29 Aralık 2024
weather
6°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Anne Yüksel Güran son savunmasında anlattı! İşte Narin'in son isteği

Anne Yüksel Güran son savunmasında anlattı! İşte Narin'in son isteği

Bugün Diyarbakır'da, 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesi olayıyla ilgili tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı dava devam ediyor. Olayın detayları ve mahkeme süreci merakla bekleniyor.

10 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Anne Yüksel Güran son savunmasında anlattı! İşte Narin'in son isteği
KAYNAK: İHA-AA-DHA

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı dava devam ediyor. Dünkü duruşmada savunma yapan sanıklar birbirlerini suçladı. Narin'in ağabeyi Enes Güran'la tutuklu sanıklardan Nevzat Bahtiyar arasında gerginlik çıktı. Bugünkü oturumda anne Yüksel Güran'ın da savunması alındıktan sonra mahkemenin kararı açıklaması bekleniyor.

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili görülen ve 3'üncü günde de devam eden davanın 2'nci duruşmasına, saat 16.00'ya kadar ara verildi.

ANNE YÜKSEL GÜRAN'DAN SON SAVUNMA

Narin Güran'ın annesi son savunmasına başladı. Anne Güran'ın sözleri şöyle; "Tüm annelere sesleniyorum. 1. gün mahkemeye geldiğim zaman bir anne kalktı bana dedi, 'Yüksel başın sağolsun' sanki dünya benim oldu.Üzülmeye hiç fırsatım olmadı, bırakmadılar. Şu anda bu mahkemenin içinde insanlar toplanmış niye? Ben bir anneyim savunma yapıyorum. Oğlum burada, kızımı kaybetmişim. Avukatlar savunma yapıyor. Yandan biri diyor ki, 'Çok uzattı, sıkıldım' demek böyle...Bugüne kadar evimizde hiç şiddet olmadı. Biz Arif ile evlendiğimiz gün birbirimize söz verdik. Bütün Türkiye'ye söylüyorum, hiçbir kabahatimiz olmadı."* Ağabey Enes Güran ve Salim Güran salondan çıkarıldı. Anne Yüksel Güran konuşurken ailesinden ağlayanlar oldu."O gün Narin benden bir şeyler istedi. 'Kızım söz veriyorum sana alacağım' dedim. Enes çocuklarıma da baktı. Bırakmadılar kızıma gelinlik giydireyim. Bırakmadılar kızıma kefen giydireyim. O da yetmedi kızımın mezarını dahi göremedim. Yoksulluklarla bu yaşa getirdik bir hiçbir sorun olmadı.Narin'in o gün saçını yıkadım, son banyosuydu. Saçını taradım. Narin en son benden ne istedi? Patates istedi. Kızarttım. Şimdi bana cezaevinde patates geliyor. Ağlıyorum. Niye bize inanmıyorsunuz? 8 çocuk yoksullukla bu yaşa getirdik. Hiçbir sorun olmadı.Ben zavallı bir anneyim. 'Ne olur kızımı bulun' dedim. Öldüğü hiç aklıma bile gelmedi. Aklımız hep birinin Narin'i kaçırdığıydı. Çocuktur, kendimizi kaybettik. Yemin ederim bu yangını biz çıkarmadık.Komutan bana dedi ki; 'Narin bir şey görse sana gelir söyler mi?' dedim, 'Komutanım benim kızım Narin akıllıdır. Öyle bir şey varsa oraya gitmez. Eğer bir kötülük olsa Narin oraya gitmez.' dedim. Cahilim diye mi söyledikleri her yere çekiliyor. Benim oğlum Enes çocuklara kek yapıyordu, yemek yapıyordu. Neden zarar versin Narin'e? Bu yaşa geldim, bu kadar yıllık evliyim bir Allah'ın günü çıkmıyorum dışarı." dedi.

