Erdoğan, dün Antalya'daki çeşitli açılış ve incelemelerinin ardından, AK Parti Kadın Kollarınca Dokumapark Modern Sanatlar Galerisi'nde düzenlenen "Kadınlarla Büyük Türkiye Yolunda Programı"na katıldı.
Antalya programı kapsamında 8 milyar 143 milyon liraya ulaşan 89 ayrı yatırımı kente kazandırmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, resmi rakamlara göre toplu açılış töreninde 90 bin katılımcının, Kumluca'da ise 13 bin katılımcının yer aldığını söyledi.
Yol boyunca ve Manavgat'ta da yoğun bir ilgiyle karşılaştıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen ay çok ciddi sel ve taşkın felaketine maruz kalan Kumluca ilçemizi ziyaretimizde bir ay gibi kısa bir sürede devletimizin desteğiyle bu yaraların nasıl sarıldığını görmenin bahtiyarlığı içerisinde olduk. Manavgat ilçemizde yangın felaketi sonrasında inşasına başladığımız özellikle köy konutlarının anahtar tesliminde vatandaşlarımızın sevincine ortak olduk. Orada da yangının izlerinin büyük ölçüde silindiğini, yanan yerlerdeki ekim, dikim, ağaçlandırma çalışmalarının süratle devam ettiğini memnuniyetle müşahede ettik. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı her musibet sonrası türlü yalan ve iftiralarla gündemi zehirleyen muhterislere rağmen Türkiye artık bu tür sıkıntıların üstesinden hamdolsun alnının akıyla gelmesini başarabiliyor. Bize gelişmiş diye örnek gösterilen ülkeler, bırakın haftayı, aylar, hatta yıllar boyunca enkaz kaldırma çalışmalarını dahi bitiremiyor. Saatler içerisinde sağ olsun bakan arkadaşlarım anında seferber oldular, Kumluca'ya geldiler. AFAD, Kızılay hep birlikte yaptıkları çalışmalarla 2-3 gün içerisinde ekipleriyle bu sıkıntılı halden vatandaşlarımı kurtarmayı başardılar, o psikolojiyi yıktılar."
Erdoğan, Kumluca'nın şimdi yeni bir görünüme sahip olduğunu belirterek, "Bunları birlikte yapıyoruz, bundan sonra da birlikte yapmaya devam edeceğiz. Onun için yola çıktığımızda ne dedik: Durmak yok yola devam. Önümüzde uzun bir yol var. Şurada artık bir 4-5 ay gibi dönemde ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları yoğun bir çalışma yapıp, inşallah sandıkları patlatırcasına bir neticeyi alacağız. 2023'ten sonrasını da Türkiye'de biz imar edeceğiz. İşimiz çok" diye konuştu.
"Dünya ancak barış üzerinde yükselir"
Son dönemde dünyanın Türkiye'nin ne yaptığına baktığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte Rusya-Ukrayna Savaşı'nda ne yaptılar? Dünya herhangi bir müdahalede bulunabildi mi? Hayır. Hepsi silah tüccarlarına yardım ediyor. Dünyada silah tüccarları nasıl kazanacak, nereden neyi kazanacaklar, buna çalışıyorlar. Biz de dünya barışını acaba nasıl sağlayabiliriz, bunun gayreti içerisindeyiz. Aynı günde Sayın Putin ile görüşüyoruz, Zelenskiy ile görüşüyoruz. Nasıl barıştırabiliriz diye bunun gayreti içerisinde oluyoruz. Biz bu samimiyetimizi ortaya koyarak yola devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki dünya ancak barış üzerinde yükselir. Bunun için de attığımız adımlardan dünyadaki liderler bize, 'Tahıl koridorunu açtınız, buradan gönderiyorsunuz' diyor. Sadece bu değil. Sayın Putin bana diyor ki, 'Ben bilabedel tahılı vereyim, siz de bunu fakir Afrika ülkelerine ulaştırın.' Biz de diyoruz ki tamam. Bunu fabrikalarımızda una çevirelim, fakir fukara, garip gureba Afrika ülkelerine gönderelim. Mutabık kaldık. Gel gör ki öyle eller var ki bakıyorsun yüzde 44'ünü, 46'sını nereye gönderiyor yine Avrupa'ya. Fakat biz kararlıyız, tahıl koridorundan fakir fukara, garip gureba Afrika ülkelerine yoğun bir şekilde bu ürünleri göndermeye gayret edeceğiz."
