Bahadır Çoban / TÜRKGÜN
İP Genel Başkanı Meral Akşener’in, HDP’den Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ayrı aday çıkarmasını istemesiyle alevlenen adaylık tartışması Millet İttifakı içerisindeki meşruiyet krizini derinleştirdi. 2019 Yerel Seçimleri’nde 11 büyükşehirde aday çıkarmayarak Millet İttifakı adaylarını destekleyen HDP, 2023 yılında yapılacak olan genel seçimlerde farklı bir yol izleyebileceğinin sinyallerini verdi. Millet İttifakı’nın gayriresmi ortağı olan HDP’nin Eş Genel Başkanı Mithat Sancar “Şimdiden uyarıyoruz: Kimse HDP’yi siyasi olarak yok sayma gibi bir gaflete kapılmasın” diyerek Akşener’in “HDP ayrı aday çıkarmalı” açıklamasına tepki göstermişti. HDP’nin diğer Eş Başkanı Pervin Buldan ise 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’ni kastederek “Demokrasi güç birliğine oy verdik. Ama onlar HDP’ye sahip çıkmıyorsa biz bundan sonraki süreçte muhalefetle bir araya gelmeyi tartışırız” diye konuşmuştu.
HDP REST ÇEKTİ
Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilen “kapatma davası” sebebiyle köşeye sıkışan terör siyaseti, seçim döneminde destek verdiği ve “demokrasi bileşenleri” olarak tanımladığı CHP ile İP tarafından resmi ittifak bileşeni sıfatıyla taçlandırılmayı bekliyor. Güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarıyla hareket kabiliyetini kaybeden PKK için HDP’nin siyasi varlığı, TBMM ve kamuoyundaki terör propagandasını sürdürebilmek adına hayati önemde. Millet İttifakı’na kazandırdığı belediyelerin diyetini resmi ittifak ortağı sıfatıyla almak isteyen ve kapı arkası siyasetin gölge unsuru olarak kalmayı kabul etmeyen HDP 2023, yılında yapılacak olan genel seçimlerde ittifaka sağlayacağı siyasi desteği koz olarak kullanıyor.
AKŞENER’İN AÇILIM PERSPEKTİFİ
HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, CHP Genel Merkezi’ni ziyaretinde kendisine yöneltilen “PKK ve Öcalan konusunda CHP-HDP arasında görüş ayrılığı var mı?” sorusuna “Bu konularda bir sorun olduğunu düşünmüyoruz” şeklinde cevap vermişti. CHP eski Milletvekili Dursun Çiçek’in ”Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2’nci tura kalırsa HDP’ye bakanlık vaatedilebilir” sözlerine CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin “HDP’liler neden bakanlık yapmasın?” diyerek destek çıkmıştı. HDP ile örtülü ittifakın aleniyet kazanmasının tabanda kırılma yaratacağını düşünen İP Lideri Akşener ise HDP’nin şimdilik denklemin dışında tutulmasından taraf. HDP’nin son restinden sonra Meral Akşener’in nasıl bir yaklaşım benimseyeceği ise merak konusu oldu.
MHP’den ayrıldıktan sonra “Balkan Kızı” imajını “Diyarbakırlı Meral” olarak tazeleyen Akşener, partisinin kuruluş sürecinde Öcalan’ın “eşit vatandaşlık” tabirinin parti programına sokulduğunu itiraf etmişti. Akşener, 2015 yılında sona erdirilen Kürt açılımı sürecini yeniden hayata geçireceklerinin emaresini “Biz onu güneydoğu sorunu olarak ele aldık” ifadeleriyle vermişti. PKK ile ilişkisini hiçbir zaman inkâr etmeyen HDP’nin “çözüm muhatabı” olarak tanınmasını isteyen İP Lideri, “Ben IRA’yı inceledim. Orada hükümet, silahlı örgütü değil, parlamentodaki siyasi temsilcisini muhatap aldı ve çözüm oldu” yorumunu yapmıştı.
