Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2022 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı. Murat Kurum, konuşmasına, yarının 12 Kasım Düzce depreminin yıl dönümü olduğunu anımsatarak, depremlerde ve afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Kurum, 2021 yılının, iklim krizi nedeniyle, Türkiye ve dünyada görülmemiş büyüklükte sel ve heyelanların, olağandışı yangınların yaşandığı bir yıl olduğunu dile getirerek, yaşanılan tüm bu olumsuzluklara ve pandemi şartlarına rağmen şehirlere, doğaya ve çevreye değer katacak projeleri, yatırımları hayata geçirdiklerini vurguladı.
Zürih Üniversitesinde, iklim değişikliğinin 2050 yılına kadar dünyanın başlıca 520 şehrini nasıl etkileyeceğine dair araştırma yapıldığını aktaran Kurum, buna göre, ortalama hava sıcaklıkları bu şekilde devam ettiği takdirde, İstanbul'un Antalya'ya, İzmir ve Bursa'nın Adana'ya benzeyeceğinin ifade edildiğini anlattı.
"ULUSAL EMİSYONLARDAKİ AZALTIM BAŞARISI"
Türkiye'de 2000'li yıllarda meydana gelen meteorolojik afetlerin sayısında, 1960'lı yıllara göre 3 kat, ekonomik kayıplar açısından 9 kat artış olduğuna dikkati çeken Kurum, "Biz adil bir dünyanın, iklim adaletinin hakim olacağı bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin tarihi sorumluluğu olmamasına rağmen, iklim değişikliğiyle mücadelede görevlerimizi 20 yıldır, ekolojik temelli ve bilimsel yöntemlerle kararlılıkla yerine getiriyoruz. 2018 ve 2019 yıllarına ait ulusal emisyonlardaki azaltım başarımız, iklim değişikliğiyle mücadeledeki çok önemli bir sonuçtur." ifadelerini kullandı.
Kurum, Bakanlık olarak, enerji, sanayi, tarım, ormancılık, yapı, ulaştırma, atık ve iklim değişikliğine uyum konularında 541 ayrı eylemi içeren Ulusal İklim Değişikliği Stratejisini ve Eylem Planı'nı 81 ilde yürüttüklerine belirterek, şöyle devam etti:
"Toprak kaybımızı en az seviyeye düşürmek için Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Strateji ve Eylem Planı'mızı uygulamaya koyduk. Arazi tahribatını önlemek amacıyla 'Karar Destek Sistemini' kuruyoruz. Ulusal Arazi Örtüsü/Kullanımı Sınıflandırma ve İzleme Sistemi Projesi ile orman alanlarından doğal alanlara, tarım alanlarından sulak alanlarımıza kadar arazi kullanım değişimlerini aylık takip ediyoruz. Böylece tüm arazilerimizde olası bir tahribatı önlemeye yönelik gerekli tüm tedbirlerimizi de alıyoruz. Sıfır Atık Projemizle, geri dönüşüm anlayışını ülkemizde yaygınlaştırdık. Bugün kurumlarımız, plastiği tamamen ortadan kaldıracak alternatif ham maddelerin üretimine dair inovasyon çalışmaları yapıyor. Tasarruf eksenli akıllı şehir uygulamalarımızı hayata geçiriyor, inşa ettiğimiz tüm yapılarda, güneş enerjisi sistemlerini tesis ediyor, enerji savurmayan, güçlü yalıtımı olan yapılar üretiyoruz."
"TÜRKİYE'Yİ KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ AKTÖRÜ YAPACAĞIZ"
Kurum, ülke olarak, uluslararası her platformda son derece titiz bir iklim diplomasisi yürütüldüğünü, Paris İklim Anlaşması'nın Mecliste onaylandığını anımsatarak, şöyle konuştu:
"Ben bu tarihi kararı alan milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum. 2015 yılında imzaladığımız Paris İklim Anlaşması'na 5 temel nedenden dolayı taraf olmamıştık. Bunlar, anlaşmada net taahhütlerin yer almaması, zaman çizelgelerinin net olmaması, hedefleri ölçmek için somut adım atılmaması, finansman konusundaki adaletsizliklerdi. En önemlisi de muhataplarımızın, Türkiye olmadan Paris Anlaşması'nın yürüyemeyeceği gerçeğini yeterince görememesiydi. Ülke olarak tüm bu belirsizliklerin ve adaletsizliğin çözümü noktasında tüm taraflarla etkin ve yapıcı bir iklim diplomasisi yürüttük. Ülkemize karşı uygulanan bu adaletsizliğin çözümüne dair önemli ilerlemeler kaydettik. Sonuç olarak ülkemizin çıkarlarını temel alan kazanımlarla, Paris Anlaşması'na taraf olduk. Ülke olarak, Paris İklim Anlaşması'nı, yeşil kalkınma hedefimize ulaşmak için önemli bir kilometre taşı olarak görüyoruz."