"Gözyaşlarını dindirmek birinci derecede görevimiz"
Erdoğan, Sakarya ve Kocaeli depremlerini anımsatarak, vatandaşların yaşadığı acıları dile getirdi. "Orada ağlıyordu anneler. O en çok ihtiyaç duydukları durumda hepsi insanımıza 'Nerede bu devlet' sorusunu soruyorlardı" diyen Erdoğan, şimdi bu sorunun sorulmadığına, tam aksine afet sebebiyle oluşan zararların rekor sürelerde giderildiğine işaret etti.
Bingöl'de, Van'da, Simav'da bunu gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim için önemli olan orası. Anamız da orası, babamız da orası, evlatlarımız da orası. Oralardan netice alacağız. Çünkü gözyaşlarını dindirmek bizim birinci derecede görevimiz. Madem biz bu makamdayız, bu makamda bulunduğumuz sürede Akif'in ifadesi 'Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer'den onu.' İşte şimdi Kumluca'da, Manavgat'ta, Muğla'da, son dönemdeki olaylarda oradaki ağlayan anneler, o dertliler, mesela bugün bir tanesi şunu da söyledi: 'Ben böyle bir şeyi umut etmiyordum ama siz beni hakikaten yanıltınız. Süratle yaptınız ve bize teslim ettiniz.' Fakat evler de maşallah villa. Onun için emeği geçen bakan arkadaşlarıma, müteahhit firmalarımıza çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçleri de yakından takip ederek, kalan çalışmaların bir an evvel tamamlanmasını sağlayacağız. Rabb'im devletimize zeval vermesin, milletimizi de her türlü afetten, musibetten, kaza ve beladan muhafaza buyursun."
"Türkiye'nin kalkınma yolculuğunun nasıl kesildiğini gösteren sembol bir mekandayız"
Buluşmayı, demokrasi tarihi açısından son derece önemli bir yerde yaptıklarını söyleyen Erdoğan, eski dokuma fabrikasının temellerinin, 5 Ocak 1956'da Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes tarafından atıldığını belirtti.
Tesisin, merhum Menderes döneminde ülkenin içine girdiği kalkınma hamlesinin en mümtaz örneklerinden birisi olduğunu söyleyen Erdoğan, tesisin, Antalya İplik ve Pamuklu Dokuma Fabrikası olarak yıllarca ekonomiye ciddi katkı sağladığını, binlerce kişiye istihdam kapısı olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ancak rahmetli Menderes'in temelini attığı bu fabrikayı açmaya maalesef ömrü kifayet etmemiştir. Fabrika, Adnan Menderes'in idam edilmesinden tam 13 gün sonra, 1 Ekim 1961 tarihinde üretime başlamıştır. Dolayısıyla burası, sadece merhum Menderes'in vizyonunun değil, bunun altını çiziyorum, ekranları başında bizi izleyen milletim, CHP'ye gönül veren milletim, 27 Mayıs zihniyetinin ve Yassıada zulmünün de bir nişanesi olarak bunu görsün, Türkiye'nin 70 sene önce başladığı kalkınma yolculuğunun nasıl ve kimler tarafından kesildiğini gösteren sembol bir mekandayız. Rahmetli Menderes'i, hepsinin yalan ve iftira olduğu sonradan anlaşılan ithamlarla alaşağı edenler, demokrasimizi kesintiye uğratmakla kalmamış, ülkemizin altın değerinde yıllarını da çalmışladır. Milletimizin, ismi her geçtiğinde Adnan Menderes'i hayırla yad etmesinin, onu darağacına gönderenleri de nefretle anmasının da sebebi işte budur."
