15 Temmuz saat 22:00 sularında, İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinin askerler tarafından ele geçirilmesiyle başlayan darbe girişimi, Türk milletinin ‘Ya İstiklal, Ya Ölüm’ parolasıyla sokağa çıkmasının ardından, kısa süre içerisinde bastırılmış ve millet, geleceğini karartmak isteyenlere karşı topyekun mücadele etmişti. Kimi kendini tankın önüne atacak kadar milliyetçi, kimi kandırılmış askeri sahiplenecek kadar vicdanlı, kimi ise kurşunların önünde bedenini feda edecek kadar mertti... Katıldığı bir televizyon programında o gece yaşananları şöyle anlatıyor MHP lideri Devlet Bahçeli: 15 Temmuz günü, saat 21.00’den sonra eve çekildim. Ancak alçaktan uçan uçaklar büyük gürültüler çıkarıyordu. Eğer bu bir tatbikat ise, Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklama yapması lazım. Her evde çocuk ya da yaşlı insan olabilir. Fakat böyle bir açıklama yoktu. Partiye dönme kararı aldım. 21:40 gibi genel merkezdeydim... Genel merkeze döndüğümü duyan arkadaşlarımız da partiye geldi. Beraber bir değerlendirme yaptık ve şunu söyledim: Bu bir kalkışma hareketine benziyor. Böyle bir durum karşısında bir tavrımız olması lazım. MHP, milliyetçilik ve demokrasiyi ikiz görür. Dolayısıyla milliyetçiliği savunuyorsak, demokrasiyi de savunmamız lazım. Sonra dedim ki; Bu hareketlenme bir su gibi, renksiz ve kokusuz. Demokrasiden yana olmalıyız. Talimat verdim. Sayın Başbakanı arayınız lütfen. Aradılar. Başbakanlık Özel Kaleminde bir arkadaşımız çıktı. ‘Şu an başbakan ile görüşme sağlayamıyoruz.’ cevabını alınca, şunları söyledim; Başbakana iletiniz: Bu bir kalkışma hareketidir, kabul edilemez. Hükümetin yanındayız. Ben de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezinde arkadaşlarımla beraberim. Sonra sabaha kadar haberleri takip ettik.
SOKAĞA DAVET
O gece darbecilerin ilk hedefi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, en kritik açıklaması FaceTime üzerinden Hande Fırat’a olacaktı. Erdoğan, darbe girişiminin püskürtülmesinde kritik önemi bulunan açıklamasında, halkı meydanlara çıkmaya davet etti. Erdoğan “Meydanı onlara bırakamayız. Kararlılığımızı kimsenin test etmeye gücü yetmeyecektir. Milletimizi, illerimizin meydanlarına, havalimanlarına davet ediyorum.” dedi.
YENİKAPI BİRLİKTELİĞİ
Gerek MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, gerek AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın, millete verdikleri cesaretle birlikte, sokaklar darbecilerin karanlık zihniyetlerinden arınmaya başlamış, vatandaşların darbecilere karşı gelmesiyle zifiri karanlık yerini aydınlanmaya bırakmıştı. Hainlerin tek tek yakalanmasıyla birlikte Türkiye yeni bir döneme girmişti. Bu dönem, Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti’nin ‘Yenikapı Ruhu’ diye adlandırdığı bir dönemdi. Artık geçmiş bir tarafa bırakılacak, milletin geleceği ve aydınlık yarınları için topyekun mücadele başlatılacaktı. MHP lideri Devlet Bahçeli, Yenikapı’da yaptığı heyecanlı konuşmayla milyonların sesi olmuştu. Bahçeli özetle şunları söylemişti: Bu vatan 3-5 teröristin sözde vaazları ile düşmeyecektir. Unuttukları Türk milletinin asaleti ve gücüdür. Millet yeniden doğacak, tehditlerin perdesini yırtıp atacaktır. Dikkat ediniz şehadet deyince, gazilik deyince, al bayrağı görünce gözleri hasretle yaşarmayan, yürekleri coşkuyla çarpmayanla paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Onları iyi belleyiniz. Onlar asla bizden değildir. 15 Temmuz’da yaptınız, bundan sonra da ülkeyi kurtaracak olanlar sizlersiniz.
ARKALARINDAKİ GÜCÜ BİLİYORUZ
MHP lideri Bahçeli’den sonra konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise şunları söyledi: 15 Temmuz, dostlarımıza bu ülkenin sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil, aynı zamanda askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. Terör örgütleri mensuplarının kimi adliyede akıbetini bekliyor kimi cezaevinde cezasını çekiyor kimi de mezarda nihai hesabını veriyor. Onların arkalarındaki güçleri de çok iyi biliyoruz. Vakti, saati geldiğinde hesaplarını önlerine koyacağız. 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ ihanet şebekesi mensuplarının başlattığı bir darbe girişimidir ama hadise sadece bundan ibaret değildir. Aynı zamanda PKK ve DEAŞ’ın silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin, asker elbisesi giymiş teröristler eliyle yeni bir safhaya çıkartılma girişimidir. Yani bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir.
BİRLİKTE OMUZ OMUZA MÜCADELE
Yenikapı’da başlayan bu ruh, bu birliktelik, bu kardeşlik; Cumhur İttifakı adıyla ileriki günlerde taçlanmış, milyonların sevgisini kazanmıştı. Milletin iradesini her şeyin önünde tutan Cumhur İttifakı, iki siyasi gücün birleşmesiyle o günden bu güne her türlü terör unsurlarına karşı omuz omuza mücadele ediyor. Cumhur İttifakı’nı görmek isteyen Türk milletine bakıyor, Cumhur İttifakı’nı tanımak isteyenler Türkiye Cumhuriyeti’nin yükselişine odaklanıyor. Çıkarcıların, çürümüşlerin algılayamayacağı bir hareket. Tıpkı MHP liderinin dediği gibi, “Doğruyu görmek için doğru bakmak lazımdır. Hakikati idrak için haktan yana durmak şarttır. Yırtıksız ve yamasız Cumhur İttifakı, milli bekamızın ağır tehditler karşısında olduğu bir dönemde müstesna bir irade ve mutabakatla doğdu. Türk milletinin varlığında mevcut olan bir cevher, süreç içerisinde karşılıksız ve pazarlıksız ortaya çıkmıştır.”