Kurum, bu sebeple İtalya'nın Glasgow kentinde yapılan 26. Taraflar Konferansı'nda (COP26) 40'ın üzerinde yan etkinlik ile önemli görüşmeler, istişareler gerçekleştirdiklerini anlatarak, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde, daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna dair inancımızla, mazlumun ve mağdurun yanında durarak Türkiye'yi küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli aktörü yapacağız. Bu çerçevede, sürdürülebilir, yeşil ekonomiyi ve yeşil teknolojileri destekleyen stratejik bir planlama sürecinin içerisine girdik. Düzenleyeceğimiz İklim Şurası'nda da emisyon ticaret sisteminden yeşil yatırımlara kadar çok çeşitli başlıklarda ve tüm sektörlerimizi ilgilendiren bir istişare sürecini başlatıyoruz." diye konuştu.
Bakan Kurum, Marmara Denizi'ni müsilajdan kurtarma seferberliği kapsamında yürütülen çalışmalara da değinerek, Bakanlık olarak, müsilaj sorununu, gündeme geldiği ilk andan itibaren titizlikle takip ettiklerini bildirdi.
İklim değişikliğinin bir başka olumsuz sonucunun da özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan sellerle görüldüğüne işaret eden Kurum, "Selden etkilenen tüm bölgelerimizde arama kurtarma faaliyetlerimizi, hasar tespit çalışmalarımızı en hızlı şekilde tamamladık. Bu süreçte hiçbir vatandaşımızı mağdur etmedik. Kira, eşya ve taşınma yardımlarımızı aksatmadan yaptık. Şehirlerimizin altyapısını tamamen yeniledik. Bugün Rize, Giresun, Kastamonu, Sinop ve Bartın'da 2 bin 248 konut, 220 köy evi, 132 iş yeri ve 5 çay evini süratle yapıyoruz." dedi.
"ANTALYA VE MUĞLA'DA TOPLAM 1423 KONUT VE 730 AHIR İNŞA EDİYORUZ"
Kurum, başta Antalya ve Muğla olmak üzere Türkiye'nin her yerinde orman yangınlarının yaşandığını hatırlatarak, " Köylerimizin altyapısını yeniledik. 2+1, 3+1 büyüklüklerdeki köy evlerimizi, kendi yerinde, yöresel mimariye uygun, ahırıyla, deposuyla, camilerimizle, okullarımızla birlikte yapıyoruz. Antalya ve Muğla'da toplam 1423 konut ve 730 ahır inşa ediyoruz." bilgisini verdi.
Sel ve yangınlar sonrası inşaatları başlatılan konutları 1 yıl içerisinde vatandaşlara teslim edeceklerini vurgulayan Kurum, "Devlet olarak, son yıllarda yaşadığımız sel, heyelan, yangın gibi afetlerde en kapsamlı, en başarılı afetle mücadele ve seferberlik sürecini yürüttük. Son bir yıl içerisinde Amerika, İngiltere ve Fransa'da yaşanan afetler sonrasında karşılaşılan kötü ve çaresiz manzarayla vatandaşımızı asla karşı karşıya bırakmadık. Hamdolsun vatandaşlarımızın hayatlarını en kısa sürede normale döndürdük." değerlendirmesini yaptı.
Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi'ne de değinerek, şunları kaydetti:
"Sıfır Atık Projesi'ni sadece bir atık ve geri dönüşüm projesi olarak görmüyoruz. Sıfır Atık Projemiz aldığı uluslararası ödüllerle bugün artık, sınırları aşan uluslararası bir projeye dönüşmüş durumdadır. Şu ana kadar 116 bin kurum binamızda sıfır atık sistemini kurduk ve uyguluyoruz. 24,2 milyon ton atığı ekonomimize kazandırdık. 3 milyon ton sera gazı salımını önledik. 265 milyon ağacımızı kurtardık. Yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı yüzde 22,4'e çıkardık. 30 milyar liralık ekonomik kazanç sağladık. İnşallah bu hızla atıkların geri kazanım oranını 2023'te yüzde 30'a çıkaracağız. Ülkemizdeki plastik poşet kullanımını yüzde 75 azalttık. Böylece poşet kaynaklı 354 bin ton plastik atığın oluşumunu engelledik. Türkiye Çevre Ajansı'mızla depozito yönetim sistemini kuruyoruz. Online merkezi veri sistemini ve internet bağlantılı depozito iade makinalarımızı hazırlıyoruz. Uygulamayı 2022 Ocak ayı itibarıyla başlatacağız. Ekonomimize yıllık 4 milyar lira katkı ile on binlerce vatandaşımıza istihdam sağlayacağız."