Üretimi 2003'te duran fabrika ve arazisinin, Kepez Belediyesinin gayretiyle 2015'te yeniden Antalyalılara kazandırıldığını ifade eden Erdoğan, yeşil alanları, müzeleri, kütüphaneleri, bilim ve sanat merkezleri, modern sanat galerisiyle eski fabrika alanını yeni bir cazibe merkezi olarak hizmete sunduklarını anlattı.
Antalya Dokumapark'ın, açılışından bu yana geçen sürede, pek çok kültür, sanat, spor etkinliğine başarıyla ev sahipliği yaptığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımı Antalyalılara kazandıran Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü tebrik etti.
"Milletimize vereceğimiz hizmetleri en ince detayına kadar çalıştık"
"Cumhuriyet'imizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023’te ülkemiz aynı zamanda demokrasi tarihinin en kritik seçimlerinden birini yapacaktır" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Belki tarihini birazcık öne alacağımız seçimlerle ilgili hazırlıklarımızı zaten uzun bir süredir yürütüyorduk. Birileri kendi iç kavgalarıyla zaman harcarken, biz ülkemize ve milletimize bundan sonra vereceğimiz hizmetleri en ince detayına kadar çalıştık. Türkiye'yi ve Türk milletini, birilerinin ayak oyunlarına, ihtiraslarına, yüksek gerilim hattına mahkum etmemekte kararlıyız. Türk bayrağından, Türk kavramından nefret edenlerle mücadelemizin süreceği bir seçimi yaşayacağımızı şimdiden söylüyorum. Onlar ne yaparsa yapsın, biz işimize bakıyor, usta bir satranç oyuncusu maharetiyle demokrasi ve kalkınma hamlelerimizi tek tek hayata geçiriyoruz."
Başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliği teklifi
Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifine de değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
"Meclis'e sunduğumuz Anayasa değişikliği teklifi ile inşallah kadınlarımızın kılık kıyafet özgürlüğünü garanti altına alacak, aile kurumunu, sapkın akımların sinsi saldırıları karşısında daha muhkem hale getireceğiz. Kimin demokrasi ve özgürlüklerden, kimin de faşizm ve yasaklardan yana olduğunu gösterecek bu tarihi düzenlemenin 400'ün üzerinde kabul oyuyla Meclis'imizden geçeceğini ümit ediyoruz. Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye vizyonumuzu inşa edene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."
Bu zorlu mücadeleyi son 20 yılda olduğu gibi yine kadınlarla vereceklerine dikkati çeken Erdoğan, "Her zaman söylediğim gibi, kale içeriden fethedilir. Dolayısıyla kadının eli bu işe değdiği anda biz bu işi bitiririz. Türkiye'nin bugün ulaştığı seviyelerde, kırdığı rekorlarda sizin çok büyük emeğiniz ve katkınız var. Türkiye'nin gıptayla takip edilen başarılarında sizlerin alın teri, yürek teri var. Ekonomiden demokratikleşmeye, aileden eğitime, sosyal politikalardan tarıma, turizme kadar her alanda yazdığımız destanda sizlerin payı var. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın da mimarı sizler olacaksınız. Bunun için tempomuzu biraz daha artırmamız gerekiyor. 2023 seçimlerine kadar durmadan, dinlenmeden çalışmamız, kapısı çalınmadık hane, hanımlar başta olmak üzere gönlü kazanılmadık hiçbir vatandaşımızı bırakmamamız gerekiyor. Sizlere güveniyor, inanıyorum. Aydınlık ve müreffeh yarınlarımıza verdiğiniz ve vereceğiniz güçlü destek için şimdiden şükranlarımı sunuyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunan kadınların şahsında, Türkiye'nin refahı ve huzuru için, eşitlik ve adalet için samimiyetle çaba harcayan tüm kadınlara teşekkür etti.
