Türkiye 6 Şubat 2023’te asrın felaketine uyandı. Saat 04:17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7 şiddetinde deprem yaşandı. Twitter’da ‘uzaylılarbenibulsun’ nickini kullanan bir genç ise dehşet anlarını kayıt altına aldı ve görüntüleri faciadan birkaç dakika sonra sosyal medyada paylaştı. Paylaşımı gören sosyal medya kullanıcıları ona ‘uzaylı’ yorumunu yaptı. Sabah gazetesi yazarı Ferhat Ünlü ise depremdeki ‘uzaylı’ efsanesinin gerçek öyküsünü kaleme aldı. Ünlü, dikkat çekici yazısında özetle şunları kaydetti:
"6 Şubat 2023 tarihinde, depremin başlamasına takriben 17 dakika kala, saat 04:00 sularında 21 yaşında bir genç, Hatay'ın; adını Büyük İskender'den alan ilçesi İskenderun'daki dört katlı evlerinin damına çıktı. Bizim oralarda kışın pek kar yağmadığı, hatta hemen için hiç yağmadığı için dağlık kesimler hariç, evlerin üstü çatı değil, damdır.
Genç; İskenderun gecesinin, sokak lambalarından caddelere vuran turuncu ışıklarını izledi birkaç dakika… Hava sert, soğuktu; hafiften bir rüzgâr esiyordu.
Tam saat 04:17'de, önce hafif hafif başlayan bir sarsıntı hissetti. İlk başta, bölgede zaman zaman şahit olunan 4 küsur şiddetindeki olağan depremlerden biri olduğunu varsaydı bu sarsıntının.
Gencin adı Ayaz Aydoğdu idi, yedi senedir 'videographerlık' işi ile iştigal ediyordu. Dolayısıyla önemli anları görüntüleme gibi bir gazetecilik refleksine sahipti. Bu yüzden telefonunun kamerasını, sarsıntıyı hissettiği ilk anda açmıştı. Ancak neyi kaydetmek üzere olduğunu henüz bilmiyordu.
Sarsıntı, saniyeler sonra bitmek şöyle dursun, bilakis giderek şiddetini artırdı. Toplam 45 saniyeden oluşan bu dehşet görüntü, 85 saniye süren şiddetli depremin, ışıklar tamamen sönüp de İskenderun karanlığa gömülmeden önceki dilimini içeriyor.
22. saniyeye kadar, şiddetli bir yağmurun seslerini andıran zelzele gürültüsü, 22. saniyeden sonra, Antakya semalarında çakan ve gökyüzüne mavimtırak bir renk yayan sessiz bir şimşekle aydınlandı ve sarsıntının şiddeti birdenbire artmaya başladı. Bu kez depremin gürültüsü, daha kuvvetli bir yağışın, misal ceviz iriliğindeki dolu tanelerinin seslerini andırmaya başladı. Öyle ki, gökyüzünden dolu yağar gibi, yerden sarsıntı yağıyordu. Bir başka deyişle yerden deprem yağıyordu âdeta.
Ayaz; ender rastlanır bir cesaret, sükûnet ve inatçı bir suskunlukla depremin görüntülerini çekmeye devam etti. 32. saniyeden sonra şiddetli sarsıntının etkisiyle şehrin elektrikleri gitti, her yer neredeyse zifiri karanlığa gömüldü. Yalnızca arada gökyüzünde, sanki hâkimiyetin kimde olduğunu gösterircesine hiddetle çakan mavi şimşeklerle aydınlanıyordu İskenderun, Amik Ovası ve de Antakya… İşte o zaman genç, 'kuvvetle muhtemel bina çökecek ve ben de altında kalıp öleceğim' diye düşündü.
'UZAYLILAR BENİ BULSUN' DEYİNCE!
32. saniyeden önce ışıklar yanıp sönerken, eşyalar birbirine tak tak tak diye vuruyor; kirişlerin, kolonların çatırtısı işitiliyordu. Derken evet; 32. saniyede ışıklar tamamen gitti. İskenderun ve semaları zifiri karanlıkla kaplandı birden. Sonra ya sessiz ya da depremin gürültüsünde sesleri duyulmayan şimşekler yeniden çaktı ve mavi ışık patlamaları yine gökyüzünü doldurdu. Yağmur yoktu ama şimşek çakıyordu. Belli ki yer sarsıntısı gökyüzünü de bir süreliğine 'şirazesinden çıkarmıştı'. Bu ne hiddet, ne celaldi.
Genç, içten içe "Herhalde hayatımın sonuna geldim" diye düşünüyordu ama konuşmama, hatta korksa bile tepki vermeme kararı almıştı. Yaptığı videographerlık işinin hakkını vermek için görüntüleri çekerken tarihi anların orijinalliğini bozmamaya özen gösteriyordu.
Kentin ışıkları söndükten sonra civardaki bazı binaların büyük bir gürültüyle çöktükleri duyuldu. Neredeyse zifiri diyebileceğimiz karanlık, binaların nasıl çöktüğünün görünmesine izin vermiyordu ama genç, binaların yıkılma seslerini zihnine kaydetti. Derken, her biri dakika gibi gelen saniyelerin sonunda sarsıntının şiddeti nihayet azaldı ve yeryüzü birdenbire sakinleşti.
Genç, hızla merdivenlere yöneldi ve evdeki anne-babasıyla birlikte sokağa indi. Ve saat tam 04:33'te, çektiği bu görüntüleri Twitter'de 'uzaylılarbenibulsun' nickli hesabından paylaştı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin -etkilediği 10 ildeki güvenlik kamerası görüntüleri de dâhil- en orijinal videosunu çeken bu genç, videoyu paylaştıktan sonra; dar bir sosyal medya çevresinde şehir efsaneleri türemeye başladı:
Vay, görüntüyü çeken kişi depremi nasıl biliyormuş! Önceden istihbaratını aldığı için mi o vakitte dama çıkıp bu çekimi yapmış! Üstelik olağanüstü de sakinmiş, hiç ses vermemiş, böyle bir insan mı olurmuş, kesin uzaylıymış -ee nicki de uzaylılarbenibulsun olunca-! En iyimser ihtimalle 'ABD casusu' imiş vesaire vesaire, hep komploya dair…
İşin içine komplo girince duramadım. Tarihi bir ânı en çarpıcı biçimde kaydederek önemli bir gazetecilik misyonunu yerine getiren bu gencimizi bulmak gerektiğini düşündüm. Önce videoyu çektiği binanın, sonradan çöküp çökmediği araştırdım, çünkü görüntüler bir süre sonra kesiliyordu. Araştırdım. Bina çökmemişti. Çocuk, hayattaydı ve İskenderun'dan Adana'ya geçmişti depremden sonra. Buldum, konuştum.
"Abi neler demediler ki hakkımda. Uzaylı dediler, ABD casusu dediler, hatta Mikail dediler…"
Ayaz Aydoğdu'nun -ismini altını özellikle çiziyorum- yaptığı bu önemli işin hakkı verilmediği gibi bir de çocuğu 'uzaylı', 'casus' yaptık. (…)"