdoğan, özellikle CHP zihniyeti mensuplarının yoğun tweet yarışına girdiklerini söyledi. Erdoğan, "Yatıyorlar, kalkıyorlar, 'Damat da damat.' Damat kadar taş düşsün başınıza. Şurada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptığı yıllardan itibaren, Sayın Berat Bey'in o dönemlerde attığı adımları, acaba CHP zihniyetinin geçmişinde görmek mümkün mü? Var mı böyle bir şey? Yok. Tutturmuşlar 'Şu kadar para nerede?' O kadar para, hepsi, bu milletin Hazinesinde ve Merkez Bankasında. Kaybolan bir şey yok. Eğer kayıp varsa, bunlar sizdedir, sizde. Sizin o kayıp yıllar diye düşündüğümüz zamanlar var ya, orada." değerlendirmelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı devraldıklarında Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu, iktidarı CHP zihniyetinden devraldıklarını anımsattı. Erdoğan, "Merkez Bankasının rezervi neydi? 27,5 milyar dolardı. Kimden devraldık? Yine sizden devraldık. Sizin şu anda sözcünüz, Hazine'de aynen çantacı olarak dolaşırdı. Ne yazık ki hiçbir zaman bu ülkenin ne Hazinesini ne Merkez Bankasını güçlendirmediler. Ama bizimle Merkez Bankası da güç buldu, Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar döviz rezervimiz çıktı bizim. Açsınlar baksınlar, ama işlerine gelmez. Şu anda da hamdolsun yine döviz rezervimiz kendini toparlamaya başladı." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE ELİNİ AÇAN DEĞİL, TAM AKSİNE EL VEREN BİR ÜLKE KONUMUNDA"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin önceki dönemlerde ne sismik ne de sondaj gemisi bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Mevcut Enerji Bakanımız, Berat Bey'in yardımcısıydı. Berat Bey'in görevde olduğu dönemde 3 tane sondaj, 2 tane de sismik araştırma gemisi aldık. Şimdi bir tane daha sondaj gemisini, Fatih Bey'in döneminde alıyoruz. Filomuz, dünyada belki de en güçlü filolardan bir tanesi haline geliyor. Bu ne demektir biliyor musunuz: Artık ben sismik araştırmalarımı da rahatlıkla yaparım. Bundan sonra sondaj çalışmalarımı da rahatlıkla yaparım. Kimseye muhtaç değilim. Ama nedir, istersem bu gemilerimi dünyanın değişik ülkelerine de kiralarım. Bunlar da öyle basit rakamlar değil, çok ciddi rakamlarla kiraya gidiyor. Şimdi bu bir şeyi gösteriyor: Türkiye elini açan değil, tam aksine el veren bir ülke konumundadır."
"ÇOK NANKÖRSÜNÜZ"
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak hakkında söz konusu tweetleri paylaşanlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte 'Damat' diye dalga geçtiğiniz Berat Bey'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında bu adımlar atıldı. Sadece bu mu? Hayır. Yine o dönemde, bu gemilerle bizler LNG'yi ülkemize çekmek ve burada onları doğal gaza çevirme sürecini başlattık. Aynı şekilde Tuz Gölü'nün altını, doğal gazla depolama sürecine girdik. Bu adımlar o dönemde atıldı. Çok nankörsünüz be. Yahu bunları hiç duymadınız mı, görmediniz mi? İnanın, bunların kulağı vardır duymaz, gözü vardır görmez, kalpleri bunların mühürlenmiştir. Deseler de demeseler de biz yolumuza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"SAYIN PUTİN İLE İNŞALLAH ÜÇÜNCÜ REAKTÖRÜN TEMEL ATMA TÖRENİNİ YAPACAĞIZ"
Akkuyu Nükleer Santrali'nin de Berat Albayrak'ın bakanlığı döneminde başladığını hatırlatan Erdoğan, bu projenin dev bir proje olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Sayın Putin ile inşallah üçüncü reaktörün temel atma törenini yapacağız. Arkadan, birkaç ay sonra da dördüncü reaktörün temel atma törenine inşallah sıra gelecek. Bizler azimle işin üzerine gittik ve nihayet 2010 yılında Akkuyu projesinin anlaşmasını imzalamayı başardık. Uzun bir hazırlık döneminin ardından, yaklaşık 3 yıl önce, 2018 yılı Nisan ayında ilk reaktörün temelini attık. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, yılın her günü, günün 24 saati çalışarak, 4 bin 800 megavatlık kurulu gücüyle elektrik üretecektir.