"Yılda 180 ton muz üretiyorum"
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan destek alarak muz serası kuran girişimci Gülay Yando, "Kadınsın, çiftçilik yapamazsın. Tanıdığın var mı? Senin görüşün aykırı, sen onlardan değilsin, destek alamazsın" diyenlere kulak asmadan Bakanlığa başvuru yaptığını ve kendisine destek verildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kadınların başarılarına verdiği destek dolayısıyla teşekkür eden Yando, Erdoğan'ın, "Yılda kaç ton muz üretiyorsun?" sorusuna "180 ton" yanıtını verdi.
Erdoğan, "Desene Antalya'nın otellerine herhalde muzunu siz veriyorsunuz?" diye konuştu.
Yando'nun, "Şu Antalya'da 40 çeşit tropik meyve üretimi yapılıyor" demesi üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün Kumluca'da onu da öğrendim. Dediler ki 'Biz burada 40 çeşit tropik meyve üretiyoruz.' Önce bir şaşırdım, sonra da sevindim. Bu felaketi yaşayan bölge şu anda bunu söylüyor. Orada beraberce resimler de çektirdik, o meyvelerin önünde. Bu, beni ayrıca mutlu kıldı. Biliyorsunuz Kumluca domatesin bir numaralı adresi. O sıkıntılı dönemde Sayın Putin'e söylediğimde bizi hiç hakikaten incitmedi. Şöyle bir kısa geçiş dönemi yaşadık ama hemen domates ihracatımızı başlattık. Bir zamanlar muz bizim sofralarımızın lüksüydü ama şimdi sizler bu bölgede öyle bir muz üretimi yapıyorsunuz ki artık bizim için lüks olmaktan çıktı ve muza ulaşmak rahat bir hale geldi. Ben de buradan tüm vatandaşlarımıza diyorum ki, 'Muz bizim için artık erişilmesi zor bir meyve değil, rahat rahat erişebilirsiniz bu tür iş kadınlarımız olduğu sürece.'"
Yando, çiftçilere yönelik açıklanan yeni destek paketine de başvuru yapacağını söyledi.
"İstedikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok"
Milli tekvandocu Nur Tatar da başarıları dolayısıyla Van'da adının verildiği bir spor salonunun açıldığına işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
"Ben gerçekten çok mutluyum. Bunu nasıl anlatırım bilmiyorum ama gerçekten kadınlar çok güçlü ve istedikten sonra başaramayacağımız hiçbir şey yok. Bu yolda yanımızda olan, asla yanımızdan ayrılmayan Sayın Cumhurbaşkanı'mıza, değerli sizlere çok teşekkürlerimi sunuyorum ve sonuna kadar da bu bilgi ve birikimimi yeni nesillere, gelecek kız çocuklarına aktarmak için elimden gelen bütün mücadeleyi vereceğime söz veriyorum."
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan Yardımcısı ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Hatice Öz de 7-8 yıldır çocuklar, gençler ve kadınlara yönelik projeler yaptıklarını belirterek Erdoğan'ın sayesinde iş kadınlarının büyüdüğünü söyledi.
KOSGEB desteğiyle markasını büyüttü
Kömür madenciliği alanında üretim ve ihracat yapan iş kadını Nevin Akçelik ile KOSGEB desteğiyle kozmetik sektöründe kendi markasını kuran İlknur Köni Aldemir de üretim ve ihracat faaliyetlerine ilişkin bilgiler verdi.
Aldemir, çalışma ekibinin yüzde 80'inin kadınlardan oluştuğunu ve KOSGEB'in destekleriyle markasını büyüttüğünü ifade ederek "Ticaret Bakanlığından yurt dışı destekleri aldım. Dubai'ye gittim. Dubai'de bana ilk söyledikleri şey 'Tayyip'ti'. Çok gurur ve onur duydum Sayın Başkan'ım. Özellikle buraya gelmemde beni desteklediğiniz ve teşvikleri bizim önümüze verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum" açıklamasını yaptı.
Yaş sebze ve meyve ihracatçısı Deniz Uğur da Erdoğan'a ihracatın güçlenmesi için verdiği destek dolayısıyla teşekkür etti.
