İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu 4'üncü Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katıldı.
Toplantıdaki konuşmasında, depremle ilgili yapılan çalışmalara değinen Bakan Soylu, son bir yıl içerisinde Türkiye genelinde deprem toplanma alanlarını kişi başı 1,17 metre kareden 3,90 metre kareye çıkardıklarını söyledi.
Muhtarlara ve azalara çeşitli eğitim verdiklerini, muhtarları yurt dışı eğitim gezilerine götürdüklerini anlatan Soylu, Bakanlık merkezinde ve büyükşehir belediyelerinde Muhtarlar Daire Başkanlığı, diğer belediyelerde ise Muhtarlar Müdürlüğü kurulduğunu, ayrıca illerde bir vali yardımcısı ile büyükşehir genel sekreterini muhtarların taleplerinden sorumlu tuttuklarını söyledi.
Muhtarların taleplerini daha hızlı yerine getirmek için Muhtar Bilgi Sistemi adıyla dijital altyapı kurduklarını bildiren Soylu, bu sisteme bugüne kadar gelen talep sayısının ise 121 bin 583 olduğunu açıkladı. Bunların 16 bin civarındakinin işleminin sürdüğünü, diğer taleplerin ise tamamlandığını belirten Soylu, gelen taleplerin yüzde 84'ünün olumlu bittiğini duyurdu.
Mekansal Adres Kayıt Sistemi Projesi'nden (MAKS) söz eden ve yakında tüm muhtarların bu sisteme dahil olacaklarını bildiren Soylu, şu an için 28 bin 600 muhtarın bu sistemi kullandığını aktardı.
Muhtarlardan gelen talepleri derleyip toplayıp TBMM'ye ilettiklerini belirten Soylu, bu konuda belli bir aşamaya gelindiğini ve parti gruplarıyla da paylaşılarak derli toplu çok detaylı bir çalışmanın çıkarılacağını söyledi.
Muhtar seçimleri
İllerde güvenlik toplantıları yaptıklarını anımsatan Süleyman Soylu, bu toplantının ardından sadece muhtarları dinleyecekleri toplantılar da gerçekleştireceklerini bildirdi. Muhtarlık seçimlerine de değinen Soylu, "Benim arzum tabii ki ne kadar gerçekleşir bilmiyorum ama ben de muhtarlarımızın birleşik oy pusulalarıyla seçime girmesini isteyenlerdenim ve bu konunun doğru olduğunu düşünenlerdenim." dedi.
Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Her muhtar seçiminden sonra 150-200 muhtar seçimi yapıyoruz, neden? Çünkü, birtakım yasal zorunluluklardan dolayı. Muhtarlık seçimlerinde belli bir dönem önce başvuru olsa, seçim sonrası gerçekleştirilecek iş seçim öncesi gerçekleştirilmiş olsa böylece tekrar bazı yerlerde muhtar seçime gitmeye gerek kalmaz. Birtakım teknik zorlukları olduğu konusunda değerlendirmeler yapıldı ama ben YSK nezdinde bunun aşılabileceğini düşünenlerdenim çünkü teknoloji çok gelişti. Çok nahoş hadiseler de oluşuyor. Seçimin sıhhatini tehlikeye düşürecek adımlar atılıyor. İnşallah bunları derli toplu bir şekilde ortaya koyacak bir dönemin sağlayıcısı oluruz. En önemli görevlerden bir tanesi de sizlere düşüyor. Bunları beraber gerçekleştirmeliyiz."
Dar bir yönetim vizyonuyla sınırlı olmadıklarını anlatan Soylu, çok kapsamlı bir yönetimi ortaya koyduklarını söyledi.
Soylu, "21'inci yüzyıla bu kadar derin bir değişim imzası atmış, böyle bir ülkeyi, arkasında böyle köklü bir milleti olan böylesine büyük bir devlet geleneği olan bir ülkeyi, gündelik manipülasyonlarla değerlendirirsek, ülke gündemini ithal ajansların çalışmalarıyla belirlersek, demokrasi kazanımlarımızı, cumhuriyet kazanımlarımızı bir kenara bırakıp sadece oy hesabı tutuyor diye siyahla beyazı bir araya getirirsek, özellikle ülkemizin geleceğini siyasi mühendisliklere teslim edersek bu ülkeye ve bu millete haksızlık etmiş oluruz." dedi.
