Evlatlarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutarak Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerinden Remziye Akkoyun, HDP’li olduğunu belirttiği kişi tarafından tehdit edildiğini söyledi.
Dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle 3 Eylül’de HDP il binası önüne gelen Diyarbakır annelerinin başlattığı oturma eylemi 50’ye yakın aile ile devam ediyor. Dağa kaçırılan oğlu Azat için oturma eylemini sürdüren anne Remziye Akkoyun, Zazaca yaptığı konuşmada, önceki gün eşiyle Dicle Üniversitesi Hastanelerine hasta ziyaretine gittiğini, hastane çıkışında HDP’li bir kişi tarafından tehdit edilerek korkutulmak istendiğini öne sürdü.
“Çocuğunu niye istiyorsun?”
Remziye Akkoyun, şunları anlattı: “Kapının girişinde yanımıza biri geldi. Beni tehdit eden kişi, ‘Niye partiyi rahatsız ediyorsun, partiye saldırıyorsun, çocuğunu niye istiyorsun? Orada oturmayı bırak. Niye televizyonlara çıkıp konuşuyorsun’ dedi. Benimle konuşurken devlete de hakaret etti. Ben de ona tepki gösterdim. Bu kişi sürekli HDP il binasına giriyor, onu görüyorum. Orada ne yaptığını bilmiyorum. Belki bizi takip ediyordu.”
Kendisini tehdit eden kişiye çocuğunun bırakılmasını, çocuğuna kavuştuğunda eylemine son vereceğini söylediğini aktaran gözü yaşlı anne, şöyle devam etti:
Onlardan korkmuyorum
“Onlar kendi çocuklarını göndersin. Beni korkutmaya çalışıyorlar. Ben onlardan korkmuyorum. HDP’nin içinde olanlara da söyledim. Çocuğumu 10 yaşında götürdüler. Ciğerimiz yanıyor. Zorluklar içinde çocuğumu büyüttüm alıp götürdüler. Onlara yalvardım, ‘Çocuğumu getirin’ dedim. Bana hep yalan söylediler. Çocuğumu getirsinler. Çocuğumu istiyorum.”
Öte yandan, 4 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Erkan Akkuş’a kavuşmak için dün İstanbul’dan gelerek eyleme katılan baba Fahrettin Akkuş, oğlunun terör örgütüne kandırılarak götürüldüğünü söyledi. Akkuş, oğlunun kaçırılmasından sonra rahatsızlandığını belirterek şunları anlattı:
Oğlumun acısıyla felç geçirdim
“Oğlumu almadan buradan gitmem. Onu götürdüler, felç geçirdim. İlaçla yaşıyorum. Ciğerimi parçaladılar. Askere gitmesine iki ay kala dağa götürdüler. Çok aradım ama izine rastlamadım. Örgütten kaçan bir genç dağda olduğunu söyledi. Son bir umut olarak buradayım. Oğlumu almadan buradan gitmeyeceğim. Oğlumu alamazsam bastonumla burada yatıp, kalkacağım.”