Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 15. Zirvesi'nde açıklama yaptı.
Terörle mücadelede iş birliğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs meselesinde dünyaya çağrı yaptı.
"Kıbrıs meselesinde Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözümün anahtarıdır" diyen Erdoğan, çözüm vizyonunun ön yargısız bir şekilde değerlendirilmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, çözümün anahtarıdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta, Karakum Otel'de düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 15. Zirvesi'nde konuştu.
Konuşmasına, tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu bahtiyarlığı ifade etti.
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov'a misafirperverlikleri için teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak zirve dönem başkanlığını devrettiklerini belirterek, yeni dönem başkanı Türkmenistan'a başarılar diledi.
Zirvenin, ülkeler ve bölge için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan'ın bağımsızlıklarının 30. yıl dönümünü tebrik etti.
"Aşımızı milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık iki yıldır tüm insanlığın küresel çapta bir tehditle mücadele ettiğine dikkati çekerek, 5 milyondan fazla insanın hayatına mal olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomi, ticaret ve turizm başta olmak üzere her alanda etkilerini sürdürdüğünü söyledi.
Zirvenin, Kovid-19 ile mücadelede iş birliğinin ve dayanışmanın daha da güçlenmesine vesile olmasını temenni eden Erdoğan, "Türkiye olarak bu zorlu süreçte dünyanın dört bir yanından aldığımız yardım taleplerini karşılamaya gayret ettik. Şimdiye kadar aralarında teşkilat üyelerimizin de olduğu 160 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım ulaştırdık. Teşkilatımızın bazı üyelerine tıbbi malzeme ihracat ve satın alma izinleri, eğitim ve personel desteği vermek suretiyle de ayrıca destek olduk." diye konuştu.
Erdoğan, 11 ülkeye de aşı tedarikinde bulunduklarını hatırlatarak, "Yerli aşımız TURKOVAC için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. İnşallah süreç tamamlanınca aşımızı milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunacağız." ifadesini kullandı.
"Yüksek potansiyelden daha fazla yararlanmalıyız"
Zirvenin "Birlikte Geleceğe" temasıyla düzenlendiğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teşkilatımızdan ekonomik iş birliğimizin güçlendirilmesi bakımından nasıl daha iyi faydalanabileceğimizi belirlememiz önem taşıyor. Ortak hedeflerimize ulaşabilmemiz için gerekli yol haritası 2025 vizyon belgesinde yer alıyor. Bugün onaylayacağımız Aşkabat Eylem Mutabakatı'nı da bu doğrultudaki güçlü irademizi vurgulayan bir belge olarak görüyoruz. 8 milyon kilometrekarelik bir alanda yaklaşık 500 milyon nüfusu barındıran coğrafyamızın sunduğu yüksek potansiyelden daha fazla yararlanmalıyız. Ticaret hacmimizi 100 milyar dolar seviyesine çıkartmak için gayretlerimizi yoğunlaştırmalıyız. Bu kapsamda, öncelikle 2025 Vizyon Belgesi'nin de stratejik hedefleri arasında yer alan ticaret anlaşması ECOTA'yı yürürlüğe koymalıyız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yıldır uygulanamayan bu anlaşmanın bölge içi ticaretin hak ettiği seviyelere ulaşmasını sağlayacak ana enstrüman olduğuna inandığını belirterek, "İstanbul'da ev sahipliği yaptığımız EKO Bank'ta kurumsal ve mali kapasitenin artırılması suretiyle tüm teşkilat üyelerinin katılımıyla kalkınmamızda daha önemli işlevler yerine getirilebilir." görüşünü paylaştı.
Ankara'da bulunan eğitim enstitüsünün üyeler arasındaki iş birliğini artırarak, insani kalkınmaya ciddi katkılarda bulunmaya başladığını vurgulayan Erdoğan, yine Ankara'da faaliyetlerini sürdüren Gıda Güvenliği Bölgesel Koordinasyon Merkezi'nin de gıda güvenliğinin temini ve bölgede tarım sektörünün geliştirilmesinde önemli rol üstlendiğini dile getirdi.
Bölgesel ve küresel ulaşım ağlarının öneminin salgın ortamında bir kez daha ortaya çıktığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bölgemizde ulaşım altyapısının geliştirilmesi ve modern İpek Yolu'nun canlandırılması gayretlerimiz hız kesmeden devam ediyor. Türkiye'nin öncülüğünü yaptığı Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor Girişimi ve Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu hattı bu bağlamdaki çabalarımızın en somut tezahürüdür. Ülkemizle bölgemiz arasında doğrudan kara yolu bağlantısı kuracak Zengezur Koridoru'nun da önemi aşikardır. Keza Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüp Geçidi, İstanbul Havalimanı, Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu tamamlayıcı projelerimiz arasındadır. Yine doğu-batı bağlantısına katkıda bulunacak Filyos Limanı, 1915 Çanakkale Köprüsü ile Çandarlı Limanı projelerinde çalışmalarımız sürüyor. İslamabad-Tahran-İstanbul kara yolunun işlerlik kazanması ve aynı güzergahtaki demir yolu hattının canlandırılması gayretlerini de memnuniyetle karşılıyoruz."
Teşkilatı daha çok sahiplenmeleri, reform sürecini devam ettirmeleri ve güçlü bir bütçeyle etkin kılmaları gerektiğine inandığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ciddi bir insani ve ekonomik krizle karşı karşıya bulunan Afganistan'da bir an evvel kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesi önemlidir. Ülkenin tüm kesimlerinin beklentilerini karşılayacak bir yönetim anlayışının geliştirilmesi ortak temennimiz ve hedefimizdir. Afganistan'da sağlık, eğitim gibi kritik sektörler dahil temel devlet yapılarının işler halde tutulması yönündeki çabaları destekliyoruz. Tüm bölgemizi etkileyecek bir mülteci krizinin önlenmesi için Afgan ekonomisinin ayağa kaldırılması gerekiyor. Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarımız, bu ülkede giderek büyüyen açlık ve kıtlık tehlikesine karşı insani yardım faaliyetlerini artırdılar. İran'a uygulanan tek taraflı yaptırımların son bulması ve tüm tarafların, kapsamlı ortak eylem planına geri dönerek yükümlülüklerini yeniden üstlenmeleri, bölgemizin ekonomik refah ve istikrarına katkı sağlayacaktır."
"Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdüreceğiz"
Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarmasının bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisinin de kapılarını açtığına değinen Erdoğan, "Azerbaycan'ın, bölgede refahın artması için birbiri ardına hayata geçirdiği projeler takdire şayandır. Bu adımlar, bölgede normalleşme çabalarını destekleyecektir. Türkiye olarak bu süreçte Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdüreceğiz. Teşkilat olarak da Azerbaycan'la tam dayanışma içerisinde olmamız büyük önem arz ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs konusuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, çözümün anahtarıdır. Tüm dost ve kardeş ülkelerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çözüm vizyonunu ön yargısız bir şekilde değerlendirmesini istiyorum. Teşkilatımızın gözlemci üyesi olan Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı tecridin hafifletilmesine yönelik spor, kültür, eğitim, turizm gibi alanlarda ilişkilerin geliştirilmesini teşvik ediyoruz."
Erdoğan, "Bölgesel ve uluslararası iş birliği, terörle mücadelede hayati önemdedir. Mücadelemizi, terör örgütleri arasında ayrım yapmaksızın sürdürmeliyiz. Bölgemiz PKK, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi eli kanlı terör örgütlerinden temizlendikçe huzur, istikrar ve ekonomik kalkınma da hızlanacaktır. Terörün her türlüsüne karşı dayanışma içinde hareket etmemiz, bu bakımdan çok önemlidir." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem başkanı Türkmenistan başta olmak üzere, zirvenin başarısında emeği geçen tüm üye devletlere ve sekreteryaya teşekkür etti.