Küresel İklim değişikliğine bağlı olarak azalan yağışlar, artan buharlaşma ve uygulanan yanlış politikalar, dünyanın 2'nci büyük tuz gölü olan Urmiye Gölü'nün önce alan kaybetmesine ardından da büyük ölçüde kurumasına neden oldu.
Gölün tekrar eski haline gelmesi için İran hükümeti tarafından gerekli çalışmalar yapılsa da kurumaya engel olunamadı. Yaklaşık 5 bin 200 kilometrekarelik gölün kurumasıyla birlikte dev tuz birikintileri oluştu.
"TUZLANMAYLA BİRLİKTE BİR VERİMSİZLİK OLACAK"
YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaeddinoğlu, havzadaki tuzun rüzgarla bölgeye dağılmaya başladığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "O tuzun gittiği her bölgede tuzlanmayla birlikte artık bir verimsizlik olacak. Yani o bölgedeki verimli toprakların yok olmasına neden oluyor. Tabi ki göl bir ekosistem. O gölün ortadan kalkması, o bölgedeki o tuzların bir çöl haline dönüşmesi ve bu çöl haline dönüşen tuz birikintilerinin yüzlerce, hatta binlerce kilometre öteye rüzgarla taşınmasına neden olacak. Bizim o rüzgarla taşınan bütün alanlarımız doğal olarak o tuzdan etkilenecek. Tarımsal alanların verimsizliğine neden olacak" dedi.
"VAN ETKİ ALANI İÇİNDE OLABİLİR"
Bu tahribat durumunun sadece o bölgeyi etkilemeyeceğini de dikkat çeken Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "Yakın coğrafyada yani içinde Türkiye'nin de bulunduğu, ülkemizin de bulunduğu, Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli bir bölümünü de etkileyecek. Verimli toprak alanlarını, su kaynaklarının tamamını etkiler.
Dolayısıyla bu alanların o çölleşme tuzla beraber gelen, o çölleşme hareketi içinde bulunan komşu ülkeleri de etkileyecek. Türkiye bunlardan bir tanesidir. Türkiye'yi etkileyecek. Rüzgarla taşınan her bir tuz parçası gittiği coğrafyada tahribata neden olacak. Siz orayı suladığınızda zaten o tuzlu toprak verimliliği büyük ölçüde ortadan kaldıracak. Tam olarak ne kadar alanı etkileyecek sorusuna cevap bulmak lazım. Ama Van'ın da bu etki alanı içinde olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.