‘BURADA RAPOR DİYEBİLECEĞİMİZ HİÇBİR ŞEY YOK’

Enes Güran'n avukatı Mustafa Demir, mütalaaya karşı savunma yaptı. Demir, "Bir anneyi kendi evladıyla, bir ağabeyi kendi kardeşini öldürmekle suçluyor. Buna 'Herhaldeler iddianamesi' diyorum. Kendini ifade etmekte zorlanan bir kadının anlattıklarına kendi yorumlarını ekleyip, tutanaklar tutulmuş. İddianamenin en temel noktası, daraltılmış baz. Birçok vaka var. Neden bunda yapılıyor? Bilirkişi diyor ki 'Bu dosyaya temas etmedim.' Herkes takip etti. Aklımızla oynamasın kimse. Heyet olarak bütün gerginliği aldınız. Bunlar rapor mudur? Burada rapor diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Bu rapor, denetlenebilir değil. Aynı uzmanlık alanına sahip bir bilirkişiye götürdüğümüzde denetleyemedi. 'Ne yapıldığı anlatılmıyor' dendi. (Telefondaki sinyal gücü ile ilgili) Birkaç saniye beklerseniz, sinyal gücünün nasıl değiştiğini göreceksiniz. Sinyal gücü durduğunuz yerde değişiyor. Bu sinyal gücüyle yaptığını söylüyor. Sinyal böyle dalga boyutunda gelir. Radyo frekansıdır. En güzel örnekleme, suda oluşan dalgalar gibidir" dedi.

'BURADA VERİLEN KARAR, TARİHE GEÇECEK'

Daraltılmış baz çalışmasına göre Nevzat Bahtiyar'ın olay günü ahıra gitmediğinin anlaşıldığını ifade eden Demir, "Nevzat Bahtiyar, o gün kendi ahırına götürdü. Bir gübre çuvalı var. Seri numarası ahırında çıkan çuvallarla ardışık. Kendisi de ilk savcılık ve sorgusunda söylemek zorunda kalıyor. Duruşmada bir şey ağzından kaçırdı. Onun içindeydi. Daraltılmış baza göre, Nevzat Bahtiyar ahırına hiç gitmiyor. Daraltılmış baza göre, 15.08'den sonra ne evine ne de müştemilatına girmiyor. Nasıl oluyor bu? Bu rapora güvenmemiz bekleniyor. Mısır tarlası yok. Bana cevap verdi, dalga geçiyor bizimle. Bizim de buna inanmamız bekleniyor. Bu konunun uzmanı değiliz. HTS kayıtlarına bakınca bir şeyler söyleyebiliyoruz. Üçgenleme yapıyorum, zırva. Bu görüntüleri izlediler. Bu görüntüleri izlediklerini nereden biliyoruz? 'O görüntüyü izleyip, bir delil daha üretelim' diyorlar. Bu ailenin başına çok kötü şeyler geldi. Başka bir ailenin de başına gelebilir. Burada verilen karar, tarihe geçecek. Bilirkişi alanında o kadar uzman ki uzmanlık alanını yazmıyor. Bilirkişi listesinde yoklar. Gelip, raporlarını açıklamalarını istedik. Hukuka sahip çıkmalıyız. 'HTS, baz kesin delildir' dendi. Ek raporda ne dendi; biraz yanlış yapabilirim, 1 dakikada bir insan 2 metreden fazla yol alabilir. Bu dosyadaki veriler, kesin veri gibi. Bakan beye de bilgi gitti. O da 'Biliyoruz' dedi. Bilirkişi bundan sonra, 'Hata yaptım' diyemez. Bir dahaki belki sorsak, biraz daha düşecektir. Ama zaman yok. Daraltılmış baza göre, imkansız bir şey daha var. Nevzat, daraltılmış bazdaki gibi anlattığı eylemi gerçekleştirmesi mümkün değil" diye konuştu.

'SOSYAL MEDYADA KONUŞMAYAN BİR BİZİZ'

Daraltılmış baz çalışması raporunda çelişkilerin olduğunu belirten Demir, "Diyarbakır Barosu, dosyada olmayan bilgileri getirdi. Nahit bey, mitokondriyal paylaşımı attınız. Bütün belgeleri, açıklamaları sosyal medyadan siz yaptınız" dedi. Mahkeme başkanı, araya girerek, "Sosyal medyada konuşmayan bir biziz. Sosyal medya bizi bağlamaz" cevap verdi.

