Dünya bilim insanları tarafından “21. yüzyılın petrolü, sanayinin tuzu” olarak tanımlanan bor minerali konusunda Prof. Dr. Narayan Hosmane’nin editörlüğünde İngilizce yayınlanan “Bor Bilimi” isimli kitap, bor kimyası alanında çalışmalar yürüten Hitit Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Ali Köse’nin editörlüğünde Tenmak-Boren’in katkılarıyla Türkçe’ye çevrildi. Özellikle genç araştırmacıların faydalanacağı ve çalışmalarını bu yönde geliştireceği başvuru kaynaklarının eksikliği nedeniyle çevirisi yapılan eser, borlu malzemeler alanında dünyada kendini ispatlamış 58 bilim insanının yazmış olduğu 29 bölümden oluşuyor. Genç araştırmacıların daha fazla bor bilimine yönlenmelerine katkı sağlayacak benzer eserlerin yakın zamanda Türkçe’ye kazandırılarak, bor hakkında yapılacak çalışmaların ve yeni nihai ürünlerin geliştirilmesi amaçlanıyor.
Son 10 yılda adını sıkça duyduğumuz bor elementinin 4 bin yıl öncesinde ilk olarak Tibet’te kullanılmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Dursun Ali Köse, daha sonra Sümerler ve Hititlerin bu elementi altın ve gümüş işçiliğinde kullanırken, eski Mısırlıların mumyalama işlemlerinde, Romalıların cam yapımında, eski Yunanlıların temizlikte, Arapların ise ilaç yapımında kullandıklarını söyledi. İtalyan gezgin ve kaşif Marco Polo’nun borun Tibet’te kullanıldığını gördüğünü anlatan Prof. Dr. Köse, “Borun kimyasal yapısını çözüp onu ilaç üretimine kazandıran ilk kişiler ise Arap bilim insanları oldu. 18. yüzyıl başlarında İngilizler tarafından “borik asit” denilen bor kaynaklı bir asit üretilmiştir. Fransız bir mühendis olan Camille Desmazures, İstanbul’da bulunduğu sırada almış olduğu mermerden yapılmış bir heykel hediyenin kayaç yapısını incelediğinde heykelin yoğun miktarda boraks maddesi içerdiğini keşfetti. Bu keşif, Anadolu’da bor madeninin bulunduğu anlamına geliyordu. Fransız mühendis ve bir ortağı, Osmanlı’dan yetki alarak Balıkesir’deki ilk bor işletmesini kurdular. Fransızlar, yaklaşık 20 yıl boyunca ülkemizdeki boru çıkarıp, alçıtaşı adı altında kaçak olarak Avrupa’ya sattılar. 1904 yılında İngilizlerin kontrolüne geçen bor madenleri, ancak 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Etibank sayesinde Türkiye’nin kontrolüne geçebildi” dedi.
Dünya bor rezervlerinin yaklaşık yüzde 73’ünü coğrafyasında barındıran ülkemiz için son derece önemli olan bor elementi hakkında yapılan bilimsel çalışmaların borun önemini ön plana çıkaracak kadar yeterli olmadığını ifade eden Köse, “Özellikle bor elementi ve onun bileşikleri hakkında yazılmış ve genç bilim insanlarını bor üzerine eğilmeye yönlendirecek Türkçe kaynak eksikliği dikkat çekmektedir. Bu amaçla dünyada farklı bor bileşikleri hakkında çalışan bilim insanlarının bir araya gelerek yazdıkları 29 bölüm Prof. Dr. Narayan S. Hosmane’nin editörlüğünde birleştirilerek ortaya çıkarılmış olan ’BoronScience, New Technologies and Applications’ adlı kitap Türkçe’ye çevrilerek Türk bilim insanlarının ve genç araştırmacıların kullanımına sunulmuştur. Bu kitabın ülkemiz bor bilimi camiasına kazandırılmasında çok büyük katkıları olan öncelikle CRC Pres Yayınevi’nden gerekli izinlerin alınmasındaki katkılarından dolayı Prof. Narayan S. Hosmane’ye ve kitabın Türkçe’ye çevrilmesinde ve basımının sağlanmasında göstermiş olduğu teşvik ve desteklerinden ötürü Tenmak-Boren Başkanı Prof. Dr. Abdülkerim Yörükoğlu’na çok teşekkür ederim.
Ayrıca kitabın düzenlenmesi ve incelenmesinde emek ve dikkatlerini esirgemeyen öğrencilerim Ömer Yurdakul, Melda Bolat ve Tuğrul Yıldırım’a teşekkürü borç bilirim” ifadelerini kullandı.
Dünya üzerinde en önemli bor kaynaklarının Türkiye, Rusya ve ABD’de bulunduğuna dikkat çeken Köse, “Bor, askeriyeden bilgisayar sistemlerine, inşaat sektöründen otomobil sektörüne kadar 400’ü aşkın alanda kullanılmaktadır. Türkiye bor madenlerinin yüzde 73’üne sahip olup, Türkiye’de başlıca bor yatakları Balıkesir, Kütahya, Bursa ve Eskişehir’de bulunmaktadır. Bor madenlerini işletmek için Kırka (Eskişehir), Emet (Kütahya), Bigadiç (Balıkesir) ve Kestelek’te (Kütahya) tesisler bulunmaktadır” şeklinde konuştu.