"Bu yıl toplam 19 çocuğumuz Hakkari'de tıp fakültesini kazandı"
Geçen hafta Hakkari'de olduğunu anımsatan Bakan Soylu, genç bir kızın yanına gelip tıp fakültesini kazandığını söylediğini aktardı. Süleyman Soylu, "Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Eğer biz bu çocuklara el açmazsak, elin adamları acımasız oluyorlar. Oraları terör bataklığına döndürmek isteyenler o çocukların ideallerini, arzularını, hedeflerini ellerinden almaya çalışmışlardı. Bu yıl toplam 19 çocuğumuz Hakkari'de tıp fakültesini kazandı. Bu ülkemizin huzuruyla sağlanan bir meseledir. Ülkemizin birliği ve beraberliği ile sağlanan bir meseledir." diye konuştu.
Bu yılın ortasına kadar Ağrı Dağı'na çıkılmadığını şimdi ise orada yüzlerce kişinin dağcılık faaliyetinde bulunduğunu bildiren Bakan Soylu, güvenlik ve huzurun elden kaçmaması gerektiğinin altını çizdi. Bu durumun bir tanım spekülasyonların aleti haline getirilmemesini isteyen Soylu, "Tunceli Kutu Deresi ile Ali Boğazı'nda 2 bin kişi, PKK teröristi kamp yapıyor, eğitim yapıyor halaylar çekiyordu. Bugün Türkiye'deki terörist sayısı 189'a indi, toplam terörist sayısı, ülkemin içinde." açıklamasını yaptı.
"Bize meydan okuyamıyorlar"
"Sınırlarımızın ötesinde bize meydan okuyanlar bugün oradan meydan okuyamıyorlar. Avaşin Basyan'dan, Hakurk'tan bütün bu tablonun tamamında bize meydan okuyamıyorlar." diyen Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Evlatlarımız kahramanlarımız, bir büyük mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyorlar. Şunu ifade etmek istiyorum, Türkiye eski Türkiye değil, vurunca hemen yıkılabilecek bir Türkiye değil. Birçok şey gördük, sizler de gördünüz. Darbeler, ekonomik krizler, yüzde 8 binlik gecelik faizler gördük. Amerika'dan Avrupa'dan parmak sallanan günler gördük. Bir günde 50-60 şehidimizin ay yıldızlı bayraklara sarılı naaşlarının defnedildiği günler gördük. Gelecek nesillere bu yaşadıklarımızı bırakmayalım. Güçlü bir Türkiye bırakalım. Çünkü, onlar bizim yaşadıklarımızı görmedikleri için belki bizim kadar dayanıklı olmayabilirler. 15 Temmuz'u, 17-25 Aralık'ı, 28 Şubat'ı gördük. Bunlar bu ülkenin üzerine oynanan oyunlardır. Hep birlikte yarına güçlü bir Türkiye'yi ortaya koyacak bir anlayışı hep beraber gerçekleştirelim. Biz bugün terör örgütlerine adım attırmıyoruz, adım da attırmayacağız. Bunu söylediğimiz zaman bizle dalga geçiyorlardı. Tekrar söylüyorum, bu ülkede PKK'nın adını kimse anmayacak. Bu kadar basit. Hiç kimse. Bunu hep birlikte sağlayacağız. Çocuklarımız güçlü ve büyük bir Türkiye'de olacak."