'TELEFON KAPANMASI ŞÜPHELİ BİR DURUM'

Konuşmasına devam eden Demir, "Burada Şahingöz kayıt yapıyor mu yapmıyor mu? Başkan beyin telefonunda da kısa bir kayıt var. 'Salim 20.00 sıralarında aramış. Jandarma nasıl oluyor da 18.54'e bakabiliyor? 'Kayıt alınamıyor' dendi. 'Bu dosyada çok büyük bir ihmal var. Bu da Güranlardan çıkarılıyor. Biz çözemedik, bunlar çok acayip organize bir aile2 deniyor. Oturmayan parçalar var. Hepimiz sorgulayalım. Caminin orada şebeke çekmiyor. Gazeteciler canlı yayın yapamıyordu ilk günler. Uzmanla görüştük. Google'da üçgenleme yapıyor, her bazın bir kapasitesi var. Kapasite dolduğunda sizi aktarabileceği ikinci baza iletiyor. Siz yerinde dursanız bile konum değiştirmediğinizde bazlar hiçbir veri tutamıyor. Tutacak bir veri yok. Hadi tuttu diyelim. Peki, bu veriler nerede? Raporda '100'ün üzerinde arama yaptım' diyor. 101 olur, 187 olur. Bu nasıl cüret? 'Anlattıklarını gelsin anlatsın' dedik. Gelmedi. Jandarmanın dar açı çalışması var. O, 13 baz veriyor. Bir telefon sanki aynı anda 22 bazdan almış, sinyali öyle üçgenleme yapılmış. Bu derece sıhhatsiz bir şeyle iddianame hazırlandı. Olay saatinde anne ile Enes'in telefonu kapalı mı? Kökten kapandığını söylüyor. Telefonlar kapalıysa evde olduğunu nasıl anlıyoruz? Telefon kapanması şüpheli bir durum. Ama hiçbir veri yok. Akşam saatin uyku halinde, Yüksel hanımın 80 dakikalık bir kesintisi var. Bu işi anlayan arkadaşla konuşuyoruz. Telefonla işi yoksa, o telefonu uyku moduna alır. Sinyal almaz, vermez. Bazen 2 saat olan var. Bir hatırlatma sinyali yollar. Telefon orada mı değil mi diye bakar" diye konuştu.'

NEREDE BU ÇUBUKLAR, NEREDE BU TUTANAKLAR'

Demir, arama çalışmalarının sabote edilmesi için ailenin yangın çıkardığı iddialarına ilişkin, "Elektrik tellerinden bir yangın çıkıyor. Bu yangının kime ne faydası olacak. 22.00'den biliyoruz. Tam yangının çıkma anında, o anda kamera da gidiyor. Terlik olayı da anlatıldı. O terliği de biri bulacaktı. Her yerden delil toplandı. Bire bir benzeyen bir terlik. Sen zaten aileye 2'nci gün şüpheli bakmışsın. Bunun tutanağını da tutmuşsun. Dosyada 'patates hat' diye bir şey yok. Nasıl acımasız bir toplumdayız? Çobanı sorguladığı kamerayı gördünüz. Sosyal medyada aileye yönelik, alenen aileye savaş açan kişilerle temas halinde. Ulusal Kriminal Büro, '46 tane siber saldırı var' diyor Varsa bir tehdit git, şikayet et. Sohbet odaları var. 'Tehdit edildik' diyorlar. Gidin, şikayet edin. Şurada bile oturuyorlar. 'Bunlardan rahat yok' diye paylaşım atılıyor. Gelme, gelme. Herkes kendinde, her hakkı nasıl görüyor? Ersan Şen, 'Masumiyet karinesi var' dedi, linç edildi. Bu yangınlar ilgili 'Jandarma orada' deniyor. Nerede, bu yangının çıkarıldığı çubuklar? Jandarma personelleri orada. Müdahale etmişler, yangına. 'Ellerinde plastik çubuklar vardı' deniyor. Nerede bu çubuklar, nerede tutanaklar? Tıpkı Fuat Güran'ın tutuklu olması gibi. 'Ev aramasında bizi dinledi' dendi. Yeğeni kayıp, kendiniz gibi düşünün. Jandarma gelmiş. Ne yaparsınız, ağzının içine bakarsınız. Hastanede de doktorun ağzına bakarsınız. Orada ne konuşabilirler. Bu dosya, suç delillerini karartmadan bahsediyor. Talepte bulunuyoruz, ‘Ben işlem yapmayacağım' deniyor' dedi.

