TÜRKGÜN ÖZEL HABERİ
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul’da gazeteci ve televizyoncularla bir araya geldi. 2 senedir pandemi nedeniyle basın mensuplarıyla olan buluşmalara ara verdiklerini dile getiren Erbaş, bundan sonraki süreçte bu tür toplantıları daha fazla yapacaklarını bildirdi.
Diyanetin millet ile kuracağı diyalogda basının köprü olacağını belirten Erbaş, samimi bir ortamda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erbaş, bir gazetecinin, Diyanetin daha önceleri dinler arası diyalog konusunda pasif davrandığı eleştirisi ve 15 Temmuz sonrası kurumun içine sızan FETÖ terör örgütü üyelerinin durumuyla alakalı sorusu üzerine şunları söyledi:
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu konuda hassasız. Üniversitede akademisyen olarak bulunduğum süreç içerisinde bile dinler arası diyaloga karşıydım. 'Lekum dinikum veliyedin' yani, ‘Sizin dininiz size, benim dinim bana.’ Dolayısıyla itikadi olarak, böyle bir şeyin kabul edilmesi mümkün değil. 15 Temmuz sürecinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hızlı bir aksiyon aldık. 10 bine yakın teftiş dosyası oluştu. 3 bin civarında kişi ihraç edildi. 200 civarında da PKK ile ilişkisi bulunup atıldı. Tabii Güneydoğu bölgesinde dini hassasiyeti olan kişilerin çokluğu nedeniyle, terör örgütlerinin içimize sızma nedeni daha net anlaşılabiliyor. Bu süreçte FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin gerçek yüzlerini ortaya koyan çalışmalarımız oldu. Türkiye’nin her yerinde bilgilendirme toplantıları gerçekleştirdik. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çocuk, genç, yaşlı demeden, toplumumuzun her katmanını uyarmaya devam edeceğiz.
GÖZLERİME İNANAMADIM
Ali Erbaş, medya dünyasındaki kirli bilgi akışından da rahatsızlığını dile getirdi. Şehir hastanesinde yattığı sırada, televizyonda izlediği bir programda kendisini bir kişinin “Şehir hastanesini övüyor ama Amerikan Hastanesinde yatıyor” diyerek suçladığını hatırlatan Erbaş, “Gözlerime inanamadım” diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Ali Erbaş, dijitalleşen dünyada tüm araçları kullanarak sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanacaklarını, 1 milyonu aşan YouTube abonelerinin olduğunu, gerek basılı, gerek görsel açıdan gelişen dünyaya ayak uydurarak çalışmalarını sürdürdüklerini de sözlerine ekledi. Satanist, ateist ve deist kişilerin bu mecralarda özellikle 4-6 yaş arası çocuklar ve gençler üzerinde etki kurmaya çalıştıklarını, bu durum karşısında çizgi film, kısa videolar ve basılı çalışmalarla mücadele ettiklerini söyledi.
YANLIŞ TELAFFUZLAR
Gençlere yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Ali Erbaş, “Gençliğe Değer Projesi” adını verdikleri projeden bahsederek “100 bin imamımızın her biri 10 gençle ilgilense, 1 milyon gence ulaşmış oluruz” diye konuştu. Himmet konusunu ağzına alamadığını ve bu konudan rahatsız olduğunu söyleyen Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, FETÖ ve DEAŞ’ın istismar ettiği kavramlar üzerinde çalışması var. Himmet, cihat gibi konular… Yine televizyonda kullanılan çok yanlış sözler var. FETÖ’nün bilmem nerenin imamı… Peygamber Efendimizin unvanı, böyle bir terör örgütüyle bir arada anılmamalı” ifadelerini kullandı.