Bu tesis, tek başına ülkemizin ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak elektrik üretimi gerçekleştirecektir. Bay Kemal bunlardan anlar mısın? O yanındaki çantacıların bunlardan anlar mı? Biraz bunlara kafa yorun, kafa. Kafa yorun da millet de sizi adam sansın. Bu projenin asıl stratejik boyutu, Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamada kaynak çeşitlendirmesini sağlayacak olmasıdır. Ayrıca bu sayede, dünyada nükleer teknolojiye sahip ülkeler arasında yer almamızı da çok önemli görüyoruz. Dünyanın geleceğinde önemi giderek artan nükleer teknolojinin, sağlıktan savunma sanayine her alanda kullanım sahası genişliyor. İlk ünitesini 2023 yılında hizmete almayı planladığımız santralimizin üçüncü ünitesinin temel atma töreninin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından diğer satırbaşları:
SİZ TARİHİNİZE BAKIN
Kalkınmanın temel altyapısı olan enerji konusunda geçtiğimiz 18 yılda takdire şayan gelişme gösterdiğimizi kimse inkar edemez. Bunlar istedikleri kadar inkar etsinler, biz işimize bakıyoruz. Maliyeciyim falan diyor ama bunun maliyeci olması bu rakamları değiştirmez, biz işimize bakalım.
SONDAJ GEMİSİ KANUNİ, NİSAN'DA SONDAJA BAŞLAYACAK
Artık karşımızda, geçtiğimiz yıl kullandığı elektriğin yüzde 63'ünü yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde eden bir Türkiye var. Bunlar içinde de yerli enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücümüz 19 bin megavattan 61 bin megavatın üzerine çıktı. Kalkıp da sen bize Merkez Bankası'nın şu kadar parası nereye gitti, ne oldu diye sorma. Siz tarihine bakın. Sizin döneminizde Merkez Bankası'nın rezervleri nasıl buharlaştı, onun hesabını verin. Üçüncü derin deniz sondaj gemisi Kanuni, Filyos Limanı'nda sondaja hazırlık çalışmalarına devam ediyor. O da inşallah Nisan'da sondaja başlayacak. Türkiye, üç sondaj gemisini 450 milyon dolara mal etmiştir. Şayet bu gemileri sıfırdan inşa ettirmeye kalksaydık, 2 milyar 100 milyon dolar ödememiz gerekecekti. Anladın mı bay Kemal? Derin sondaj alanında Türkiye'nin önde gelen bir kaç ülkesinden biri olduk. Bu kazanımları saylayan sayın Berat Albayrak ve Fatih Dönmez'e ben teşekkür ediyorum.
Doğal gaz imkanı sunulan nüfusun oranı son 10 yılda yüzde 25'ten yüzde 84.4'e çıktı. Bu refah düzeyinin nereden nereye geldiğini gösteriyor. Artık kömür kullanan ev neredeyse kalmadı. Büyük oranda vatandaşlarımız doğal gaza geçiyor. Bugün 81 ilin tamamında doğal gazdan istifade ediliyor. Biz ülkemize bu hizmetleri kazandırırken tek muhatabımız milletimizdir. Bunlar da yalan akşam başka, sabah başka. Milletimizden alamadıkları iktidar vizesini, ülkesinin felaketinde arayacak kadar muvazeneyi yitirenler olabiliyor. Bunlara da yanlış yolda ilerlediklerini anlatmaya çalışıyoruz, hep birlikte çalışacağız. Bunlara yanlışlarını anlatıyoruz. Şahsımıza, ailemize, Meclis’teki, partideki, hükümetteki çalışma arkadaşlarımıza saldırarak bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini sananları acı bir tebessümle takip ediyoruz.