CAMBAZ DENGESİ
HDP cenahına karşı siyasi üslubunu ittifakın geleceğini riske etmeyecek dozajda tutmaya çalışan Akşener, Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’nun zaman zaman HDP’yi eleştirmesine göz yumsa da Aytun Çıray ve Bahadır Erdem gibi isimlere HDP siyasetinin hoş karşılayacağı açıklamalar yaptırarak HDP’nin gönlünü alıyor. Akşener’in terör partisi ile olan münasebeti, siyasi kulislerde “cambaz dengesi” olarak okunuyor.
İP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, terör örgütü propagandası yapmak suçundan vekilliği düşürülen HDP’li Gergerlioğlu’na “Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine karşıyız. Bu kararı kabul etmiyoruz” diyerek destek çıkmış, İP Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ise Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasına yönelik çağrı yapmıştı. Daha önce Selahattin Demirtaş ile kahvaltı sofrasında buluşabileceğini söyleyen Meral Akşener ise terör sicili kabarık HDP milletvekillerinin dokunulmazlık fezlekeleri ile alacakları tutumu “İYİ Parti, o fezlekelerin önünü arkasını iyice okur.” sözleriyle açıklamıştı.
HDP’YE MAVİ BONCUK SİYASETİ YAPIYORLAR
24 Haziran seçimlerine giden süreçte CHP, HDP, İP ve SP’nin bir araya gelerek ortak anayasa konusunda çalışma yürüttükleri ortaya çıkmıştı. Seçim atmosferinde HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen Meral Akşener seçimlerden hemen sonra HDP’yi Kürt siyasal hareketinin temsilcisi ilan etti.
Süreç içerisinde terör partisi HDP ile örtülü bir bağ oluşturan İP Lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürtleri terörist ilan ettiğini, AK Parti ve MHP’nin HDP’yi şeytanlaştırdığını, Erdoğan’ın İsrail eski Başbakanı Netanyahu gibi sivilleri ve çocukları katlettiğini dile getirerek Kandil’deki PKK elebaşları ile ağız birliğine girdi. İP Lideri, HDP’li Fatma Kurtulan’ın “Şu an koltuklarınızda HDP ve PKK’ya gönül vermişlerin oylarıyla oturuyorsunuz.” sözlerine ve partisinin genel başkan yardımcısına “Yavuz it” diyen HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu’na ise sesini çıkarmadı.
Akşener’in HDP’ye uyguladığı mavi boncuk politikası, evlatlarını HDP’den isteyen ailelere yönelik olarak söylediği “O annelerin feryadının çözüm adresi, bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır” yorumunda da kendisini göstermişti. İyi Parti, HDP’nin “Sırtımızı onlara dayadık” dediği PYD/YPG unsurlarına karşı düzenlenen Afrin Harekatı’na“İYİ Parti, beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır” sözleriyle ilk karşı çıkan parti olmuştu.
VATANDAŞ TEPKİLİ
Akşener'in HDP konusundaki ikilemli politikası vatandaş nezdinde tepkiyle karşılanıyor. Ziyaret düzenlediği illerde esnaf ve vatandaşlar tarafından HDP ile ittifak yapmakla eleştirilen İyi Parti Genel Başkanı, öfke kontrolünü kaybederek vatandaşlarla sert münakaşalaragiriyor.
Rize İkizdere’de kadın bir vatandaşın “PKK ile ittifak yapan, burada ne işiniz var” eleştirisiyle başlayan gerginlikte arbede çıkmış ve İyi Partililer vatandaşlara saldırmıştı. Çankırı’da bir esnafın “Siz HDP ile bir olmasaydınız daha iyi bir parti olacaktınız” diyerek tepki göstermesi üzerine ”Ulan ben kimim karar verin artık” diyerek agresif tavırlar sergileyen İP Lideri, Bartın’da kendisini eleştiren yaşlı bir vatandaşa ise “Size hakkımı helal etmiyorum. Haram olsun” şeklinde karşılık vermişti.