İdlib'e en az 4-5 kez gittiğini anlatan Soylu, "Yemen, Suriye, kimin coğrafyasıdır?" diye sordu. Bakan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz 100 yıl önce aynı milletin evlatlarıydık. 200 yıl önce birçok coğrafyayla aynı milletin evlatlarıydık. Beraberdik, az buçuk zengin olduk, az buçuk ayaklarımızın üzerinde duruyoruz diye biz Batı gibi mi yapmalıyız? Sırtımızı mı dönmeliyiz komşularımıza, hısımlarımıza? Siz de ben de biliyoruz ki unutursak bizi de bir gün unuturlar. Onun için biz Batı'ya benzemeyelim. Onların değerleriyle yoğrulmayalım, maddeci olmayalım. Bugün ülkemize nasıl huzur ve güveni, barışı ve istikrarı getirmişsek Allah bu millete o şerefi de nasip edecek, Orta Doğu'ya da Kafkaslara da etrafımızdaki coğrafyaya da huzuru da barışı da güveni de kardeşliği de bu büyük millet ve asil millet getirecektir. Buna olan inancımız tam. Onun için hep birlikte işe sıkı sıkı sarılalım. Herkes bir taraftan tutsun."
"Biz emrinize amadeyiz"
Bu ülkenin 2 yıldır afet gündemiyle uğraştığını ve buna ilave kaynak aktardığını belirten Soylu, "Arkamızda bir eksik bırakmayalım." diye gece gündüz çalıştıklarını vurguladı.
Bakan Soylu, sadece Bozkurt'ta 700'ün üzerinde bodrum ve birinci kat duvarları yıktıklarını, içerisinden 10 binlerce kamyon malzemeyi bir ay içinde taşıdıklarını söyledi. 30 bin kamyonun üzerinde çamur taşındığını söyleyen Soylu, "Binin üzerinde helikopter malzeme taşıdı." dedi.
Herkesin fani olduğunu ve bir gün öleceğini dile getiren Soylu, şunları kaydetti:
"Ama, benim ülkem büyük ülke. Benim milletim de büyük millet. Gücümüz, kuvvetimiz hakikaten çok. Kim bunun dışında başka bir şey söylüyorsa kötü bir şey söylemem, 'Ülkesini tanımıyordur.' der geçerim. Yapılacak çok iş var bu memlekette, hep birlikte gerçekleştireceğiz. Biz emrinize amadeyiz. Bizim sizin nezdinizde çözemeyeceğimiz mesele çok azdır. Kendinizi hiçbir daim yalnız hissetmeyin."
"Muhtar artık sadece köye ait değil aynı zamanda şehirdedir"
Türkiye Muhtarlar Konfederasyonunun 4. Olağan Genel kurulu vesilesiyle muhtarlarla bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Soylu, Genel Kurul’un hayırla vesile olmasını temenni etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek konuşmasına başlayan Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Muhtar bile olamaz, denilerek itibarsızlaştırılmaya çalışanlara inat, 19 yıldır milletin iradesiyle seçilen ve bu 19 yıl içerisinde de hem Türkiye'yi hem de muhtarlık kurumunu çok farklı bir noktaya getiren, güçlendiren, kapasitelerini yükselten, milletin evinin kapılarını muhtarlarımıza sonuna kadar açan, muhtarlarımızla kendisi arasında hiçbir perde, hiçbir basamak kabul etmeyen ve muhtar buluşmalarını bir devlet geleneği haline getiren kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sizlere, Sayın Genel Kurula hem özel selamlarını hem başarı dileklerini hem de hürmet ve muhabbetlerini iletmek isterim."
Özellikle 60-70 yıl öncesinde muhtarlık kurumuyla ilgili değerlendirme yapanların daha ziyade köyle ilgili bir kavramı hatırlayacağını söyleyen Soylu, Türkiye'de 50 bin 340 muhtarın 32 bin 87'sinin büyükşehir ve il merkezlerindeki mahalle muhtarları olduğunu hatırlattı.
