Türkgün Gündem Hamsici'ye FETÖ'den hapis cezası

Hamsici'ye FETÖ'den hapis cezası

Eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılarak FETÖ üyeliğinden 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından tutuklanan ve itirafçı olması üzerine tahliye edilen eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılarak, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmaya tutuksuz sanık Hamsici ile avukatı katıldı.

Örgütle 1977'de tanıştığını, sohbetlere katıldığını anlatan Hamsici, kandırıldığını ileri sürdü. Sanık Hamsici, örgüte yönelik verdiği ifadeler nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılmasını talep etti.

Hamsici ve avukatının savunmalarını tamamlaması üzerine duruşmaya ara verildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin oy birliğiyle aldığı karar, heyete başkanlık yapan daire üyesi Durak Çetin tarafından açıklandı.

Sanık Ahmet Hamsici'nin "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye üye olmak" suçunun sabit olduğu belirtilen karara göre, sanığa Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince "kastın yoğunluğu, örgüt içindeki konumu, örgütte kaldığı süre" dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak 8 yıl hapis cezası verildi.

Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddesi uyarınca verilen ceza 12 yıla çıkarıldı.

Sanığın etkin pişmanlık göstererek itirafta bulunması, örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında faydalı bilgiler vermesi nedeniyle TCK'nin etkin pişmanlığa yönelik 221/4. maddesindeki hüküm gereğince cezası 3 yıl hapse çevrildi.

Hamsici'nin, duruşmalardaki iyi hali göz önünde bulundurularak TCK'nin 62. maddesi uyarınca altıda bir oranında indirim uygulandı ve ceza 2 yıl 6 aya indirildi.

Mahkeme heyeti, Hamsici hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının da devamına hükmetti. 

Yargıtay 9. Ceza Dairesince yüksek yargı üyelerinin yargılandığı çok sayıda davada tanık olarak dinlenen Hamsici'nin ifadesiyle 2011'de Yargıtay'a yapılan 160 kişilik üye seçimine ilişkin eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın evinde yapılan toplantı ortaya çıkarılmıştı.

Hamsici, "Cemaat mensubu üyeler, başka bir odada kendi aralarında toplantı yaptıktan sonra Ahmet Berberoğlu, 'Hoca efendiye danışılmış, 140'tan aşağısına razı olunmamasını istemiş. Benim için tartışma bitmiştir' dedi. O gün kavga ederek ayrıldık" ifadelerini kullanmıştı.

Duruşmalardaki beyanlarında örgüt üyelerine yönelik bilgiler veren Hamsici, pişmanlığını şu ifadelerle anlatmıştı:

"Adım gibi eminim ki bu örgüt, 15 Temmuz darbe girişimini yapmıştır, Gülen denen alçağın talimatıyla yapıldığına kaniyim. 26 yılda bu cemaat 30 kat büyüdü. Dini bir cemaat olarak görülerek girilen bir yapının, başlarda yardımlaşmadan, iyilikten bahsederken sonrasında darbeyi, bu kalleşliği yapması düşünülemez. Bu cemaat, bana hiçbir zaman 'Devleti ele geçireceğiz, darbe yapacağız' demedi. O yazılı olmayan akdi ben bozmadım, onlar bozdu. Ben kendimi kandırılmış, hatta tecavüze uğramış olduğumu hissettiğim için itirafçı oldum."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *