22 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Lügatımızda yalan ve iftiranın yeri yoktur

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Lügatımızda yalan ve iftiranın yeri yoktur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muhammed Mursi'nin vefatına ilişkin, "Mursi eceliyle değil öldürülmüştür. Bununla ilgili süreci takip edeceğiz. Uluslararası mahkemelerde Mısır'ın yargılanması için gereken ne varsa yapacağız." dedi.

9 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Lügatımızda yalan ve iftiranın yeri yoktur

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sancaktepe Belediye Binası önünde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.

"Lügatımızda yalan ve iftiranın yeri yoktur"
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Sancaktepe'nin 20 yıl önceki durumuna değinerek, şunları kaydetti: 

"Gençler bunu bilse, inanıyorum ki oy verirken daha farklı oyunu verecek. Ama 20 yıl öncesine gittiğimiz zaman bir gerçek var. 20 yıl öncesinde böyle bir Sancaktepe var mıydı? Altyapısıyla, üstyapısıyla, okullarıyla, hastaneleriyle, mesire yerleriyle acaba böyle bir Sancaktepe var mıydı? Doğal gazıyla, suyuyla acaba böyle bir Sancaktepe var mıydı? Burada da çöp dağları yok muydu? Ama hamdolsun biz iktidar olduk Sancaktepe farklı bir ilçe oldu. Bu hale getirdik. Sancaktepe adeta küllerinden doğdu.

Birileri çıkmış kendine göre atıyor, tutuyor. Diyor ki '25 senede ne yaptınız?' Bunu diyen Binali Yıldırım kardeşimin karşısındaki aday. Adam sanki İstanbul'da yaşamıyormuş. İstanbul'un neresinde ne olmuş, haberi yok. 2014'ten sonra öğrendi. Daha onlar bu işte çok çok acemi. AK Parti kurulduğu günden beri projeyle, yatırımla, hizmetle milletimizin gündemine gelmiş, gönlüne girmiş bir partidir. Bizim lügatimizde yapamayacağını söylemenin özellikle de boş konuşmanın hele hele yalan ve iftiranın asla yeri yoktur, olmayacaktır. Sizlerin huzuruna çıktığımızda önce eserlerimizi, icraatlarımızı anlattık sonra da projelerimizi, hazırlıklarımızı, yapacaklarımızı ifade ederek destek istedik. Çünkü bu ülkenin ve milletin boş lafa, mugalataya, kendini olmadığı biri gibi göstermeye, takiyeye, halka karşı başka konuşup, arkada başka işler yapmaya bu milletin karnı toktur."


Pazar günü yapılacak seçim için vatandaşlardan çok çalışmalarını isteyen Erdoğan, "Pazar günü inşallah akşam farklı bir müjdeyle yola devam etmeliyiz." ifadesini kullandı.

"Bunlardan korkmuyoruz"
Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar uzun süre ve büyük oranlı büyüme dönemi yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tabii bu durum sadece dışarıdakileri değil, içerideki birilerini de rahatsız etti. Son 6 yıldır maruz kaldığımız her saldırının, CHP ve HDP başta olmak üzere, içerideki belli kesimler tarafından hararetle desteklenmesinin sebebi budur. Demokrasi yoluyla, milli iradenin desteğiyle sandıktan çıkarak iktidar olamayacakları vehmine kapılanlar, darbelerden, krizlerden, terör örgütlerinden, siyaset mühendisliklerinden medet umar hale gelmişlerdir. Hatta bu çevreler işi İstanbul'un fethi olan 1453'ün rövanşına kadar götürmüşlerdir. Duvarlara ne yazdılar? 'Zulüm 1453'te başladı.' dediler. Bunu yazanlar CHP zihniyeti. Şimdi bu CHP zihniyeti pazar günü bizden oy isteyecek. CHP zihniyetine sesleniyoruz: Zulüm 1453'te başlamadı, gönüllerin fethi 1453'te başladı. İstanbul, zulmün ezdiği Konstantinapol'den kurtularak kime geldi? Bize geldi. 31 Mart'ta seçimin neticesine en çok sevinenlerin arasında kimler var? Yunanlılar vardı. Yunan gazetelerinde atılan başlıkları hatırlıyorsunuz değil mi? Bu pazar günü bunu tersine çevirmeye var mıyız? Çok gayret edeceğiz, çok çalışacağız. İnşallah bu işi tersine çevireceğiz."

Erdoğan, Muhammed Mursi'nin darbeyle devrilmesinin ardından söylenen sözlere ve şehadeti sonrası verilen bazı mesajlara işaret ederek, "Bilhassa muhalefete yakın bazı sosyal medya hesapları üzerinden sergilenen çirkeflikleri gördüğünüzde insanlık adına utanıyorsunuz. Çünkü bu CHP zihniyeti, onun benzerleri benimle ilgili de ne diyorlardı? Mursi içeri atıldığı zaman 'Erdoğan'ın akıbeti de onun gibi olacak.' diyorlardı. Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli. Erdoğan'ın akıbetini Mursi'nin akıbetine benzetenler, Sisi zihniyetidir. İşte onun için çok çalışmamız lazım. Biz, bunlardan korkmuyoruz. Biz, kefenimizi giyerek zaten bu yola çıktık. Böyle de yürüyeceğiz. Onun için kefenimizi giyerek bu yola çıkanlara korku asla, asla, asla yakışmaz." diye konuştu.

