Dünya pandemi ile mücadelesini sürdürürken; küresel ekonomi de çok farklı problemlerle boğuşmaya başladı. Artan talep ve buna yetişemeyen arz, çok farklı krizleri gündeme getirdi. Bugün enerjiden ham maddeye, tarımdan lojistiğe kadar birçok alanda ciddi sıkıntı yaşanıyor. Öyle ki dünyanın dev ülkeleri enerjisiz kalıyor, gıda ve ham madde bulunamıyor. Sokakta yakıt kuyrukları, marketlerde boş raflar, üretimi durduran seralar ve tarım işletmeleri; insanlığı ciddi anlamda tehdit ediyor. Daha da şiddetlenmesinden korkulan bu arz sıkıntısı, artık her şeyin kıymetini bilmemiz gerektiğini bir defa daha gündeme getirdi. Dünyada ve ülkemizde devam eden israfın boyutlarına baktımızda ise, çok vahim bir tablo ile karşılaşıyoruz.
3'te birini ziyan etmişiz
İsrafı Önleme Vakfı tarafından paylaşılan son rapora göre, dünyadaki durum şöyle:
* Her yıl dünyada üretilen gıdaların üçte biri kayboluyor veya israf ediliyor. Bu miktar 1,3 milyar ton gıdaya karşılık geliyor.
* Gelişmiş ülkelerde israf edilen gıdanın maliyeti 680 milyar dolar iken gelişmekte olan ülkelerde bu rakam 310 milyar doları buluyor.
* Meyve ve sebzeler en yüksek oranda israf edilen gıda ürünleri olarak dikkat çekiyor.
* ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından israf edilen gıda miktarı, dünya nüfusunun üç katını besleyebilecek miktarda bulunuyor.
* Zengin ülkelerde sadece tüketiciler tarafından israf edilen gıda miktarı 230 milyon ton... Bu miktar Sahra Altı Afrika ülkelerinin ürettiği gıda miktarına eşit...
* Tüketiciler tarafından israf edilen gıda miktarı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde 95-115 kilogram arasında iken Sahra Altı Afrika ve Güney Asya ülkelerinde 6-11 kilogram arasında...
* Boston Consulting Group tarafından gerçekleştirilen araştırmalara göre, gıda israfı bugün olduğu gibi artmaya devam ederse, 2030 yılında 2,1 milyar tona ve 1,5 trilyon dolar israf tutarına ulaşacak.
Türkiye'de durum
Türkiye’de durum çok farklı değil. Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu tarafından yapılan çalışmalara göre;
* İsraf edilen gıda miktarı yıllık 26 milyon tonu buluyor. Bu miktar, 215 milyar Türk lirasına karşılık geliyor.
* Bir yılda yaklaşık 50 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ı, tarladan çatala kadarki süreçte çeşitli sebeplerle kayboluyor.
2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre de; Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor. Türkiye, dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor. Yapılan hesaplamalara göre yıllık 26 milyon tonu bulan israf önlenirse, Türkiye’de gıda fiyatlarında ortalama yüzde 25 indirim yaşanacak. Bu da enflasyonu en az 6 puan geriye çekecek.
7 milyon ekmek çöp
Türkiye’de ciddi anlamda ekmek israfı yaşanıyor. Son dönemde “fiyatı arttı” diye tepkiler yükselirken, diğer taraftan her gün 7 milyon ekmeği çöpe atıyoruz. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken; ekmek, su, gıda ürünleri ya da enerji gibi birçok konuda israfın boyutunun her geçen gün arttığını belirtti. Palandöken “Ülkemizde günde 100 milyona yakın ekmek üretiliyor ve bunun 7 milyona yakını çöpe gidiyor. Evlerde ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin yüzde 35’i israf ediliyor. Tasarruf etme devrindeyiz. Damlatan muslukları tamir ettirmek, ihtiyaçtan fazla ekmek, gıda, kıyafet ya da ayakkabı almamak, kullanılmayan ışıkları kapatmak gibi basit ama çok etkili davranışları alışkanlık hâline getirmeliyiz.” dedi.
Su boşa akıyor
Hayati öneme sahip suda da tablo aynı. Dünya çapında 1,1 milyar insan temiz suya erişemiyor. Türkiye’de de kullanılabilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yıllık 115 milyar metreküp civarında. Ancak vahşi sulama yüzünden yılda 20 milyar metreküp su israf ediliyor.
Yalıtımsızlığın faturası da ağır
Bugün enerjide de içinde bulunduğumuz durum, Türkiye’nin dört bir yanında ısı yalıtımı seferberliği başlatılmasını gerektiriyor. Ülkede yaklaşık 5,5 milyon konutun yalıtıma ihtiyacı var. Bu rakam, yapı stokunun da yaklaşık olarak yarısına işaret ediyor. Bunun gerçekleşmesi hâlinde yaklaşık 10 milyar dolarlık enerji tasarrufu sağlanacak. Enerji Verimliliği Derneği İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin “Konutlarda tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 80’i verimsiz kullanılıyor. Isı yalıtımı yapılan bina sahiplerini, faturalarında yüzde 50’ye varan tasarruf elde edebiliyor. 50 milyar dolar civarında bir enerji ithalatımız var. Bunun 22,5 milyar doları doğrudan binaların ısıtılması ve soğutulmasına gidiyor. Bu rakamın yarıya indirilmesi lazım ki, cari açığımızda daralma olsun, döviz üzerinde baskı azalsın” diye konuştu. Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneğinin verilerine göre; ısı yalıtımına yapılan harcamalar, faturaları yüzde 50 civarında düşürüyor. Böylece yalıtıma yapılan harcama, en fazla beş yılda kendini amorti ediyor.