Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısına ilişkin, "Ortak bir tehdit olarak terörle mücadelede müttefiklerin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etmesinin öneminin altını çizdik" dedi.
Video konferans yöntemi ile gerçekleştirilen ve iki gün süren NATO Savunma Bakanları Toplantısı tamamlandı.
Akar, yaptığı açıklamada, toplantıda savunma ve caydırıcılık konuları, Afganistan ile Irak'taki NATO'nun faaliyetleri ve küresel gelişmelerin konuşulup, görüşüldüğünü belirtti.
Başta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg olmak üzere, müttefiklerin, Gara operasyonundaki şehitler için taziye dileklerini ilettiğini ifade eden Akar, şunları söyledi:
"DEAŞ, PKK/YPG/PYD ve FETÖ başta olmak üzere, birçok terör örgütü ile mücadelemizin kararlılıkla devam ettiğini vurguladık. Irak’ın kuzeyinde terörle mücadele kapsamında, PKK terör örgütüne yönelik icra edilen Pençe Kartal-2 Harekatı'na ilişkin kısa bilgilendirme yaptık. Eldeki tüm imkanlar seferber edilerek, icra edilen bu harekatın, Irak'ın kuzeyindeki PKK tehdidinin boyutunu gözler önüne serdiğini, PKK terör örgütünün 13 vatandaşımızı vahşice katlettiğini, şehit ettiğini; PKK ve YPG’nin aynı terör örgütü olduğunun bir kez daha görüldüğünü açıkça ifade ettik. İlaveten NATO'nun Irak'taki misyonunun genişletilmesi çalışmaları sürerken, PKK terör örgütünün, NATO misyonu önündeki en büyük engel olduğunu da dile getirdik. Ortak bir tehdit olarak terörle mücadelede müttefiklerin birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde hareket etmesinin öneminin altını çizdik."
Şehitlerin kanının yerde kalmadığını vurgulayan Akar, "Herkes şunu bilmeli ki terörle mücadelemiz en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir." diye konuştu.
Toplantıda, ayrıca Afganistan'daki gelişmeler ve ittifakın önündeki seçeneklerin değerlendirildiğini belirten Akar, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede, Türkiye'nin, Afgan kardeşlerimizin huzur ve refahı ile barış sürecinin başarıyla yürütülmesi için üzerine düşen sorumlulukları bugüne kadar yaptığını, bundan sonra da aynı dikkat ve hassasiyetle yapacağını belirttik. Diğer taraftan, NATO'nun 2021 yılında bir kriz durumunda ihtiyaç duyabileceği hazır kuvvetin VJTF'in, sorumluluğunun Türkiye'de olduğunu, mevcut katkılarımıza ilave olarak siber imkan ve kabiliyetler ile hava polisliği ve bölgesel güvenlik uçuşlarına da kara, deniz ve hava unsurlarımız ile ilave katkıda bulunacağımızı müttefiklerimizle paylaştık. Bu arada, yeni teknolojilerin ve müşterek olarak bu konudaki yeteneklerimizin geliştirilmesinin önemini bir kez daha vurgulama fırsatı bulduk."
"Bazı gelişmelerin olabileceğini değerlendiriyoruz"
Akar, 2030'lu yıllara giden süreçte, NATO'nun adaptasyon çalışmalarını desteklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Ayrıca, sorunlar karşısında dayanışmanın sadece sözle değil, fiilen gösterilmesinin ve güvenliğin bölünmezliği ilkesinin titizlikle muhafaza edilmesinin, ittifakın savunma ve caydırıcılığı bakımından önemli olduğuna dikkat çektik. Son olarak, eğer müttefikler güçlü olursa ittifakın da güçlü olacağını ifade ederek Türkiye'ye, ülkemize yönelik lisans kısıtlamaları ile yaptırım girişimi ve tehditlerinin ittifakı zayıflattığını da açıkça müttefiklerimizin dikkatine getirdik. Önümüzdeki dönemde; bugüne kadar yapılan ve bundan sonra da yapılacak temaslarla bu konuda bazı gelişmelerin olabileceğini değerlendiriyoruz.
Türkiye'nin, NATO'ya üyeliğinin 69'uncu yıl dönümünü kutlarken; ittifak içinde aktif rol oynamaya ve ittifak içerisindeki taahhütlerini eksiksiz olarak yerine getirmeye devam edeceğini belirttik. Sonuç olarak, savunma ve güvenlik konularındaki görüş, öneri ve beklentilerimizi dile getirdiğimiz iki gün süren bu toplantının yapıcı ve olumlu bir havada geçtiğini söyleyebiliriz. Gelişmeleri hep birlikte yakından takip edeceğiz." AA