Hekimoğlu, Dil Bayramı'nın 90. yıl dönümü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhuriyet'in ilanının ardından ulus devlet anlayışıyla bir milli kimlik yaratmanın elzem hale geldiğini söyledi.
Ülkü birliği, tarih birliği, dil birliği çalışmaları kapsamında 1931'de, Türk milletinin tarihini araştırmak için Türk Tarih Kurumunun (TTK), 1932'de de o zamanki adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olan Türk Dil Kurumunun (TDK) kurulduğunu hatırlatan Hekimoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu cemiyetin kuruluşunun ilanından yaklaşık 2,5 ay sonra 26 Eylül 1932'de, İstanbul'da, dünyadan ve Türkiye'den pek çok bilim insanının katıldığı ilk Türk Dili Kurultayı düzenlendi ve bugün de Atatürk tarafından Dil Bayramı olarak ilan edildi. Bu, Türk milleti için çok önemli bir gelişme. Zira dil, egemenliğin en önemli araçlarından biri. Siyasal egemenliğinizi sağlayabilirsiniz ama dil bağlamında eğer bir egemenlik tesis edemezseniz bu siyasal egemenliğiniz çok uzun sürmez. Burada fevkalade bir akıl, fevkalade bir ileri görüşlülük var."
Muhammet Hekimoğlu, ilk Dil Kurultayı'ndan birçok fikir çıktığını, Türkçenin kökeni, hangi dil grubuna ait olduğu, Anadolu'daki geçmiş medeniyetlerin kullandıkları dillerle Türkçenin alakasının ne olduğuna dair pek çok çalışma yapıldığını aktardı.
Bu çalışmalarla Türk milletinin esas ana yurdunun Anadolu olduğunun ispatının hedeflendiğini vurgulayan Hekimoğlu, o tarihten itibaren 26 Eylül'ün Dil Bayramı olarak kutlandığını anlattı.
Hekimoğlu, "Eğer bugün biz Türk milleti olarak hem yazısıyla hem konuşmasıyla bir üst dil kullanıyorsak kesinlikle 26 Eylül 1932'de ilan edilmiş Dil Bayramı'nın bu işi başlatmasıyla bu noktaya geldik." ifadesini kullandı.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Muhammet Hekimoğlu, dili egemen olan milletlerin kültürlerinin de egemen olacağına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Burada bir kültür yaratmak gerekiyordu. Geçmiş kültürümüzü günümüze taşımak ve günümüzün şartlarına uygun yeni bir kültür oluşturma çabasıydı ki bunda da çok büyük başarı elde edildi. Sadece Anadolu coğrafyasındaki dil birliğinin sağlanmasıyla kalınmadı, bizim soydaşlarımızla da ilgili Atatürk'ün çok önemli uyarıları ve talimatları olmuştu. Türkçe konuşan milletlerin bir gün bir araya gelerek kendi güçlerini, kendi kimliklerini ortaya koymalarının elzem olduğu hususu göz ardı edilemezdi. Türk Devletleri Teşkilatı'nın ilk adı Türk Dili Konuşan Ülkeler konseyiydi. Dolayısıyla dilin, egemenlikle ne kadar doğrudan ilgisi var, bu ilk isimle bile bunu açıkça görebiliyoruz."
Hekimoğlu, Türk dünyasının birliğinin ana çimentosu olan dil ve Türkçeyi daha da tahkim etmeyi, bu bağlamda Türk dünyasındaki alfabe birliği çalışmalarını desteklemeyi ve bunun bir yumuşak güç olarak dünyaya ilan edilmesini arzuladıklarını vurguladı.
Dil Bayramı'nın 90. yılı görkemli kutlanacak
1932'den bu yana kutlanan Dil Bayramı kapsamında çeşitli akademik etkinlikler ve yarışmalar düzenlendiğini, ödüller verildiğini hatırlatan Hekimoğlu, 90. yıl dönümünde de Dil Bayramı'nın daha görkemli bir şekilde kutlanacağını dile getirdi.
Hekimoğlu, 26-27 Eylül'de Bursa'da Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu, Türk Devletleri Teşkilatı iş birliğiyle Türk Diline Hizmet ile Türk Dünyası Edebiyat Ödülleri töreni ve Türk Dünyasında Ortak Alfabe Çalıştayı düzenleneceğini belirtti.
Dil Bayramı'nda geçmişte Türkiye özelinde yarışmalar düzenlendiğini dile getiren Hekimoğlu, bu sene ilk kez Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere "Dilde, Fikirde, İşte Birlik" sloganıyla bir edebiyat ödülü ihdas ettiklerini, Türk dünyasından 6 romancıya para ödülü vereceklerini kaydetti.
Hekimoğlu, Türkçeye katkıları dolasıyla Prof. Dr. Recep Toparlı, Prof. Dr. Leyla Karahan, Türkiye Maarif Vakfı ve TRT Çocuk'a, Türk Diline Hizmet Ödülü takdim edileceğini bildirdi.