Bakan Soylu, 1927'de Türkiye'de nüfusunun yüzde 25'inin şehirlerde olduğunu anımsatarak, "Bugün tam tersi yaklaşık yüzde 77-80 aralığı bir nüfus şehirlerde ve ilçe merkezlerimizde, yüzde 22-23 bandında bir kesim de kırsal alanda yaşamaktadır. Eğer büyükşehir ve il sınırlarındaki mahalle harici köy ve beldeler üzerinden hesaplarsak bu oran yüzde 92'ye yüzde 8 gibi görünüyor. Bunun anlamı şudur, muhtar artık sadece köye ait değil aynı zamanda şehirdedir. Şehrin bir ögesi, şehrin yönetiminde etkin olan bir aktördür." diye konuştu.
Şehirlerde, mahalli idarecilerle muhtar toplantıları yaptıklarını anımsatan Soylu, bu toplantılarda uyuşturucuyla mücadele, şehirleşmeyle ilgili sorunları, kentsel dönüşüm çalışmalarını, sosyal ve ahlaki meseleleri, alt yapıyı, asayiş ve afete karşı alınan tedbirleri muhtarlarla konuştuklarını söyledi.
Elazığ depreminden itibaren birçok afetle karşılaşıldığını bildiren Soylu, şöyle devam etti:
"Bu afetlerde, Allah bir daha milletimizle karşılaştırmasın, hep birlikte acı tablolar yaşıyoruz. Biz yöneticiyiz, bizim görevimiz mazeret bulmak, ahlanmak ve vahlanmak değildir. Bizim görevimiz, bize ehliyet veren, 'Sen benim muhtarımsın, bakanımsın, milletvekilisin, ben seni seçtim, bu yükümlülükleri sana verdim.' diyen milletimizin derdine derman olmak, zor durumda yanında olmaktır. Cep telefonumda hala Elazığ'daki günden bugüne kadar onlarla kurduğum Whatsapp hattı vardır. Tek tek takip ederim. Gerek depremle ilgili olsun son zamanlarda başka meselelerle ilgili olsun neyin ne olduğunu orada hem ben takip ederim aynı zamanda bir vali yardımcısı oradadır. Oradaki meseleleri takip eder.
Gerek yangında gerek sel bölgesinde gerek pandemi döneminde gerek denetimlerde gerekse filyasyon ekiplerinde erinmeden vatandaşımızın her türlü isteğini yerine getirebilmek için tüm yöneticileriyle gayretkeş bir mücadele ortaya koyan, samimi bir mücadele ortaya koyan, aldıkları her oyun alın teriyle beraber hakkını vermeye çalışan muhtarlarımıza huzurunuzda teşekkür ediyorum."
"Muhtarlarla hep birlikte omuz omuza olduk"
Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde 1,5 ay kaldığını belirten Soylu, Arhavi, Manavgat, Muğla, Sinop Ayancık ve Giresun'da muhtarlarla hep birlikte, omuz omuza olduklarını söyledi.
Afet bölgelerinden olayı anladıktan sonra muhtarlarla bir araya geldiklerini bildiren Bakan Soylu, "Afetle ilgili ilk müdahaleyi yaptıktan sonra en uçlara ulaşabilmek, en kılcal damarlardaki hadiseyi anlayabilmek ve karşı karşıya kaldığımız problemin büyüklüğü altında konsantrasyonumuzu bir merkeze değil tümüne yaymak ve hep birlikte el birliğiyle bunu halledebilmek, paylaşabilmek için bütün sistemimiz buna ait." dedi.
Batı Karadeniz'deki sel felaketinde muhtarlarla koordineli çalışarak olaya anında müdahale ettiklerini belirten Bakan Soylu, muhtarlarla elektriği kesilen köylere elektriğin tekrar getirilebilmesi ve temin edilen trafoların helikopterlerle köylere ulaştırılmasını yürüttüklerini bildirdi.
Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri, AFAD, Kızılay ve belediyelere kadar ortaya konulan sürecin, muhtarların merkezde olduğu bir anlayışla beraber yönetildiğini ve idare edildiğini belirten Bakan Soylu, "Doğru bir anlayışla ve doğru bir şekilde hizmetin atılmasını temin ettiniz. Belki biraz zaman geçti ama özellikle her birinizin gerek pandeminin o yoğun dönemlerinde kapanma dönemlerinde, filyasyon dönemlerinde vefa gruplarıyla yaşlılarımızdan evde yalnız kalanlara kadar, hastalardan engellilere kadar hangi uğraş içerisinde olduğunuzu ve buradaki sistemi de başarılı bir şekilde yürüttüğünüzü yönettiğinizi biliyoruz." diye konuştu.
