Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, nesli tehlike altında bulunan Anadolu leoparının Doğu Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce (DKMP) ülkede tespiti ve korunması için yürütülen çalışmalar devam ediyor.
Daha önce Türkiye'nin 4 bölgesinde varlığı kanıtlanan Anadolu leoparının görüntüsü bir kez daha fotokapanla kaydedildi. Bakanlık, görüntüyü sosyal medya hesabından paylaşarak, "Ülkemizde varlığı kanıtlanan Anadolu leoparını bir kez daha görüntüledik. Neslin artsın çoğalsın, bu topraklarda hep var olasın. Anadolu leoparını izlemeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
- LEOPAR EYLEM PLANI HAZIRLANIYOR
Leopar, 36 kedi türü içinde, en geniş yayılışa ve besin yelpazesine sahip olmasına rağmen, dünya genelinde IUCN Kırmızı Listesi'nde tehlike kategorileri arasında bulunuyor.
Türkiye'de, Ankara'nın Beypazarı ilçesinde 1974'te öldürülen Anadolu leoparının bu türe ait son birey olduğu ve ülkede tükendiği düşünülüyordu. DKMP Genel Müdürlüğünün arazi çalışmaları sırasında rastlanan iz ve işaretler üzerine, bunun aksi yönünde bulgulara ulaşılmasıyla arama çalışmaları başlatılmıştı.
İlk olarak bir bölgede başlatılan çalışmalar sonucu 25 Ağustos 2019'da bir erkek leopara ait fotoğraflar fotokapana yansıdı. Bunun üzerine sistematik veri toplama çalışmaları başlatıldı. Farklı bir bölgede bir erkek bireye daha rastlandı.
DKMP Genel Müdürlüğüne gelen ihbarların da değerlendirilmesiyle en az 4 farklı alanda leoparlar olduğu belirlendi.
Bunun üzerine Anadolu leoparının kapsamlı bir araştırmayla mevcut ve potansiyel yaşam alanlarının acilen belirlenmesi amacıyla Leopar Araştırma Birimi kuruldu. Leopar Eylem Planı oluşturulması için de çalışma başlatıldı.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de Dünya Biyoçeşitlilik Günü etkinliğinde, Anadolu leoparının görüntüsünü sosyal medya hesabından paylaşarak "Onları korumak zorundayız, bu yüzden yaşam alanlarını gizli tutacağız." demişti.
- BÖLGESEL EYLEM PLANI KATKI SAĞLAYACAK
Bu yıl 20-22 Eylül'de Göçmen Türler Sözleşmesi Orta Asya Memeli Çalışma Grubu kapsamında, Birinci Leopar Menzil Ülkeleri Toplantısı, Gürcistan'da gerçekleştirildi.
Toplantıda, öncelikle bu ülkelerde yayılış gösteren ve daha önceden farklı alt türler olduğu düşünülen Kafkas leoparı (P. pardus ciccaucasica), İran leoparı (P. pardus saxicolor) ve Anadolu leoparının (P. pardus tulliana) yapılan genetik çalışmalar sonucunda aynı alttürler olduğu bilgisi sunuldu.
Bu nedenle bilimsel isimlendirme kuralları gereği, aynı türe verilen farklı isimlerden ilk önce verilen ismin kabul edilmesi kuralına göre "P. pardus tulliana" (Anadolu Leoparı) ismi tüm coğrafyada görülen alt tür için bilimsel isim kabul edildi.
Bu toplantıda ayrıca, bu alt tür için bir Bölgesel Eylem Planı hazırlanarak kabul edildi.
Türkiye'de hazırlığı süren Leopar Eylem Planı için bölgesel bir eylem planının varlığının son derece faydalı olacağı belirtildi.
- YAYILIŞ HARİTASI OLUŞTURULACAK
Eylem Planı'na bilimsel altlık oluşturmak üzere Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, IUCN Kedigiller Uzmanlar Grubu ve DKMP 6. Bölge Müdürlüğünden uzmanların yer aldığı bir proje için TÜBİTAK'a başvuruda bulunuldu.
Projenin başlaması durumunda ilgili kurumlar arasında bir protokol hazırlanarak çalışmalar hızlandırılacak.
Eylem Planı kapsamında ülkede Anadolu leoparı olarak anılan alt türün yayılış haritasının yeniden oluşturulması hedefleniyor.
Anadolu leoparının bulunması muhtemel alanlarda iz, dışkı, leş gibi işaretlerin araştırılması, yöre insanlarıyla görüşülerek bu alanlardaki bireylerin tespiti, koruma ve geliştirilme tedbirlerinin alınarak uygulamaya konulması, özellikle popülasyonun geleceği için dişi birey bulunması da Eylem Planı'nın önemli konuları arasında yer alıyor.
Türkiye'de leoparın düzenli bir popülasyonundan bahsetmek bu aşamada mümkün olmamakla birlikte, kapsamlı bir araştırmayla mevcut ve potansiyel yaşam alanlarının acilen belirlenmesi planlanıyor.
Leopar türünün nesli, nüfus artışı, sanayileşme ve orman yangınları gibi habitat tahribatına neden olan etmenlerin yanı sıra aşırı-kaçak avcılık gibi kısıtlayıcı faktörler sebebiyle azalma eğiliminde bulunuyor.