'ÇİFTLİK KAMERASI OLMASAYDI, NEVZAT BAHTİYAR OLMAYACAKTI'

Nevzat Bahtiyar'ın sorgu görüntülerinin izlettirilmesinin ardından Demir, "Nevzat Bahtiyar, ayın 8'inde Tavşantepe’ye gidiyor. Birlikte yemek yeniyor. İçliköfte. İyi ki bu görüntüler var. Jandarmanın ne kadar kötü ifade aldığını gösteren bir görüntü. Yönlendirme değil, yönlendirmenin ötesinde bir şey. Kurmadığın cümleleri Nevzat'ın ifadesi gibi söylüyor. Nevzat'ın ifadesi değil bu. 'Keşke aramasaydım, pişmanım' diyor jandarma personeli. Ama Nevzat'ın ağzından çıkmayan kelimelerle yönlendirmeyi görüyorsunuz. İfadeyi alan kişinin ifadesi diyebiliriz, Nevzat'ın ifadesi değil o. Üfürükçüye gidilmiş, tutanağı var. Jandarmanın getirdiği üfürükçü de var. İstismar ediyor aileyi aslında. Organize nasıl bir şeydir? Kameralar olmasaydı, Nevzat Bahtiyar çıkar mıydı? Bugün çiftlik kamerası olmasaydı, Nevzat Bahtiyar olmayacaktı. Nevzat ile Salim'in telefon görüşme yoğunlukları önemli. 21 Mayıs'tan sonra Salim hiç aramamış. Haziran, temmuz, ağustos, Nevzat 4 kez aramış" diye konuştu.

“MİLLETVEKİLLERİ DAHİ OLSA SALONU BOŞALTACAĞIM”

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın 2'nci duruşması, 3'üncü gününde de devam etti. Duruşmada Diyarbakır Barosu adına söz alan eski baro başkanı Nahit Eren, dünkü duruşmada Diyarbakır Barosu avukatlarının söz almadan konuşması üzerine dışarıya çıkarılmasına ilişkin, "Dün akşam yaşanan bir olaydan dolayı sizden bir söz istiyorum. Savunma özgürlüğüne sahip çıkan bir baroyuz. Bizim sizden, bu davanın bugün veya yarın çıkacak kararda hukuki anlamda şüphem yoktur. Yeri geldiğinde kızı ölen bir anne, bir baba, göğsüne vura vura söz aldı ama ses çıkarmadınız. Dün Diyarbakır Barosu'nun 15 avukatı, bu davayı takip etti. Kayıtlara baktım. Avukatlarımızın bu şekilde salondan çıkarılmasına sessiz kalamayız. Dün silahlardan bahsedildi ama ses etmedik. Bu savunma değil, baromuz hukuka aykırı hiçbir şeyi delil olarak sunmadı. Hiçbir şey bile adli makamlarca gelmedi. Sizden, savunma yapan meslektaşlarımızın dava çerçevesinde savunma yapmalarını rica ediyorum" dedi.

'BU MAHKEME, ACİZ MAHKEME DEĞİLDİR'

Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Burada PKK, FETÖ ya da diğer terör örgütü üyelerini yargıladım. Diğer suçları da yargıladım. Neye müdahale edeceğimi iyi bilirim. Dün başkan olmuş biri değilim. Enes'in Kalaşnikof muhabbetine bilerek müdahale etmedim. Belki sizin görmediğiniz bir şey gördüm. Benim de kendime karşı bir tarzım. Artık dinleme makamındayız. Benim duruşma salonunda dün attığım kişi, avukat değildi. Cübbesi yoktu. 'Seyircisiniz, konuşmayın' dedim. Son sözümü en sonda söyleyeceğim. Ve söyleyeceğim söz de öyle bir söz olacak ki herkes bu mahkemenin nasıl bir mahkeme olacağını görecek. Bu mahkeme, aciz mahkeme değildir, hür bir mahkemedir. Bu mahkemenin iyi niyeti suiistimal edilirse, milletvekili dahi olsa duruşma salonunu boşaltacağım. Var bizim de bir bildiğimiz, her şey kontrolümüz altında" diye konuştu. Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın, sosyal medya hesabında güvenlik nedeniyle duruşmaya katılmayacağını paylaşması üzerine mahkeme başkanı, "Gelmemelerinin sebebi güvenlik değil, kendi talepleri" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Buzdolabındaki kötü kokuları yok etmenin 3 yolu

Buzdolabındaki kötü kokuları yok etmenin 3 yolu