Oyuncu Esin Doğan da 2017'de oyunculuğu bırakıp oyuncu koçluğu yapmaya başladığını bildirerek "2017'de bana da hemen hemen herkeste olduğu gibi 'Bunu tek başına yapabilecek misin?' dediler, ben de kredimi çektim ve atölyemi kurdum. 2017'den bu yana da şu an TV'lerde ve dijital platformlarda izlediğiniz birçok oyuncuyu ben çalıştırıyorum. Bunu son 3 senedir de Antalya'dan devam ettiriyorum" diye konuştu.
Turizmci iş kadını Betül Demirok da gıda sektörü ve alternatif turizm alanlarında yatırımlar yaptıklarını anlatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a kadınların yatırım, siyaset ve hayatın her alanında etkin şekilde yer alabilmeleri için verdikleri destekler için teşekkür etti.
"Kadınların yeri güçlendi"
Antalya AKEV Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamile Perçin Akgül de kadın olmanın zorluklarıyla yüz yüze kaldıkları anların olduğunu belirterek "Ben, 'rektör olarak atanabilme ihtimalimin kesinlikle olanaksız olduğu, beni destekleyen kimsenin olmadığı, bu süreçte bu fırsatı yakalayamayacağım' yorumları yapılıyorken, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın takdirleriyle, kayyum sürecinde Antalya'daki bir üniversitenin sorumluluğunun veriliyor olma şerefini taşımış oldum" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da üniversitenin ilk kadın rektörü olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kadınlara verdiği desteğin en somut örneklerinden birinin kendisi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın her zaman kadınlara güvenip, destek olduğunu vurgulayan Özkan, kadının akademide, bilimde, sanayide ve diğer alanlarda yerinin güçlendiğini, bunu her platformda hissettiklerini dile getirdi.
"Şu anda köyün hanım ağasıyım"
Programda söz alan besici Saadet Ekiz de ORKÖY Projesi'nden aldığı 4 inekle hayvancılığa başladığını, şu anda 46 büyükbaş hayvanının olduğunu kaydetti.
Ekiz'in, hayvan sayısının bir dönem 60-70'e çıktığını, yem fiyatları yükselince bunları sattığını söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'ye dönerek "Vahit Bey, sen hayvan bulamıyoruz" diyorsun karşılığını verdi.
Elmalı'yı temsilen geldiğini belirten Ekiz, ilçelerinde hayvan sayısının çok olduğunu söyledi.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'ye "Vahit Bey, kaynağı bulduk. Elmalı'da 'hayvan bol' diyor. Ben şimdi talimatı verdim" ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de 530 milyon lira olan 2022'deki ORKÖY desteklerini, 1,2 milyar liraya çıkardıklarını dile getirerek bu alanda kadınların sayısını artıracaklarını vurguladı.
Hayvancılıkla traktör, araba aldığını anlatan Ekiz, "Her şeyimi aldım, hiçbir şeyim yoktu Cumhurbaşkanım. İki çocuğum vardı. Şu anda köyün hanım ağasıyım. Çok sağ olun" şeklinde konuştu.
"Kendimizi ve davamızı büyüttük"
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedia Koçakoğlu da "Siz, hapse girdiğiniz zaman ben üniversite birinci sınıfta başörtüsü için mücadele veren bir öğrenciydim. O dönem size ve bize, bu zulmü reva görenlerin bilmediği bir şey vardı, biz dışarıdakiler, içeride olan sizden umut, inanç alarak büyüdük, kendimizi ve davamızı büyüttük Sayın Cumhurbaşkanım" diye konuştu.
"Ben, ilk oyumdan itibaren bugüne kadar size her destek verdiğimde, bir siyasi parti liderine ya da bir siyasi partiye oy vermedim. Ben, kendime, bugün 15 yaşında olan kız çocuğuma ve daha doğmayan torunlarıma oy verdim Sayın Cumhurbaşkanım" diyen Koçakoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın umudun, özgürlüğün ve demokrasinin adı olduğunu ifade etti.
Program sonunda, Türkiye'nin önde gelen arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu müzik dinletisi sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Uzun ince bir yoldayım" türküsüne eşlik etti.