"Hakkın ve haklının yanında olacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hanım kardeşlerime özellikle ricada bulunacağım. Biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Birbirimizi kırmayacağız, birbirimize asla kem gözle bakmayacağız. Aman buna dikkat edelim. Çünkü biz birbirimizi Allah için seveceğiz, makam, mevki, para pul için değil, sadece Allah için. Bu yolda da böyle yürüyeceğiz." dedi.

Muhammed Mursi'nin, mahkeme salonunda 20 dakika yerde çırpındığını dile getiren Erdoğan, "Orada yetkililer Mursi'ye müdahale etmiyorlar. İşte ben de diyorum ki Mursi, eceliyle değil öldürülmüştür. Mısır'da ilk demokratik yolla yüzde 52 oy oranıyla cumhurbaşkanı olan Mursi'nin naaşından bile korktular. Ailesine Sayın Mursi'yi vermediler. Hanımı maalesef Mursi'yi alanlar arasında yoktu. Vasiyeti vardı Mursi'nin, 'Benim naaşımı köyüme defnedin.' diye. Köyüne defnetmediler, devlet kendi belirlediği yere Mursi'yi defnetti. Çünkü korkuyorlardı. Korkaklar, zafer anıtı dikemezler. Bunu böyle biliniz." ifadelerini kullandı.

"Mısır'ın yargılanması için gerekeni yapacağız"
Erdoğan, Türkiye'nin süreci takip edeceğini belirterek, şunları söyledi:

"Uluslararası mahkemelerde Mısır'ın yargılanması için gereken ne varsa bunları yapacağız. Bunun yanında aynı şekilde İslam İşbirliği Teşkilatını göreve davet ediyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatının da gerekeni yapması şarttır. Yok şuymuş, yok buymuş... Hayır. Önümüzde G20 var. Osaka'daki G20 toplantısında gündeme getireceğimiz konulardan bir tanesi bu olacak. Zira bizler, hakkın ve haklının yanında olacağız. Zalimlerin yanında olamayız, onların da karşısında olacağız. İnşallah G20 Zirvesi bu noktada önem arz ediyor. Tüm Batı'ya sesleniyorum, demokratlıkla değil, vicdanla da bir ilgilerinin olmadığını müşahede ediyoruz. İşte bunun için ülkemizi ve İstanbul'u, ağızlarından demokrasiyi düşürmeyen, halk düşmanı bu faşist zihniyete pazar günü teslim etmeyeceğiz. Çok koşacağız, çok gayret edeceğiz. Bu topraklarda Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Boşnak, Arnavut, ister doğulu ister batılı, ister kuzeyli ister güneyli, kimseyi ayırt etmeyen tek zihniyet vardır, o da AK Parti zihniyetidir. Çünkü biz sizleri, 'Yaratılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz. Aranızda ayrım yapamayız."

"Meydan milli irade hırsızlarına bırakılmamalı"
Erdoğan, katılımcılardan, milli iradeye sıkı sıkıya sarılmalarını ve sandığa gitmeyenleri tutarak sandığa götürmelerini istedi.

Bunu yakın takibe alacaklarını, sandığı aşağılayanlara hak ettikleri dersi bir kez daha vereceklerini dile getiren Erdoğan, bunun için meydanın milli irade hırsızlarına bırakılmaması gerektiğini söyledi.

"Çaldılar" ifadesinin hukuku değil, siyasi olduğunu dile getiren Erdoğan, özellikle sandıklarda memurların yerine bir yerlerden taşımalı kişilerin getirilip görevlendirilmesinin, hatta tutanaklara imzaların peşin alınmasının manidar olduğunu anlattı. Erdoğan, sayımdan sonra alınması gereken imzaların peşin atıldığını, ondan sonra da istedikleri gibi bunların doldurulduğunun görüldüğünü aktardı.

Sayımın yüzde 10'unun yapıldığını, tamamı yapılsaydı pazar günü seçim olmayacağını dile getiren Erdoğan, "Sizlerden öyle bir ses vermenizi istiyorum ki dalga dalga İstanbul'un tüm ilçelerine, oradan bölgemize ve tüm dünyamıza yayılsın. İstanbul 23 Haziran'da milli iradeye, demokrasiye, sandığa sahip çıkıyor muyuz? İstanbul 23 Haziran'da şehrimizin ve evlatlarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz? İstanbul 23 Haziran'da Türkiye'ye ve Türk milletine düşman çevrelerin heveslerini kursaklarında bırakıyor muyuz? İstanbul 23 Haziran'da büyükşehir belediyesinin yönetimini tecrübeye, bilgiye ve samimiyete teslim ediyor muyuz? İstanbul 23 Haziran'da Binali Yıldırım diyor muyuz?" sorularına katılımcılar, "Evet" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin galibinin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde Cumhur İttifakı olduğunu belirterek, bunu AK Parti ve MHP'nin sağladığını anlattı. 

