Aile içi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Çok yanlış bilgilendirmelerle karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek istiyorum. Çırpınıyoruz bir şiddet olmasın diye.
Her sabah bu rakamları alıyoruz. Azaltabiliyor muyuz, nerede eksiğimiz var…" diyen "Bu nasıl böyle olur diye neredeyse kıyameti koparıyoruz. Titizleniyoruz ama maalesef yanlış rakamlar yüzünden esir kalıyoruz. Biz neden bu rakamları yanlış verelim?" ifadelerini kullandı. Soylu konuşmasının devamında "Erkeklere sesleniyorum: Kendinize gelin yahu. Fiziksel olarak güçlü olabilirsiniz. Böyle bir ayıp olur mu? Neyi tatmin ediyorsun? Neyi ortaya koyuyorsun?" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Akademisi Anıttepe yerleşkesinde, Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.
Bakan Soylu'nun açıklamaları şöyle:
Elektronik kelepçe uygulamasını İçişleri Bakanlığı kendi bünyesine aldı.
Yeni yerleşkede yaklaşık 1000 kapasiteli, 400’ü Ocak ayında devreye girecek, elektronik kelepçe izleme merkezinden bu süreç takip edilecektir.
2020’nin ilk 6 ayında cinayete kurban giden kadınların, yüzde 90’ı daha öncesinde kolluk birimlerimize başvurusunun olmadığı ortaya çıkmıştır.
Çok yanlış bilgilendirmelerle karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek istiyorum.
Neredeyse 500 bine yakın kolluk görevlimiz var. Türkiye’nin her yanına uzanan bir teşkilatımız söz konusu.
6284 çerçevesine giren bu konudaki tüm olayları anı anına takip edebilme kapasitesine sahibiz.
"BİZ NEDEN BU RAKAMLARI YANLIŞ VERELİM?"
Kadın cinayetleri) Bu rakamlar konusunda bize itimat etmeyen gazete küpürlerinden bunları toplayan bir anlayış da söz konusu.
Çırpınıyoruz bir şiddet olmasın diye. Bakanlıklarımızın önemli bir bölümü seferberlik ilan etmiş durumda.
Her sabah bu rakamları alıyoruz. Azaltabiliyor muyuz, nerede eksiğimiz var… Hepimiz üzerine düşeni yapıyoruz.
Bu nasıl böyle olur diye neredeyse kıyameti koparıyoruz. Titizleniyoruz ama maalesef bir grup siyaset ve ideoloji esirlerine yanlış rakamlar yüzünden esir kalıyoruz.
Biz neden bu rakamları yanlış verelim? Arttığı zaman arttı diyoruz, rakamları veriyoruz, alarm zillerini çalıyoruz. Azalınca arkadaşlarımızı motive ediyoruz.
Tüm kadın cinayetlerini biz yapıyormuşuz gibi bizi suçlayanlar bu konuda acaba ne yapıyor? Sadece suçlamak siyasal şiddetin yanında acaba ne yapıyorlar.
"ERKEKLERE SESLENİYORUM: KENDİNİZE GELİN YAHU"
KADES’i indirin diye yalvarıyoruz. Belki bir aile şiddeti engelleyebiliriz diye. 21. asırda her şeyin şeffaf olduğu, her şeyin takip edildiği bir asırda hala bu konuda ideolojik anlayışın esiri olanlara ve bu meseleye çelme atmak isteyenleri üzülerek izliyorum.
2016'da 304, 2019'da 336. Bu yıl 20 Kasım itibariyle 234 kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde kadınlar hayatını kaybetmiştir. Geçen yılın ilk 10 ayında 308'di, bu yıl 234. Yüzde 24 azalma var ama bizim için 1 bile fazla.
Erkeklere sesleniyorum: Kendinize gelin yahu. Fiziksel olarak güçlü olabilirsiniz. Böyle bir ayıp olur mu? Neyi tatmin ediyorsun? Neyi ortaya koyuyorsun? Neyini sağlıyorsun? Hangi duygunu yüceltiyorsun? Ayıptır. İşin kanuni boyutu ayrıdır ama bizim toplumumuzda çocukluğumuzdan beri analarımızın söylediği söz 'ayıptır bir daha yapma.'