Tecrübelerine dayanarak, insanlığın tarih boyunca nasıl devam edecekse muhtarlığın da tarih boyunca aynen öyle süreceğini ifade eden soylu, şöyle dedi:
"Bunun için son dönemlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatlarıyla sizler de şahitsiniz bir dizi önemli adımlar attık. Örneğin 19 Ekim Muhtarlar Günü olması bence hepimizin onurudur, doğru bir iştir ve gerçekleşti. Muhtar seçilir, en geç 1-2 ay içerisinde her valilik her kaymakamlık kendi adına, kendi şekliyle bir kimlik kartı ortaya koyardı. Oysa muhtar kimlik kartı seçildikten 1,5-2 ay içerisinde muhtarımıza gider.
Muhtarımızın özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı. Örneğin SGK primleri en temel meselelerden bir tanesiydi ve bu sizin de gayretinizle, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Hükümetimizin de gayretiyle karşılandı. 2002'de 97 lira olan muhtar maaşı bugün net olarak 2 bin 631 seviyesinde. Ayrıca SGK primleri de bugün itibarıyla 1234 lira muhtarlarımız adına SGK'ya ödenmektedir. Muhtarlarımız önemli bir meselesi de silah meselesiydi, harç meselesi. Ömür boyu yine sizin gayretlerinizle, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle sağlandı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla daha önce köy muhtarlarına tanınan köy konağı yapmak için hazine arazisinden yer tahsis hakkını mahalle muhtarlarına da tanıdıklarını belirten Bakan Soylu, "Şimdi burada söylüyorum, bundan sonra bu meselede hep beraber çok büyük bir atılım içerisinde olacağız. 1,5-2 yıl içerisinde inşallah muhtarlık konağı olmayan yerlerde belediyelerimizle ve kendi gayretimizle, kendi ödenek ve tahsislerimizle birlikte muhtar konaklarını en güzel şekilde yapıp muhtarlarımıza Sayın Cumhurbaşkanımızı da talimatını açık bir şekilde verdiği gibi gerçekleştireceğiz." dedi.
Daha önce gerçekleştirdikleri "Biz Anadoluyuz Projesi" gibi "Türkiye Muhtarları El Ele Projesi" ile muhtarların kaynaştırması gerektiğini belirten Soylu, şunları kaydetti:
"Muhtarlarımızı doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle bir araya getirmek, kadın muhtarlarımızın kendine ait ortaya koyduğu bir takım faaliyetlere elimizden geldiği kadar destek verebilmek, muhtarlarımıza da azalarımıza özellikle bu konuda ciddi bir katkı ve gayret ortaya koyabilmek için de çalışmalarımız bu yıl da devam etti, önümüzdeki yıl da aynı şekilde devam edecektir.
Yine AFAD kapsamında, çünkü afet meselesinde en kıymetli paydaşımız muhtarlarımızdır. Biliyorsunuz bu yıl Afet Yılı ve bu yıl içerisinde şu ana kadar 29 milyon kişiyi ruberu afet eğitimiyle karşı karşıya getirdik. Şimdi söylüyorum 38 bin 540 muhtarımız da bu eğitimleri aldı. Ve inşallah yıl sonu itibarıyla hepsini tamamlamış olacağız. Sebebi şu, biz ortak çalışıyoruz, birlikte çalışıyoruz. Yani siz mahallenizdeki toplama alanını, mahalleniz veya mahallenizin yanındaki barınma alanını bilmekle mükellefsiniz, bilmelisiniz. Vatandaşınızı yönlendirmek için oradaki ihtiyacı görmek durumundasınız. Biz size oradaki ihtiyacı, birlikte paylaşabilme kabiliyetini ortaya koymalıyız."