AK Parti olarak bu seçimlerden Türkiye genelinde toplamda il genel meclisinde yaklaşık yüzde 60'lık, büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 52'lik, il belediye başkanlıklarında yüzde 55'lik oy oranıyla zaferle çıktıklarını ifade eden Erdoğan, bu sonuçların milletin verilen mücadelede yanlarında olduğunu gösterdiğini kaydetti.

"16 bin oy gasbedilmekten kurtarıldı"
Erdoğan, İstanbul'un 39 ilçesinin 25'ini Cumhur İttifakı olarak kazandıklarını, yine 312 belediye meclis üyesinin de 180'ini aldıklarını dile getirerek, bu şehirde de tartışmasız olarak galip geldiklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "23 Haziran'da niçin tekrar sandığa gidiyoruz?" sorusuna yanıt olarak şunları söyledi: 

"Çünkü büyükşehir belediye başkanlığıyla ilgili birleştirme tutanaklarında AK Parti aleyhine kasıtlı oynamalar, yanlışlar tespit ettik. Üstelik bu kasıtlı yanlışların toplamı 30 bin gibi seçim sonucunu değiştirecek boyutta bir rakama ulaşıyor. Biliyorsunuz iki aday arasındaki fark 29 binden başladı, bizim itirazlarımızla ve oyların ancak yüzde 10'unu yeniden saydırabilmemizle 13 binli rakamlara kadar düştü. İşte bunun adı nedir? Oylar çalındı. Dikkat edin sadece yüzde 10 oranında bir yeniden sayımla 16 bin oy gasbedilmekten ancak kurtarıldı. Bu durum gösteriyor ki AK Parti'nin oyları çalınmıştır. AK Parti'ye verilen oylar sandık başında iç edilmiştir. Bu siyasi bir ifadedir. Hukuki olanını zaten söyledim. Birileri ısrarla diyor ki 'Öyleyse hırsız kim?' Onlara şunu söylemek lazım, soruyu soran. Bu siyasi bir ifadedir. Zaten iyi biliyorlar bu işi. Niye? Memur yerine bankalardaki işçileri yerleştirenler bu işin sorumlusu değil de kim? AK Parti'nin oylarını başka partiye yazan veya buharlaştıran, bu tezgahı kuran ve göz yuman kimse, hırsız odur. Hırsız, gece seçim kuruluna baskın yaparak oyların yeniden sayılmasına engel olanlardır. İlla ismiyle mi söylemek lazım. Zaten hırsız kendini bildiği için. Sürekli çırpınıp duruyor."

"Hukukun gereği seçimlerin yenilenmesidir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı seçim kurullarının hukuka aykırı oluşturulduğunu tespit ettiklerini belirterek, bunlardaki oy toplamının da 212 bin olduğunu, bu durumda aklın, ahlakın, vicdanın ve hukukun gereğinin seçimlerin yenilenmesi olduğunu söyledi.

Sadece İstanbul için değil, 31 Mart'ta başka pek çok ilçe ve belde de seçim yenilenmesi kararı verildiğini anlatan Erdoğan, "Pazar günü sandık başına gidiyor olmamızın sebebi işte bu kadar basittir." dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tekrarlama seçimi öncesinde ortada garip bir tablo olduğunu vatandaşların da fark ettiğini belirten Erdoğan, kendisinin 1994-1999 arasında belediye başkanlığı yapmış kişi olarak konuştuğunu kaydetti.

Erdoğan, "Sizin hizmetkarınız olarak konuşuyorum, efendiniz olarak değil." dedi.

Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin genel başkanından adayına, milletvekillerinden teşkilatlarına kadar tüm varlıklarıyla sahada olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Buna karşılık diğer partinin genel başkanı ortada yok, yöneticileri ortada yok, il başkanı ortada yok, medya şovlarını bir kenara bırakırsanız adayı da ortada yok. CHP adayına destek ya Kandil'den geliyor ya Kandil'in güdümündeki partinin cezaevindeki eski genel başkanından Selo'dan ya da yurt dışından geliyor. Selo 'Oylar CHP'nin adayına.' diyor. Kandil 'Oylar CHP'nin adayına.' diyor. Şu hale bakın. Ne duruma geldik ya. Terör örgütüyle beraber hareket edenlere CHP'ye oy veren kardeşlerim oylarını verecek mi? İP'e oy veren kardeşlerim bu terör örgütünün desteklediği partiye, adaya oylarını verecek mi? Saadet Partisi'ni destekleyen kardeşlerin gidip de oylarını bu terör örgütüyle el ele olanlara verecek mi? Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Sokulmamalıdır." 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Kamu işçilerinin zam pazarlıkları başladı

Kamu işçilerinin zam pazarlıkları başladı