MİLLETİN VAKTİNİ BOŞA HARCAMAYIN
Geçtiğimiz İzmir İl Kongresi'nde muhalefete bizlerle nasıl yarışacaklarını gösteren bir tüyo vermiştim. ''Bunlar 132 yeni üniversite açtı, biz 264 üniversite açacağız'' demektir eğer bizimle yarışa gireceklerse... Muhalefete düşen 'Bunlar sınırlarımız içinde bir dönem 10 binlerle ifade edilen terörist sayısını 300'ün altına düşürdü, biz bir bile tane bırakmayacağız' demektir. 'Bunlar 600 yeni baraj yaptı, biz 1200 yeni baraj yapacağız' demektir. Eğer bu hedefleri kuru sözle bile ifade edemiyorsanız lütfen milletin vaktini boşa harcamayın. Şayet kamuoyunun önüne şöyle en basitinden bile olsa bir projeyle çıkamıyorsanız, ülkenin enerjisini boş yere heba etmeyin. Siyaseti hayırda rekabet haline dönüştüremiyorsanız, yalan ve iftirayla şerrinizi kimseye bulaştırmayın.
2023 seçimlerinde de vizyonda, hedefte, projede kendimizle yarılmaya devam ederiz. CHP'nin referans verdiği belediyelerde ortaya koyduğu görüntüler hiç de iç açıcı değildir. CHP'nin çöp-çukur-çamur dediğimiz belediyecilik anlayışının ağrı bedellerini ödemiştir Türkiye. Bugün yeniden çeşitli şehirlerdeki ilçelerde sokakları dolduran çöp yığınları görüyoruz. bugün yeniden her yağmurda su altında kalan binalar görüyoruz. İşçinin, emekçinin, çalışanların isimlerini dillerinden düşürmeyen CHP'nin belediyeciliğinin ülkeyi getirdiği hal ortadadır. Parti teşkilatlarındaki, belediyelerindeki, yanlarında yörelerinde tuttukları kesimler arasındaki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık hadiselerini bile görmezden, duymazdan özellikle gelenlerin elbette millete hizmet gibi bir davası olmaz.
ÖYLE TWEETLER ATIYORLAR Kİ, MASKE DAĞITAMAMIŞIZ.. BU NE VİCDANSIZLIKTIR
Bugün hala gelişmiş ülkeler başta olmak üzere çoğu yerde istediğiniz gibi hastaneye gidemez, tedavi talep edemezsiniz. İlk aylardaki maske kargaşasını, yoğun bakım yatağı kargaşasını hatırlayın. Dünyayı anlatıyorum. İnsanların üzerine çöken korku iklimini hatırlayın. Utanmadan, sıkılmadan öyle tweetler atıyorlar ki. Maskesiz kalmışız, halkımıza maske dağıtamamışız. Bu ne vicdansızlıktır, terbiyesizliktir. 146 ülkeye maske gönderen bir ülke var. Buna da kılıf uydurmuşlar. Bu Erdoğan'ın kendi reklamını yapmasaymış. Bizim böle bir reklama ihtiyacımız yok.
ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA KORONAVİRÜS HARİTASINI GÜNCELLEYECEĞİZ
Şehirlerimizi vaka sayısı, yoğun bakım yatak sayısı, aşılama oranı gibi kriterlere göre 4 gruba ayırarak renklendirdik. Yeni kontrollü normalleşme adımlarını da bu renklere göre kademeli olarak belirledik. Böylece durumu iyi olan illerin kazanımlarına sahip çıkmalarını, durumu kötü olan illerin de iyiye doğru gitmek için çalışmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Hiç şüphesiz ideal olmamakla birlikte, bu sistemin nispeten adil olduğunu düşünüyoruz. Haftaya yapacağımız kabine toplantımızda illerimizdeki gelişmeleri değerlendirerek normalleşme haritamızı güncelleyeceğiz.